Hayat bazen sizi beklenmedik sürprizlerle karşılaştırırdı. Dünyadan bilmem kaç ışık yılı uzakta bilinmeyen bir yerdeydik ve buraya insan eli değmişti. Teknolojilerinin boyutunu düşündükçe heyecanlanıyordum. Nasıl bir teknoloji bu şekilde şeyler yapabilirdi. Dışarısı eminim daha farklı ve güzel teknolojilerle doluydu. Yerimde duramıyordum.
Az sonra Bluish odaya geldiğinde ben düşünceliydim. Aklım sürekli dışarının nasıl olduğundaydı. Eve hemen dönemezdik yani dönmemeliydik. Bluish içeriye girdiğinde Jaime ona doğru ilerledi.
"Eski uzay mekiği çalışıyor demiştiniz. Eve dönmemize izin verecek misiniz? Ya da en azından iletişime geçelim." dedi.
"Tabii ki, siz bizim dostumuzsunuz. Eve döneceksiniz. Ancak yakıt olmadığını söyledim." dedi. Aklıma hemen bizim yakıt geldi ama yakıt aynı olmayabilirdi çünkü 50 sene önceden bahsediyorduk burada.
"Bizim yakıt olabilir." dedi Jaime akılımı okumuştu sanki. Duyduklarım beni rahatsız etse de belli etmemeye çalışıyordum. Jaime ailesini özlüyordu. Onu anlamaya çalışıyordum. Bana heyecanla döndü.
"Olabilir ama 50 yıl önce kullanan yakıtla aynı olmayabilir. İncelememiz gerekiyor." dedim.
"Bence yakıtı incelemeden Dünya'yla iletişime geçmeyelim." dedim. Jaime başıyla onayladı. Yakıt olmazsa geri dönemezdik ve bunu Dünya'yla hemen paylaşmak istemiyordum. Ve buradaki Bluish'leri öğrendiklerinde neler olacağını düşünmek bile istemiyordum.
Odayı incelemeye devam ettim. Bu yer hakkında daha çok şey bilmek istiyordum. Sıradaki fotoğrafa geçtiğimde gördüğüm şeyle kıpırdayamadım. Fotoğrafta bir adam ve Juha vardı. Resim dünya da çekilmişti belliydi. Bir barda ve arkada normal sıradan bir kalabalık vardı. İkisi de kameraya doğru içeceklerini kaldırmış gülümsüyorlardı. Fotoğraftaki kişiyi tanıyordum. Kaldığım yetimhanenin sahibiydi. Aklıma gelen anıların karışmasıyla derin bir acıyla sarsıldım.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
2018
Kaçıyordum beni yakalamasın diye kaçıyordum. Koştukça nefes nefese kalıyordum. Küçücük kalbim nefesime yetişemiyordu. Korkudan ödüm patlıyordu. Beni yakalarlarsa olacakları düşünmek istemiyordum. Karnım o kadar açtı ki sadece bir şeyler yemek istemiştim. Büyük insanlar beni anlamıyor, dinlemiyor ve yardım etmiyorlardı. Girdiğim dükkandan bir sandviç alıp kaçmaya başlamıştım. Elimle tuttuğum sandviçi fark etmeden çok fazla sıkmıştım. Arkama dönüp bakmaya korkuyordum. Peşimden geliyorsa yakalanmak istemiyordum. Bir süre daha koşmaya başladım peşimden koşan bana yetişemesin diye uzun dar ve kalabalık sokaklara daldım.
Koşmaktan artık bitap düştüğüm sırada arkama bakmaya karar verdim. Anlık cesaretle arkamı döndüğümde kimseyi göremedim. Yetimhaneye yaklaşmıştım. Bir köşeye çöktüm ve sandviçin poşetini çıkarıp ağzıma götürdüm. Kocaman bir ısırık aldım. Nefesim daha düzene girmeden sandviçi bitirmeye çalışıyordum. O sırada başımda bir gölge gördüm. Başımı kaldırmaya korktum. Umursamak istemedim ancak bir el uzanıp sandviçimi elimden kaptı ve eliyle sıktı. Gözüm karardı o an. Başımı kaldırıp ışığın vurduğu yüzüne baktım. Yetimhanenin müdürüydü. Yavaşlayan kalp atışlarım bakışıyla birlikte hızlanmaya başladı. Eğilip beni kolumdan tuttu. Sokakta sürüklemeye başladı. Yakalandığıma inanamıyordum. Birazdan yaşayacaklarımı düşününce bir kez daha ölmek istedim. Yetimhanenin bahçesinden içeriye girdiğimde bağırmaya başladım.
"Lütfen, yapma. Bir daha yapmayacağım. Yemin ederim bir daha yapmayacağım." diye bağırırken bir yandan da ayaklarımı sürüp beni çekmesini engellemeye çalışıyordum. Etraftaki çocuklara bakarken yardım istiyordum yalvaran gözlerimle. Hepsi beni korkuyla izliyor başıma gelecekleri biliyordu. Bir kurtarıcı için tekrar yaratıcıya dua ettim. Ağlamaya başladığımda kolumu daha fazla sıktı. En sonunda beni meşhur odaya soktuğunda kapıyı kapattı. Beni ileriye doğru fırlattığında odadaki masaya çarptım. Canımın acımasını hissetmeden hemen ayağa kalktım kapıya ilerledim, kaçmalıydım. Beni tekrar yakalayıp ileriye doğru çekti. Kapıyı kilitlerken ben çırpınıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUMAN
Science Fictionİki astronot " Asrın Kaderi" adlı görev için uzaya gönderiliyorlar. "O her zaman yalnızdı."