2070- AY
General Merlinda, Ay'ın üzerinde yapay olarak oluşturulmuş fanusun içinde koruma kıyafeti olmadan dolaşabiliyordu. Ay'da gece gündüz kavramı farklı olsa da gece ve gündüz sıcaklıkları çok değişiyordu. Yapay fanus işte bu durumdan korunmak ve tabii ki oksijen sağlamak için tasarlanmıştı. Devriye atarken general ciddi görünüyordu. Tek amacı ülkesini ve dünyasını koruyabilmekti. Bu görev için ilk o gönüllü olmuştu. O zamanları hayal meyal hatırlıyordu.
Son hazırlıkları kontrol ederken içi huzursuzdu. Aslında kontrol etmesine gerek yoktu. Emirindeki askerler ona talimat verip duruyorlardı. İçi rahat etmediği için bir kez daha kendisi kontrol ediyordu. Sorumluluk bilinci, üstün strateji geliştirme yeteneği sayesinde bu görevin başına getirilmişti.
Hazırlıkların hepsini dikkatlice kontrol ettikten sonra, düşmanların geldiği yöne doğru baktı. Gözle görülebiliyorlardı artık. Savaş çok yakında diye geçirdi içinden ve kaldığı odaya doğru yürümeye başladı. Bir yandan da dua ediyordu. Savaş olmasın, askerlerinden kimse ölmesin, bir an önce barış sağlansın diye yalvarırcasına dua ediyordu.
Savaş başlamak üzereydi. Artık filolar çok yakından görünüyordu. General Merlinda uyarı atışı yapmaları gerektiğini söylemişti. Bilerek en öndeki filonun tam dibinden geçecek şekilde ışın gönderilecekti. Uyarı olarak geri durun anlamında olacaktı. Verdiği emirle üç kez üst üste atışlar yapıldı. Tüm askerler filoların içinde havalanmak için hazır bekliyorlardı.
General Merlinda her şeyi gördüğü odasından olanları izliyordu. Uyarı atışına rağmen filolar durmamıştı. Merlinda gelen acil anonsla kendine geldi ve çağrıldığı yere doğru koştu. Dünya ile iletişim kurdukları haberleşme bölümünden uyarılar geliyordu. Birileri onlarla iletişim kurmaya çalışıyordu. Aynı mesaj sürekli gelip duruyordu. General Merlinda dilin Fince olduğunu anladı. Mesaj dünyadan değil de filolardan geliyordu. Bu nasıl olabilirdi? Fince nasıl biliyorlardı? Merlinda aklını kaçırmak üzereydi. Askerlerden Fince bilen biri hemen getirtildi. Mesaj çevirisi yapıldı.
"İntikam almaya geliyoruz! İnsanlık bekleyin. Kaçacak hiçbir yeriniz yok!"
Duyduğu mesajla şaşkına dönen Merlinda, dünyaya mesajı iletmeye gerek duymadı. Çünkü mesajı onların da aldığını biliyordu. Hızlı hızlı düşünmeye çalıştı. İntikam derken ne demek istemişlerdi? Daha önce karşılaştığı bir tür müydü olanlar? Yıllar önce keşfettiğimiz bilinmeyen türle ilgili miydi her şey?
Merlinda kararsız şekilde gidip gelirken herkes soluğunu tutmuş onu bekliyordu. Vihreät ırkı ise hedefe kitlenmiş alacakları intikamı düşünerek keyifle gülüp duruyorlardı. Habersiz saldırmayı hedeflemişlerdi ancak uyarı atışları beklendiklerini gösteriyordu. Dünya'dan değil de Ay'dan gelen uyarı ışınları onları şaşırtmıştı. Zannettikleri kadar kolay bir istila olmayacağını anlamışlardı.
Gönderdikleri mesajı tekrar tekrar gönderip duruyorlardı. İnsanlık korkarak onları beklesin istiyorlardı. İnsanlık bir kez daha kendinin tehlikeli bir tür olduğunu kanıtlamıştı. Yıldızlar arası seyahatler yapabiliyorlardı. Eğer insanlık yok edilmezse kendileri için ilerde çok büyük tehlike olabileceğini kestirebiliyorlardı.
General kararını vermişti. Durup beklemeyeceklerdi. Üzerlerine doğru gelen filoların sayısının hemen tespit edilmesini istedi. Kısa sürede 60 tane filo olduğu tespit edildi. Merlinda bu haberle gülümsedi. Bin tane filoları vardı. Bu savaşı kazanacağından emin olarak odasına doğru yürümeye başladı.
Generalin verdiği emirle birlikte 500 tane filo aynı anda kalkışa geçti. Diğer filoların hazır olarak bekletilmesi emri verildi. Tedarik için her an dünyayla iletişimde olmaları için iletişim odasına emir verdi. Bulunduğu yerden kendi filolarını ayırt edebiliyordu. Düşman filoları yaklaşmaya devam ederken insanlık da onlara doğru yaklaşmaya başladı. Generalin emriyle ilk ateşin yapılması kesinleşti. General bulunduğu yerden liderlerinin olduğu filonun hangisi olduğunu kestirmeye çalışıyordu. Savaş başlamadan zaferle kazanılabilirdi. Hangi filo olduğunu bulması yeterliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUMAN
Science Fictionİki astronot " Asrın Kaderi" adlı görev için uzaya gönderiliyorlar. "O her zaman yalnızdı."