{17}

71 6 51
                                    

(Bne geldiiim. Şarjım %30 ama bne bölüm yazıyorum. Çünkü yürek yedim. Hadi bye)

(Shi ah'ın ağzından)
Öğleden sonrasıydı. Eve dönecektim. Bursum yatmıştı ve kendime almak istediğim bir kaç aksesuarı aldım. Kuyumcudan çıkıp yeni aksesuarların mutluluğu ile yürüyordum. Geç olduğunu fark edince ara sokaklardan gitme kararı aldım. Ama genelde burada sapık, alkolik, hırsız, mayfalar takılırdı. Normal yoldan da gitsem otobüsü taksiyi bekle akşam olurdu hava kararırdı. Hazır hava da tam kararmamışken ara sokağa girdim. Tam gece vakti olmadığı için belki daha güvenilir olurdu. Arkamda ayak sesleri duyunca hızlandım. Belki benimle aynı yöne giden biriydi ama korkmuştum. Adım sesleri gittikçe azalınca durup derince bir nefes verdim.

-Korluyorsam neden bu yola girdim ki? Diye kendi kendime söylendim. Telefonumu aldım. Bulduğum en yakın yeri kullanarak ara sokaktan çıkacak taksi çağıracaktım. Kendi internetimi açmak için üst paneli indirmiştim ki burnuma bastırılam tuhaf kokulu bezle irkilip çığlık attım. Tepindim önce. Kaçamadım. Konuma erişirlerse kurtulurdum. Üst panelden konumu açtıktan sonra ekranı kapattım. Beni sürüklemeye başlamıştı. Biraz sürüklendikten sonra hatırladığım tek şey telefonu elimden kapmalarıydı. Sonra gözlerim hafiften kararmıştı. Lanet olsun. Konumdan bulunma şansımı da kaybettim...

(Hyemi'nin ağzından)
Hemen Mirae'lere gittim. Jae telefonuna pek bakmazdı. Ulaşsa ulaşsa Mirae'ye ulaşırdı. Kapıyı çaldım. Mirae açmıştı kapıyı.

-Ne oldu?

-Shi ah yok.

-Ne?

-Sabah gittiğinden beri dönmemiş. Shi ah yok.

-Koskoca kızı mı kaybedecez biraz sakin düşünün işte ya!

-Mirae ulaşamıyoruz. Dedi Shi han abi.

-Yok artık!

-Ne olmuş? Dedi Heesoo teyze.

-Shi ah kaybolmuş. Dedi Mirae annesine.

-Ne? Ne demek kaybolmuş?

-Kızım. En son ne zaman haber aldınız? Dedi annem. Hepimiz orada toplanmıştık.

-Sabah grupta konuştuk o kadar. Buluşalım dedik ama dışarıda işi varmış. Gelemedi bize. Başka bir şey olmadı.

-Bu ne? Hepiniz toplaşmışsınız. Dedi Miwoo. Sonra yanıma geldi.

-Shi ah kayıp. Dediğimde kaşlarını kaldırıp bana baktı.

-Kayıp mı? Nasıl?

-Bilmiyoruz. Sabahtandır haber alamadık.

-Belki sevdiği çocuğa kaçmıştır. Diyince göbeğine vurdum ufaktan. Elini karnına koyup ağzı ile hafifçe 'Ne' dedi. Sonra kapı çaldı. Ben ve Miwoo kapıya gittik. Miwoo önde ben de arkasına saklanmıştım. Soo ah teyze ve Wooseok amca gelmişti. İkisi de çok endişeliydi. 3 aile burada toplanmıştık. Miwoo'nun arkasında tişörtünü sıkıca tutmuştum. Nedenini bilmesem de sebepsizce tişörtünü tutmuştum. Onları içeri alıp kapıyı kapatınca arkasını döndü. Fazla yakındık.

-Hiç haber almadınız mı? Dediğinde dudaklarımı büzüp başımı iki yana salladım. İçime korku düşmüştü. Kaşlarını kaldırıp parmağını tehtid eder gibi salladı.

-Dudaklarını büzme! Sakın. Yasaklıyorum.

-Neden?

-Büzme! Dedi ve yanımdan geçip gitti. Gülümseyip ben de peşinden gittim. Oturmuştuk. Jae, Mirae'yi aradı. Biraz konuştular. Sonra kapattı.

DOUBLE 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin