Part 7

109 13 2
                                    

Sabah Alex, uzun süredir en iyi uykusunu alarak uyandı. Yanında biri olmadan uyumak onun için zordu. O çünkü yalnızlığa asla alışamamıştı. Yavaşça doğruldu ve gerindi. Dün yaşadıkları onca şeyden sonra aslında uyumalarını geçin gözlerinin yummaları bile bir cesaretti belki. Bu Alex'in düşüncesiydi. Beynini canlandırmak adına doğruldu ve etrafına göz gezdirdi. Beyninin derinlerin de dünün görüntüleri canlandı aniden. Bağırışları duydu. Kulakları olacaka mağarada dünkü bağırışlar yankılanıyordu. Sonra yeni görüntüler eklendi beynine. Sonra aniden gözlerini pörtletti. Ve yanına baktı. Sky burada yoktu. Hızla ayağa kalktı. Yine aynı hızla üstünü giyindi. Ve salona gitti. Salonda yoktu. Alex korkuyla banyonun kapısını çaldı. Fakat ses gelmiyordu. "Lanet olsun!" diye bağırdı. 'Ya... Ya o aptal başsız zombi onu kaçırdıysa. Ya çoktan onu öldürdüyse.' Beyninde bu düşünceler yankılanıyordu. Derin derin nefesler alıp kafasını kapıya yasladı.

"Hey! Kapıyı kıracaksın! Veya... Pekâlâ! Kapıyla özelinize karışmayacağım ama burada genç bir kız var. Yani gidin ve odanızda ne yapıyorsanız yapın!"

Sky, sabah erken uyanmış ve bir duş almış ardından da kahvaltı yapmaya koyulmuştu. Kahvaltı yaparken dün geceyi düşünüyordu. Hatta bir ara beyninin patlayacağından korktu. Ama iyiydi. En azından düne göre. Sonunda düşünmekten bunaldı. Ve kulaklıklarını aldı. En sevdiği şarkılardan birini dinlerken annesinin daima koyduğu ses yüksekliği kuralı saçmalığını aştığını fark etti. Çok saçmaydı o kural. Sadece annesinin yanında uyuyordu o kurala zaten. Kendini şarkıya ve yemeğe vermişken tekmelenen kapıyı duydu. Yani onun kulağında bu sesler ufaktı. Kulaklığını çıkardığında sesin koridordan geldiğini anladı. Koridora ilerledi. Elinde çırpacak-ki onu bulmak için çok uğraşmıştı- ile mutfak kapısının önüne geldi. Ve konuşmaya başladı:

"Hey! Kapıyı kıracaksın! Veya... Pekâlâ! Kapıyla özelinize karışmayacağım ama burada genç bir kız var. Yani gidin ve odanızda ne yapıyorsanız yapın!"

Alex onu görünce neredeyse üstüne atlayacaktı. Mutlulukla bir kahkaha attı ve sıkıca ona sarıldı. Sky'da ona karşılık verdi. Fakat sonra sarılma uzamaya başladı. Sky en sonunda pes edip konuştu:

"Sabahları hep bu kadar vıcık vıcık mı olursun Mc Fly!?"

Alex kıkırdayarak ondan ayrıldı ve sırıttı. İçine soğuk sular serpilmişti. Gülümseyerek ona baktı ve konuştu:

"Bu sana özel bir vıcıklık Skylar."

" Özel olmak istemiyorum. Ama teklifin için sağ ol. İnan bana düşünmeyeceğim."

" Teklif eden yok ki!"

" Teklif ettin varsayıyorum belki ben!"

"Her neyse! Sen haklısın."

"Tabi ki de! Ben her zaman haklıyımdır!"

Sky, Alex'i sinir etmek için suratına havalı bir sırıtış ekledi fakat Alex gülüp onun burnunu sıktı. Sky buna sinir olsa da bir şey demedi.

"Ne yaptın, neler hazırladın bakalım güzellik?"

"Kahvaltı?"

"Gayet mantıklı."

"Biliyorum! Sonuçta söz konusu olan be-"

"Her neyseee! Bugün neler yapacağımıza karar verelim mi? Çünkü başımızda, başı olmayan bir bela var."

"Kelime şakası mıydı? Gülmek zorunda mıyım?"

" Tabi ki de evet!"

"Lanet olsun!"

"Konuyu saptırma! Günün planını yapıyorum:

1- Kahvaltı edeceğiz! En önemli öğün sonuçta!

2- Kütüphaneye gidip araştırma yapacağız!

3- Sonra eve dönüp film izleriz.

4- Uyuruz!"

"Kütüphane hariç sevdim!"

Kanlı Uyanış (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin