Part 13

46 8 3
                                    


“ Ben Sky. Ve sende…”

“Adım Eric. Küçük hanım. Eric Vlahos.”

Alex sinirle ikisinin arasına girdi ve elini Eric’e uzatıp:

“Ben de Alex. Ne arıyorsun burada?” diye sertçe çıkıştı. Eric korkuyla karışık derin bir nefes aldı. Alex onu hiç sevmemişti. Hem de hiç. Üstelik Sky’ın onu bu kadar çabuk benimsemesi Alex’in sinirini bozmuştu. Eric tam konuşmak için ağzını aralamıştı fakat Alex onun konuşmasına izin vermeden devam etti “ve konuştuklarımızın ne kadarını duydun?”

“Ben bilmiyorum. Sadece Sky’ın bu tarafa ilerlediğini görünce bir şey oldu zannettim ve sonra buradayım işte. Ve konuştuklarınızın hepsini duydum.”

Alex sıkı bir küfür savurdu. Havada ki oksijenle beraber küfürde yok oldu. O an Alex sadece basıp gitmek istedi. Uzağa kaçmak. Ama yapamazdı. (sadece basıp gitsem ve şu iki aptalı baş başa bıraksam.) Alex silkinip kendine geldi. Boynunu kütletti. Konuştuklarını hatırlamaya çalışıyordu. Sky ile konuştukları o herif duyduysa kesin yardım etmek isteyecek ve Sky bunu hemen kabul edecekti, surat ifadesinden belli.(veya sadece şu herife gülen iğrenç suratına bir yumruk atıp ardından onu öldürebilirim.)

“Pekâlâ, maden konuştuklarımızı duydun, belki bize yardım etmek istersin.”

“Duvarı parçalama konusunda mı? Onur duyarım.”

“Ama gerek yok.” Diye atıldı Alex. “Ben hallederim. Değil mi Sky?” Sky adı geçince şaşkın bakışlarını Alex’e yönlendirdi.  Daha dakikalar önce zar zor ikna atiği adam şimdi duvarı kırmak için can atıyordu. Bu olay garipsemesine neden olsa da Sky’a göre, Eric’e bir şans verilmeliydi. Sky gülümseyerek:

“Bence ikiniz birlikte çalışırsanız bu daha iyi olur.” Dedi. Sadece fikrini öne atmıştı. Belki bulundukları ortam, belki bulundukları pozisyon Alex’i sinir ediyordu. Sky’ın her kelimesi beynine ok gibi saplanıyordu. Bu garip bir şekilde değişmiş hissediyordu. Ama değişmek istemiyordu. Bir an önce şuradan ve şu Eric bozuntusundan kurtulmak istiyordu. Bu yüzden eski duvara yaklaştı duvar kütüphanenin mimarisine göre eski olsa da yeni duruyordu. Bunu yeni fark ediyordu. Nasıl bir dedektif olmuştu Alex! Tüm ayrıntıları kaçırıyordu! ( Hepsi o aptal kız yüzünden. Buradaki işim bitince onu babasına teslim etmeliyimdir beklide. ) Hızla kafasını olumsuz anlamda salladı. Düşünceleri daha fazla değişemeden buradan gitmeleri gerekiyordu.

Eric’e bir bakış atıp duvarı işaret etti. Eric ne demek istediğini anlamış olacak ki kafasını olumlu anlamda salladı.

Üç kes omuz attıklarında sonunda duvar aniden tuzla buz oldu. Yere devrildiğinde Sky hızla duvarın üst kısmına sertçe vurdu. Bir iki tuğla daha düştü. Sky gülümseyerek duvarın arkasına baktı. Karanlıktı fakat bu onu korkutmuyordu. Hızla arkasındaki Alex ve Eric’e dönüp

“Yanında el feneri veya telefonunda el feneri olan var mı?” diye sordu. Eric eliyle bir dakika işareti yaptı ve cebinden telefonunu çıkarttı. Alex oralı bile olmamıştı. Sky onu üzmüştü. Kitabı aldıktan sonra kendini affettirmesi gerektiğini bir kenara yazdı. Eric’in elindeki ışığı alıp karanlık koridora tuttu ve içinden ‘işte başlıyoruz’ diye geçirdi.

Kanlı Uyanış (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin