{12}

77 8 47
                                    

(Artık bu kitap da pek okunmuyor. 1 hafta kadar bir süre içinde Dino için de bir kitap yazacam. Ondan sonra yazmayı bırakırım diye düşünüyorum. Kendimi biraz özletmek iyi olur...kimse okumuyor çünkü artık. Galiba sıkıldınız benden :/ Neyse kitaba dönelim)

Sabahın verdiği uyuşukluk. Yataktan çıkmak istemiyordum. Gerinerek kalkıp oturdum. Odama bakındım. Biraz midem bulanıyordu. Yataktan çıktım. Elimi yüzümü yıkadım. Saçımı kaba taslak topladım. Sonra mutfağa geçtim. Annem kahvaltıyu kuruyordu.

-Abinle babanı uyandır. Saatlerdir çağırıyordum. Kalkmadılar.

-Tamam. Dedim ve ilk olarak babamın odasına gittim. Babamın baş ucuna gidip bir güzel sarstım onu.

-Babaaaa! Kalk artık. Annem kahvaltı hazırladı. Dedim. Tamam anlamında başını salladı ama gözünü açmıyordu.

-Kalkmıyor musun? Küseceğim. Kalk hadiii! Beraber yemek yiyelim. Dedim. Elini tutup çekiştirdim. Güle güle ama mayışık bir şekilde kalktı. Arkasından sürükleyerek onu banyoya soktum. Sonra abimin odasına gittim. Hala uyuyordu. Yanına gittim. Çıplak omzuna hafifçe iki parmağımla dokundum.

-Abi! Annem kalksın artık diyor. Kahvaltı yapacaz. Dedim. Kaşlarını çattı. Benim de kaşlarım havalanmıştı. Tekrar dokundum.

-Kalk artık! Açım ben! Dedim. Bana doğru döndü. Hala kalkmıyordu. Bir kaç saniye öylece baktım ona. Çıplak omzuna bir tokat geçirip üstünü açtım.

-Heo Hyunjun! Kalk artık. Yeter. Dedi.

-Git başımdan! Diye sertçe uyardı. Tekrar üstünü örtmeye kalktı. İzin vermedim. Ayaklarından tuttup sürükledim. Başı yastıktan düşünce durdum.

-Seni beklemiyecez. Geliyorsan gel. Ya da her zamanki gibi çürü bu odada. Haline bak. Leş gibisin. Dedim. Sonra sinirle kapıya gittim. Son kez dönüp ona baktım. Kolu ile hafif destek alıp başını kaldırmıştı. Odasından çıkıp mutfağa gidip sonraya oturdum. Babam da gelmişti.

-Abin? Diye sordu annem.

-Ona iki seçenek sundum. Ya orada çürüyecek. Ya kahvaltı atıkları kalmadan yetişecek.

-Günaydııın! Dedi babam. Başımı kaldırdım. Abim gelmişti.

-2.seçeneği seçmiş. Doğru karar. Dedim ve bir şeyler yemek için kendimi zorladım. Yiyemiyordum. Sonunda kalkıp televizyonun karşısına geçtim. Belgesel açtım. İzlemeye başladım. Midem ağzıma gelince lavaboya koştum. Geri çıkınca aklıma Miwoo abinin verdiği ilaç geldi. Odama gittim. Baş ucumdaki çekmeceden ilacı çıkardım. Mutfağa gittim. Su döktüm. İlacı aldıktan sonra eski yerine geri koydum. Birden telefonum titredi. Alıp baktım.

Happy 18

Jae-Dongsaeng:
Mimi...abin nasıl kokuyor?

Mimimirae:
Sapık mısın?

Jae-Dongsaeng:
Ne be? Merak ettim.

Shiah-şşi:
Merak edecek başka şeyler de olabilirdi...

Ben:
Abim nasıl mı kokuyor?..

Bilmem.

Bekle. Gidip koklamam gerek.

Shiah-şşi:
Neee?

Jae-Dongsaeng:
Hayır.

Mimimirae:
Abini koklamaya mı gittin?

DOUBLE 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin