32.bölüm(kaza)🚗

234 14 23
                                    

Finale son 4


Ceren'den

    Cenk arkasına dönerken,bende  bahçede göz gezdirdim. Cenkin sesi ile içeri koşarken içimi bir sızı kaplamıştı;

"Umutt! Oğlum.."

İçeri Cenk'in odasına girdiğimde Umut'u sağlam görmemle derin bir nefes aldım. Sadece düşmüştü anlaşılan ama nerden? 

"Oğlum nerden düştün sen?" Umut yaşlı gözlerle bana bakıp eliyle dolabı gösterdi.. Gözlerim büyürken Cenk sinirle mırıldandı;

"Oğlum senin ne işin var dolabın üstünde ha?"  Sesi o kadar korkutucu çıkmıştı ki ben bile korkmuştum..

"Cenk!" diye hafif ama sert bir ses tonuyla onu uyardıktan sonra Umut'u kucağıma aldım;

"Anneme bizde olan fotoğrafını gösterecektim.. Tam almışken düştüm birden.."  Alnının kızaran tarafına bir buse bıraktıktan sonra ellerini öptüm.. Cenk'in de bakışları yumuşamıştı.. Ayağa kalkıp dolabın üstünde ki çerçeveyi aldı ve Umut'a uzattı.. Hemen ardından da şaçlarına bir öpücük bıraktı..

Fotoğrafa baktığımda lise zamanlarına ait olduğunu anladım.. Öyle bir bankta oturuyor bir yeri izliyordum.. O zamanlar şaçlarımı bir anlık hevesle siyaha boyamıştım.. Belki ilerde bir daha boyatırdım.. 

*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/

   Şirin arkadaşlarının yanına Çanakkale'ye gitmişti. Şimdi ise vapura binmiş eve dönüyordu.. Ablası ile kavga etmek istemediği için erken dönüyordu aslında daha çok.. Yanına gelen kişiyle gözlerini devirdi.. Ne çok karşılaşır olmuşlardı Ateş'le;

"Ne var?" Ateş yüzündeki düz ifadeyi bir saniye dahi bozmazken gözlerini denizden Şirin'e çevirdi;

"İnsanlar genellikle konuşmaya merhaba ya da nasılsın diye başlıyorlar bunu biliyor musun.." 

"Ha ha ha.. seninle düzgün bir muhabbete girmemi falan mı bekliyorsun anlamadım?" 

"Neden olmasın?" Şirin Ateş'e  göz devirirken feribot sahile yaklaşmış dı.. Şirin feribottan indiğinde arkasından gelen Ateş'e bağırdı;

"Peşimi bırakır mısın? Bildiğim kadarıyla sizin eve diğer yoldan gidiliyor.." 

Ateş Şirin'in önüne geçip ellerini beline koydu ve kafasını olumsuz anlamda salladı;

"Benimle bir yemeğe çıkmaya ne dersin?"  Şirin yüzünde ki alayla ifadeyle kafasını yana eğdi;

"Hayır derim.." dedi ve yoluna devam etti.. 

"Bir gün evet diyeceksin.." Şirin anlamadığı bir sinirle Ateş'e dönüp bağırmaya başladı;

"Niye hep peşimdesin? Cemre ablayı sevmiyor muydun sen? Benim üzerimden mi ona ulaşmaya çalışıyorsun?" 

Ateş beklemediği tepkiyle kala kalırken Şirin yoluna devam etti..

Öte yandan her ne kadar kızının Ankara'ya geri dönmesine üzülse bile Yasemin Hanım tatlı bir telaş içerisindeydi. Oğlu bugün onu evlenmek istediği kızla tanıştıracaktı.. 

Cemre ise akşam giyeceği kıyafeti seçmeye çalışıyordu. En sonunda kendi odasında bir şey bulamayınca Ceren'in odasına yöneldi..Böyle önemli bir günde arkadaşı onun kıyafetini giydi diye kızmazdı ya.. Hem nerdeydi o?

Cemre telefonunu alıp Ceren'e mesaj atacakken aşağıdan Şirin'in sesini duydu;

"Ben geldim.." 

"Ceren'in odasındayım.." Şirin yanına çıktığında olayı kısaca anlatıp Ceren'i aramak için telefonunu tekrar eline aldı.. Lakin Şirin buna müsade etmedi;

"Ben sana yardım ederim.. Ablam şimdi eniştemledir.." 

*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/

Ceren Umut'un kafasına pansuman yaptıktan sonra, Umut uyuya kalmıştı. Şimdi ise Ceren ve Cenk kahvelerini ellerine almış film izliyorlardı.. 

"Cenk özür dilerim.."

Cenk gözlerini bilgisayardan çekip göğsünde olan Ceren'e döndü;

"Ne için hayatım.."

"Sana dedim ya dün gece her ne olursa olsun seni affetmiycem diye onun için.."

Cenk, Ceren'in saçlarını öpüp konuştu;

"Sen yanımdasın ya unuttum bile ben sende unut.."

Ceren kafasını sallayıp Cenk'in göğsüne iyice yerleşti ve gözlerini kapattı. Dün pek fazla uyuyamamisti ve bunu kahve bile unutturamamistı. Gözleri usulca kapanırken Cenk'te film izlemeye devam etti.. 

Ertesi gün;

  Ceren ve Umut dün gece geç saatlerde Cemre ile eve dönmüştü.  Cemre yol boyunca Yasemin Hanım'ın kendisine sorduğu soruları ve kendi verdiği cevapları anlatmıştı.

Eve girdiklerinde ise tüm olanları Şirine de anlatmış ve hiç birinin uykusu olmadığı için tüm gece dedikodunun dibine vurmuşlardı. Umut ise tam bir uyku düşkünü olduğu için gece boyunca hiç uyanmamisti.

Sabah olduğunda ise Ceren cafedeki eksikler için Çanakkale'ye gitmişti. Umut'da onunla beraber gelmek istemişti. Ceren başta kabul etmek istemese de sonra oğluna kıyamamıştı.

Feribottan çıktılarında Ceren oğlunun elini sıkıca tuttu. Ne olur olmazdı. Etraftaki insanların kim olduğunu tanımıyordu.

Bu düşüncelere dalmışken oğlu onu nereye çekse oraya gidiyordu. Ne olduysa bundan sonra olmuştu zaten.

Freni tutmayan bir araba onlara çarptıktan sonra..

Bölüm sonu...

Umut'un HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin