21.Bölüm

36 2 0
                                    

Oy ve yorum atmayı unutmayın.^^^^
Bölüm şarkısını dinlemeyi de unutmayın.
İyi okumalar.🦋

21.Bölüm: Direniyorum Acılara

"Korkma dedim, Tanrı çoktan unuttu bizi..."

(Son Feci Bisiklet-Elektrot)

(Beş ay sonra)

Sekiz hatta belki de dokuz ay önce biri gelse ve sen bunları bunları yaşayacaksın, dese asla inanmaz gülüp geçerdim. Evet gülerdim. Mükemmel bir hayatım vardı, hiç şüphe etmediğim babam vardı veya üvey bir kardeşim yoktu, acısını çektiğim ve çekmeye devam edeceğim bir sevgilim yoktu. Artık bu rüyadan uyanma vaktim gelmedi mi hayat?

"Doğacığım, beş ay oldu. Emin misin seni affedeceğinden?" diye sordu İrem kahvesini yudumlarken. Rahatsız olduğumu belli edecek şekilde gökyüzüne baktım.
Güneş, gökyüzünü terk etmezdi, edemezdi...
"Eminim İrem. Affeder beni..." durdum "etmese de..." devam edemedim. Cidden ya affetmezse?
"Etmese de?" diye sordu İrem şaşkınlıkla.
"Etmese de mutlu olup olmadığına bakacağım. Mutluysa bozmayacağım."
Bir az düşününce her şey oldukça açık ve netti. Sadece ben bu netliği bilmek istemiyordum.
"Doğa saat 14.00 git istersen?" dedi İrem saatine bakarken.
"Tamam."

Üstümde ki ince yorganı kenara bırakın balkondan çıktım. Hızla atmaya devam eden kalbimle montumu giydim ve çantamı aldım.
Kapıyı açıp anahtarı alırken İrem'e seslendim,
"Şans dile..." ve evden çıktım.
Merdivenlerden inerken Eda geldi aklıma, yine ve yeniden. Acaba o ne derdi? Merdivenlerden inip bir kaç dakika sonra gelen ilk taksiye bindim.

Taksiye bindim. "Nereye gidelim ablam?"
Taksiciye gideceğim yeri söyledim ve yolu izlemeye başladım.
Nefes alamayacak kadar bunalmıştım.

_

Yaklaşık on beş dakikaya yakındır yolaydık. O kadar uzak mıydı buraya yahu?
"Geldik abla." dedi taksici güler yüzle.
"Borcum ne kadar?" dedim nazikçe.
"25 lira versen yeter." Taksiciye parayı uzatıp arabadan indim. Hızla kayalara gittim. Kalp atışlarım ve titreyen vücudumu düşünmeniz ve azbda olsa hissetseniz anlardınız neler olduğunu.
Gözlerimi yavaşça kayalıklarda gezdirdim. Oradaydı. Bartu oradaydı...
Her zaman ki yerde.
"Hiç değişmemiş." diye mırıldandım kendi kendime. Derin bir nefes alıp ona doğru bir adım attım. Bir adım daha. Ve bir tane daha...
Artık Bartu'nun arkasındaydım. Evet, tam arkasında, beş yıl sonra.

"Hiç değişmemişsin..." diyerek yanına oturdum. Günbatımını izlerken bana döndü. Baştan aşağı süzdü beni.
"Sende..." önüne geri döndü. Bu muydu yani? Bu kadar mıydı?
"Nasılsın?"
"Gerçekten umursuyor musun?" Ona döndüm. O da bana...
Titreyen elimi sakalına doğru uzatırken konuşmaya başladım "Nasıl umursamayayım Bartu? Sen benim sev-" sözümü tamamlamama izin vermeden elimi itti ve konuşmaya başladı "Okuyabilmek gözlerinden aşkı mevsimlere sormak gibi bir ömrü,git başımda!" diye bağırdı birden. Onu sevmediğimi mi düşünüyordu? Ama ben... onu seviyordum...
"Seni unuttuğumu mu sanıyorsun?"
Sessizlik.
Yaklaşık beş dakika sonra ayağa kalktı. "Bu suskunluğumu da bağışla,seviyor olsaydın gelirdin." diye mırıldandı sessizce. Bende ayağa kalktım.
"Geldim işte... Buradayım."
Elini giydiği ceketin cebine soktu. Bir zarf çıkardı.

"Nişanlanıyorum. Gelirsen sevinirim."
Ne!
Zarfı titreyen ellerimle açtım. Şaka mıydı bu?
"Beni ne kadar çabuk unuttun?" diye mırıldandım sessizce.
"Hem ilacım hem de zehirimdin sen. Neyse,nişan günü görüşürüz..." diyerek yanımdan ayrıldı. Ağlamaya başladım. Ağladım, ağladım...
Söylenecek şey vardı ama dilimde de düğüm vardı. Anlatamayacağım şeyler yaşıyordum içimde. Yangın ve onu söndürmeye çalışan delirmiş dalgalar, etrafta çığlık atarak gezen varlıklar vardı içimde.
Ana caddeye çıktım ve taksi çevirip gideceğim yeri söyledim.

Yol boyunca elimde ki zarfa baktım. Yanda ki ismi okumaya bile cesaret edemiyorum. Beynime kan gitmiyordu.
Can çekişiyordum.
Bir hikayem vardı ama bir hikayem hâlâ bitmemişti sanki.
Gözümde ki yaşı silip önüme baktım, o an ilk defa kırklı yaşlarda olduğunu düşündüğüm taksiciyle göz göze geldik.
"Bir şey mi oldu kızım?"
Durdum. Zar zor yutkunup konuşmaya başladım,
"Sevdiğim adam evleniyor..."
"Üzülme kızım, eğer kaderinde varsa mutlaka seninle kalır. Çünkü her şeyi değiştirebilirsin ama kaderi asla."
Sessizlik.
Sadece sessizlik...

"Zaman durdu sanki her şey sıradandı, iyiyim dedim herkese ağlamam zaman aldı, anlamam zaman aldı..."

(Model-Ağlamam Zaman Aldı)

KayıpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin