"Huh! Pekâlâ! Onun kalesi neresi öyleyse?"
"Güzel soru ama hiçbir fikrim yok."
Dedektif derin bir nefes alıp verdi. Düşünceleri onun beyninin dedektiflik kısmını açığa çıkarmaya başladı. Bu başsız herif ondan ne istiyordu? Yavaşça yutkundu. Başsız dostu ondan daha zekiydi. Beyni olmamasına rağmen. Dedektifin bilgi toplamamasını istiyordu. Eğer hiçbir şey bilmeden onun karşısına çıkarsa elbette yenilirdi yavaşça yutkundu.
Sky derin bir nefes aldı ve önündeki tabletten başsız arkadaşları hakkında bilgi toplamaya başladı.
Alex ise eski usulden kitapları karıştırarak araştırıyordu. Kimin önce bilgi bulacağı önemli değildi. Önemli olan çokça bilgi toplamaktı.
Onlar burnunun diplerinde olanlardan habersizlerdi. Çok uzak değil. Hemen alt katlarında dönenlerden bir haberlerdi. Sky ailesinin yüzünü bile görmek istemezken, Jack Richarson onun akıllanmasını istiyordu. Karısı bile korkuyordu ondan. O artık masum kocası değildi çünkü. Kimsenin bilmediği bir yerde. Onun, kocasının , en derinlerindeki şeytan gerçek şeytanla iş birliği yapmıştı bile. Mekanik bir ses çıktı kocasından sanki aynı andan 7 robot konuşuyormuş gibi:
Cezasını çekmeli her mahkûm eninde sonunda. Kaçanlarsa ölmeyi dilemeli, çünkü yakalanırlarsa ölmekten beter olacaklardır.
Konuşurken ağzından yayılan yeşil duman karısını korkutmaya yeterken birde bakışları onu korkutuyordu. Karısı bile tanıyamıyordu artık kocasını.
"Jack kendine gel! Bu sen değilsin!" diye bağırdı karısı çaresizce. Ama nafileydi. Karısının son gecesiydi bugün. Kocasının elinden olacaktı ölümü. Ve kolay olmayacaktı. Kızıyla birlik olup onu arkasından vurabilirdi. Her şeyi berbat edebilir, Jack'in sonsuz mutluluğunu bozabilirdi. Yavaşça eline bulduğu beysbol sopasını aldı ve karısına yaklaştı. Tekrar yedi robot konuştu:
İhanet edenler veya ihanet edebilecek olanlarsa öldürülmeli en kötü şekilde.
(Gonna use you and abuse you
Seni kullanmak ve kötü davranmak istiyorum
I'm gonna know what's inside you
İçinde ne olduğunu öğrenmek istiyorum)Kadın korkuyla geriledi fakat adamın boş bakışları anında kapıyı buldu. Kapının kilitlenme sesi duyuldu. Ardından Jack karısına araba bir sopalık mesafe kalıncaya kadar yaklaştı. Bir an bile düşünmeden -ki istese de düşünemezdi çünkü o artık Jack değildi- karısına ilk sopayı indirdi. Ardından bir kere daha ve bir kere daha. Sabaha kadar zavallı kadının kemiklerinin kırılma sesi tüm evi inletti. Fakat sadece evi. Adam suratına ve ağzına sıçrayan kanı yere tükürdü. Mutfağa gidip kadının lavaboyla dökülmüş dişerine bakıp iğrenirmiş gibi bir surat ifadesinde bulunda. Ellerini yıkadı. Sonraysa salona geri döndü. Sigara deli gibi ihtiyacı vardı. 'Geri zekâlı kadın!' diye geçirdi içinden. Sanki bilmiyordu onun sigarasız yapamadığını. Yavaşça iç geçirdi ve ayakkabılığa baktı. Kadının kopmuş elleri ayakkabılığın üstündeydi. Jack yine tiksinç bir surat ifadesiyle kapladı suratını. Buldu sonunda sigarasını ve çakmağını. Yavaş adımlarla içeri geçti ve karşısında, tüm gece boyunca uğraştığı başyapıta bakıp sırıttı. Kadının dişinin orada olmasından veya kopuk elinden tiksinmiyordu, aksine onları öyleyken seviyordu. Tek nefreti karısınaydı. Ve bir de kendini beğenmiş küçük aptal kızına. Babasına bağırmak neymiş gösterecekti ona. Ama hemen değil. Yavaş yavaş. Kızına acı çektirmek istiyordu. Bu yüzden efendisine sağdık kalmalıydı. Önce aptal karısının cesedinden kurtulmalı sonra bunu kutlamalıydı. Mutlulukla dumanı içine çekti.
Sky ise o gece uyuyamamıştı. Ne zaman uyusa kâbus görüyordu. İlk uyuduğunda annesi onu yanına çağırıyordu fakat sonra annesi ona gitmesi gerektiğini söyledi. Ağlamaya ve bağırmaya başladı. Ardındansa ne zaman uyumak için başını yastığa koysa, uykuya dalsa o sesi duyuyordu. Kırılma sesini. Kemiklerin kırılma sesini. Uyuyamamakla beraber korkudan ölmüştü. Alex'i uyandırmayı düşünmüş fakat vazgeçmişti.
Alex'te uyuyamamıştı aslında. Sadece arkası dönüktü. Üç kere uyumayı denemiş fakat üçünde de iğrenç ve kanla sonuçlanan rüyalar görmüş sonra pes etmişti.
O gece herkes uyanık kalmıştı. Kimisiyse son uykusuna acıyla gitmişti. Kimisi birini son uykusuna acıyla göndermişti.
Düşmanları da uyumamıştı. Ama zevkten uyuyamamıştı. Çok kolay olmuştu her şey. Karşı taraf çok savunmasızdı. İçlerine girmek o kadar basitti ki... O gece ormanda kurtların ulumaları değil, şeytani kahkahalar yükselmişti. O gece her şey başlamıştı. Düşman savaş meydanına inmiş bekliyordu. Önüne gelebilecek her şeyi yıkmaya hazır bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Uyanış (ASKIDA)
Khoa học viễn tưởngGenç dedektif Alexander McFly. Henüz 25 yaşında olmasına karşın başarılıdır. Her davayı muhteşem bir şekilde kapatan dedektif bu davasında başarılı olmama kaygısı yaşıyor. Kendisi bilmese bile geçmiş biliyor. Onun karşısındaki şey, tahmin ettiğinden...