Jack boynunu kütletip karısına baktı yani karısından geri kalanlara. Ve sonra karısını kontrollü ateşin içine attı. Karısının yanışı ona huzur veriyordu. Fısıldadı:
"Sıra sende ufak kız. Yakıda sen de kimin efendin olduğunu öğreneceksin."
Genç kız yavaşça yatığı yerden doğruldu. Gördüğü kâbustan sonra bu hafta içinde bir daha uyuyabileceğini sanmıyordu.
Alex hızla doğruldu. Gördüğü kâbus sanki gerçek gibiydi. Normalde ölünce bitmesi gereken kâbus sonu gelene kadar bitmedi.
Alex yavaşça doğruldu ve Sky'ın yanına gitti. Sky'ın da uyanık olduğunu görünce gülümsedi ve ona sarıldı.
"Uyuyamadın, ha?"
"Şey, biraz öyle oldu galiba. Sen neden uyuyamadın?"
"Kâbuslar gördüm. Yaklaşık elli-altmış tane." Dedi Alex dalgayla karışık. Sky'da gülümsedi ve konuştu:
"Ben daha fazla görmüşümdür."
Ortam aniden ciddileşti.
"Neler gördün?"
"Şey, kötü şeyler. Kanlı ve iğrenç. Sen?"
"Bende. Aynı şekilde. Kanlı ve iğrenç."
Sabaha kadar-ki sabaha fazla bir şey kalmamıştı- öylece oturdular ve sonunda ikisi de uyuya kaldı. Uyandıklarında saat gündüz 12'yi bir iki dakika geçiyordu. İkisi de iyi bir uyku çekmişlerdi. Sky, doğrulup gerindi ve:
"Günaydın!" dedi.
Sesi, sabah Alex'in duymaya alışkın olmadığı kadar yüksekti. Bu yüzden Alex kulaklarını kapatıp kafasını yastığa gömdü. Fakat Sky uykusunu almıştı ve uyanmaktan başka çaresini yoktu.
Güzel bir kahvaltıdan sonra tekrar sıkı bir araştırmaya koyuldular.
"Burada okuduğuma göre bu başsız asker şeysi dünyaya inmek için bazı insanlardan yardım alır ve eğer iniş ayini tamamlanırsa korkunç şeyler olurmuş." dedi Sky.
Alex'in dikkatini çekmişti. Devam etmesini için onu onaylayan mırıltılar çıkartıp "Ne gibi?" diye bir soru yöneltti.
"İnan bana bilmek istemezsin. Çok korkunç şeyler yazıyor burada!"
"Sorduğum sorunun cevabı orada değil, değil mi?"
"Evet. Ama yine aramaya başlatacaksın ve bu en son istediğim şey. İnternetten arayamaz mıyım?"
"Olur. Pekâlâ. Bende kitaplardan araştırırım."
"Harika!"
Yaklaşık yarım saat sonra Sky, telefonundan girdiği sitelerden bir şey bulamadı ve pes etti. Ardından eskimiş bir kitabı aldı. Araştırmaya başladı. Sonunda ilgili bir kısım bulunca tıpkı bir öğrenci gibi elini kaldırdı ve Alex yine tıpkı bir öğretmen gibi Sky'a söz verdiğini belli eden el işaretini yaptı. Sky boğazını temizledi ve okumaya başladı:
"Ey inanlar! Ve inançlara saygı duyanlar ve duymayanlar. Diriliş günü kapıya çattığında hepiniz onun kapısında bağışlanma için yalvaracaksınız!"
'Hiç sanmıyorum' diye geçirdi içinden genç dedektif.
"Burada diyor ki;
'Onun bu dünyaya tam anlamıyla inip kellesinin öcünü alması için bir ayin gerçekleşmelidir. Bu ayin tamamlandığında dünya korku ve endişenin göbeğine düşer. Zulmü tadar dünyada yaşayan benciller. Ayinin tamamlanması felaketlere yol açar. Gerçekleşecek ayin için gerekli şeylerden biri cesettir. Sevdiğinin gözünün yaşına bakmadan kıyacak bir gözü dönmüş insan yapabilir bunu ancak. Sevdiği insanın gözünün yaşına bakmadan kıymalıdır ona. Eğer kıyabilirse ilk aşamadan başarıyla geçmiş olur. Bu toplam BEŞ aşamadan oluşur.
1- Sevdiğinin canına kıyması ve kutsal alanda yakması."
" İkincisi ne peki?" merakla sordu Alex.
"Bilmiyorum. Yaz okunmuyor. Silikleşiyor."
"Harika!" diye fısıldadı Alex. Ama sinirlendiği belli oluyordu. Yavaşça doğruldu ve konuşmak için ağzını açtı fakat kapatmak zorunda kaldı çünkü Sky yeni bir sayfa açmış ve başka bilgiler bulmuştu.
" Beşinci maddeyi buldum! Burada yazdığına göre ayinin son aşamasında ikinci kurbanın kafası hariç tüm vücudu yakılır ve kafası kutsal toprakla bulanırmış."
"Yeni iki kurban olacak öyle mi?"
"Aynen öyle ve bu ikisinin kan bağı olmalıymış."
"Kurbanların mı?"
"Evet. Bu garip."
"Nesi garip?"
" Sanki bir aileden bahsediyormuş gibi. Yani üç kişilik bir aile olduğunu düşün. Anne veya baba böyle bir işe kalkışsa, tam anlamıyla uyuyor."
"Ne demek istiyorsun?"
Aniden çalan kapı ikisinin susmasını sağladı. Birbirlerine baktılar. Alex keskin sesiyle " Kim o?" diye sorarken Sky onun arkasından elinde vazoyla bekliyordu. "Benim dedektif, Yüzbaşı Stephen." Alex rahatlayarak kapıyı açtı. Beraber içeri geçtiler ve uzun bir konuşma yaptılar. Yüzbaşı onu merak ettiği için geldiğini söyledi. Alex önemli bir şey olmadığını davayla yatıp davayla kalktığını söyledi. Yüzbaşı gülümseyerek onu onayladı ve fazla uzun kalmadan kalktı. Dışarı çıktığında suratında iğrenç bir sırıtış vardı. İstediği oluyordu. İkisi de yemi yutmuştu. 'aptal çocuklar' diye geçirdi içinden yüzbaşı ve Jack Richarson'un yanına gitti ve sordu:
" İş tamam mı?"
"Evet, yaktım kurtuldum. Peki ya senin ki?"
"Biraz zorluk çıkardı ama bu eğlenceli oldu." İkisinin de suratında iğrenç bir sırıtış vardı.
Etraflarında güvenecekleri kimse kalmıyordu Alex ve Skylar'ın. Birbirlerinden başka. Yeri geldiğinde kendilerine bile güvenmeyecek birbirlerine güveneceklerdi. Ama onlar bunu bilmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Uyanış (ASKIDA)
Ficção CientíficaGenç dedektif Alexander McFly. Henüz 25 yaşında olmasına karşın başarılıdır. Her davayı muhteşem bir şekilde kapatan dedektif bu davasında başarılı olmama kaygısı yaşıyor. Kendisi bilmese bile geçmiş biliyor. Onun karşısındaki şey, tahmin ettiğinden...