22.bölüm(limonlu kurabiye)🍋

335 19 73
                                    

Şirin'den:

Ablamla yaşamaya başlamıştım. Hem o hemde ben birbirimize çok ısınmıştık. Aile sıcaklığını hissediyordum resmen, Cemre abla ile aynı odada kalıyorduk.

Ona döndüğümde uyuduğunu gördüm. Yavaşça kalkıp ayağıma pandiflerimi geçirdim. Banyoya gidip, elimi yüzümü yıkadım. Odadan çıkıp Umut'a baktım, daha uyuyordu. Ablamın odası baktığımda  yerinde yoktu.

Aşağı inip mutfak kısmına geçtim. Güzel bir limon kokusu hakimdi. Ablam kahvaltıyı hazırlamış tezgahta bir şeyler yapıyordu:

"Abla günaydın."

"Günaydın kahvaltı hazır hadi kaldır diğerlerini."

"Kaldırırım kaldırırım da sen napıyorsun orda?"

"Hiç, öyle kurabiye yapıyorum."

"Limonlu galiba.." sessizce kafasını salladı ben de yanına yaklaşıp tezgaha dayandım.

"Bu limonlu kurabiye Cenk abimin en sevdiği değil mi?" diyip sessizce kıkırdadim.

"Öyle miydi?" Ablamın yüz ifadesiyle gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

"Öyleydi. Sende ona yapıyorsun zaten dimi?" Yüzümde ki gülme ifadesine bakıp hafif sesini yükseltti:

"Şirin.. Allah Allah seviyor o da yani ne var ki yapmisken götürürüm.."

Dediğine içimdeki gülme hissini zor tutarak kafamı aşağı yukarı salladım:

"Götür ablacım, ihmal etme sen eniştemi."

"Şirin diyorum, Allah Allah ne var yani bir kurabiye götürdük diye.."

"Bir şey yok canım  sonuçta götürdüğün kurabiye de onun en sevdiği kurabiye değil ne olcak ki?"

Sanırım sinirlendirmistim yüz ifadesi değişmişti.

Yazardan:

Ceren sert bir şekilde Şirine bakarken, Şirin hemen mutfaktan çıkmak için hareketlendi:

"Ben gidip Cemre ablayla, Umutumu uyandırıyım."

"Bence de hadi.." Şirin mutfaktan çıktıktan sonra telefonunu eline almış ve Cenk'e mesaj atmıştı:

"Sakın evden çıkma, ablam sana kurabiye getirecek.

Not:kurabiye en sevdiğin olan limonlu.."

O yukarı çıkıp Cemre'yi ve Umut'u kaldırırken Ceren kendi kendine söyleniyor bir yandan da yaptığı küçük hamur parçalarını yuvarlıyor, pudra şekerinin içine atıyordu:

"Ne olmuş yani Cenkin en sevdiği kurabiye buysa sanki ona yaptım ben, Allah Allah yapmisken goturucem işte ne var bunda.. Sanki onu görmek için yapıyorum ben bunu. Yani tamam onun için yapıyorum da ne olcak yani görmek isteyemezmiyim?"

"İstersin ablam, istemezsin demiyorum ki."

Ceren şok içinde yanına dönüp kurabiyeleri pudra şekerine bulayıp tepsiye dizen kardeşine baktı:

"Beni mi dinliyorsun sen? He?"

"Yoo. Sadece kulak misafiri oldum."

"Hıı öylemi. Gösteririm ben sana kulak misafiri olmayı hele şu bir bitsin.."

Şirin ablasının dediğine gülüp yanağından öptü Ceren'i

Ceren'den:

Cenk'e götüreceğim kurabiyeleri sunum tabağına yerleştirip yukarı üstümü giyinmeye çıktım. Çünkü hala pijama ile duruyordum. 

Odaya çıktığımda, bir 15 dakika kadar dolap ve kıyafetlerle bakıştım. En sonunda ince bir turuncu bir bluz  ve siyah dar paça bir pantolon giydim. Bağlandığım saçlarımıda açıp bukleleri düzelttim. Tekrar aşağı indiğimde Cemre ve Şirin Umut'u alıp cafeye geçmişlerdi.

Cafeyi geçen hafta açmıştık. Gökçeada'nin nüfusuna göre gelen kişisi ve sipariş sayısı oldukça iyiydi.

Cenk'in evinin önüne geldiğimde, kapıyı çaldım. Kapıyı açtığında gülümsedi:

"Hoş geldin.."

"Hoş buldum, sana getirdim." Tabağı elimden alırken konuştu:

"İçeri gel, bir kahve ikram ediyim." Tam cevap verecekken, bir ses duydum.

"Ceren.." Arkamı döndüğümde, gördüğümü kişi ile, ağzım beş karış açıldı.

"Utku.."

Yazardan:

  Cenk duyduğu isim ile okuduğu haberi, hatırladı. Sinirle gözlerini kapatırken, elindeki tabağı vestiyere bıraktı.

"Ne işin var senin burada.." Cerenin sorduğu soru ile Cenk kaşlarını çattı:

"Sevgilisini, seni  görmeye gelmiş işte.." 

Ceren duydukları ile Cenk'e dönerken, Cenk sadece Utkuya bakıyordu.

"Anlamadım." Cenk hiç manasında kafasını salladı ve tekrar Utkuya döndü:

"Ceren, nasılsın?"

Ceren arkadan duyduğu Ateşin sesiyle gözlerini devirdi ve hiç samimi olmayan bir ses tonuyla cevap verdi:

"İyiyim.. Sizin ne işiniz var burda.."

Utku cevap vermek için ağzını aralarken, Ateş onun yerine cevap verdi:

"Biz burda yaşamaya karar verdik ikizimle."

Ceren kaşlarını kaldırıp kafasını aşağı yukarı salladı:

"Hmm. Nerden geldi bu fikir aklınıza?"

"Bilmem, güzel bir yaşama yeri sonuçta bura anlattığın kadar varmış.."

Ceren sinirini zor zaptederken,Cenk ise şu an Utkuya kafa göz dalmamak için neden arıyordu. 

"Neyse görüşürüz sonra Cerencim, biz şimdi evimize yerleşim.."  Ceren kafasını sallarken, Utku ve Cenk bir birlerine ters bakış atmakla mesgulduler.

Ateş Utkuyu resmen sürükleyerek Cenk'in evinin önünden çıkardı.

"Eee plan ne Utku bey burda fazla kalmak istemiyorum. Bir an önce Cemre'yi ve Ceren'i alıp gidelim burdan.."

"Var aklımda bir şeyler ama önce eve yerleşelim."

Ateş kafasını sallarken, Ceren son kez Cenk'e bakıp cafeye doğru adımladi.

Cenk'ten

Ceren'in de gitmesinin ardından içeri girip benim için getirdiği tabağı elime aldım.

Ne kadar Ceren'in bunu benim için yapmış olmasına sevinirken, o adamın buraya gelmiş olmasına da acayip şekilde sinirlenmiştim.

Ceren ve Şirin olayı kapandığında Ceren ve Utku arasında ki her şeyi öğrenmiş ve bu mevzuyu unutmuştum.

Ama şimdi tekrar açılmak zorunda kalmıştı. Bu adamı burdan göndermek zorundaydım. Yoksa Ceren'i sonsuza kadar kaybederdim. Hem de oğlumla beraber..

Merhaba arkadaşlar

Nasılsınız bakalım?

Bölüm nasıldı?

İlerleyen bölümlerde neler olacak?

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen
💙💙

Umut'un HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin