Part 2

163 17 2
                                    

Yoğun yağan yağmurdan kaçan insanlara gülerek bakıyor onlarla alay edercesine gülüyordu. Az kalmış sigarasını dudaklarına götürdü ve pis havayı derince içine çekip havaya üfledi. Çıkan dumanların gökyüzünde kayboluşunu izlerken bir yandan ne yapacağına karar veriyordu. Bitmiş sigara izmaritini yere atarak ayağıyla ezdi. Fazla lüks olmayan eski model arabasının kapısını açıp oturdu ve kapıyı sertçe kapattı. Elindeki kâğıtta yazan dedektif Henry'in ev bilgisini okudu. Ezberlemek istercesine milyonlarca kez okumuştu. Adresi biliyordu fakat emin olmak istiyordu. Bu dava çözen ilk kişi olmak istiyordu.

Beynini boşaltmak için arabanın eskimiş radyosuna uzandı ve rastgele bir kanal açtı. Şansına sevdiği şarkılardan biri çalıyordu. Ve yolu böyle devam ettirdi. Ahşap iki katlı sevimli bir evin önünde durana kadar radyoyu kapatmadı.

Anahtarı kontaktan çıkarıp yeni aldığı poların cebine koydu. Eskimiş, tahta ve gıcırdayan basamaklara basarak evin verandasına geldi ve kapıya 3 kere vurdu. Bir adım geri çekilerek suratına bir gülümseme yerleştirdi. Kapı yaklaşık 10 saniye sonra açıldı. Üstünde çikolatalı ve unlu mutfak önlüğü ile yaşları arasındaki sevimli siyahî bir kadın karşıladı onu.

"Size nasıl yardımcı olabilirim bayım?" kadının her kelimesi tıpkı bir Metallica şarkısı gibi etkiliyordu dedektifi. Gülümseyerek bayana karşılı verdi.

"Kusura bakmayın efendim. Birkaç soru için Bay Henry Clark ile görüşmem lazım. Acaba kendisi burada mı?"

Kadın şüpheyle karışık bir şekilde:

"Evet burada. Bekleyin haber vereyim." Dedi.

Dedektif bu tip ifadelere alışıktı sorguya veya ifade almak için insanları merkeze götürmeye geldiğinde de bu surat ifadesini sıkça görüyordu. Beklemekten sıkılınca kapıdan görünen kısmıyla evi incelemeye başladı. Evin için dışından bin kat daha moderndi. Eve genelde açık renkler hâkim olmasına karşın parkeler siyahtı. Dedektif McFly, renklere ve ses tonlarına çok dikkat ederdi. Muhtemel siyahî biriydi. Yoksa bu kadar eşitlikçi olmazdı. Zaten karısı da siyahîydi. Kadın kapıda tekrar belirdi. İçten bir gülümseme ile:

"İçeri geçebilirsin." Dedi ve yoldan çekildi. Dedektifin yolundan çekilmesinin ardından onu salona yönlendirdi. Dedektif salona girdiğinde yanılmamış olmak onu mutlu etti. Bay Clark siyahîydi. Alex gülerek Bay Clark'ın karşısına oturdu ve kendini tanıttı. Henry Clark fazla açık sözlü ve lafı uzatmayı sevmeyen biriydi. Dedektif Alex bunu her şekilde anlayabilirdi. Henry Clark, 65 yaşını doldurarak 3 ay önce emekli olmuş cinayet dedektifi. Kıvırcık ve uzun olmayan saçları onun emekli olduktan sonra kendini saldığının kanıtıydı. Çünkü dedektif gelmeden önce yaptığı minik bir araştırma ile Bay Clark'ın bütün dosyalarına göz gezdirmişti. Tüm resimlerde saçı 2 veya 3 numara kesiliydi. Bu da işini ne kadar ciddiye aldığının kanıtıydı. Saçları beyazlıyordu. Bay Clark'ı incelemeyi kesip kısa yoldan ona neden orada olduğunu anlattı. Henry Clark ona garip bir bakış atıp gülümsedi ve konuşmaya başladı:

"Bu davayı çözmeyi ne kadar istiyorsun evlat?"

Kanlı Uyanış (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin