{26}

61 6 55
                                    

(Ben geldimkeeeeeğğğ!!!✋✋ yorgunum, yoğunum, biiiir sürü işim var)

(Hyemi'nin ağzından)
Miwoo'nun aldığı bu minik hediye ile mutluluktan delirmiştim. Sanırım sadece buna ihtiyacım vardı.

-Ben kalkayım artık. Telsizini açık bırakmayı unutma.

-Tamam. Dedim ve onu kapıya kadar geçirdim. Kapıda birbirimize son kez ve sıkıca sarıldık. Uzunca bir süre tüm vücut hatlarını öğrenecek kadar sıkıca sarılmıştık. Birbirimizden ayrılınca yanaklarını çekiştirdim.

-Uyumadan önce sütünü içmeyi unutmaaa!

-Bir de masal anlatmak ister misiiin? Dedi ve ellerimi indirdi.

-Kapıda aşk yaşamayın! Dedi Jae ve ikimiz de onlara döndük. Abim ile beraber dönmüşlerdi.

-Geçmiş olsun. Dedi Miwoo.

-Eve gitme Han ile Jaehon gelecek. Dedi abim.

-Peki. Dedi Miwoo. Abimden çantasını alıp içeri geçti.

-Aigo! Oğlum! Diyerek hemen geldi annem ve abime sarıldı. Abim sağlam kolu ile anneme karşılık verdi.

-Ne yemek istiyorsun? Anne sana ne yapsın?

-Ne olursa yerim. Odama geçeceğim.

-Evet. Çabuk odana geç de dinlen.

-Onunla ben ilgileneceğim Heri teyzecim. Dedi Miwoo ve abimin sağlam omzuna ufak bir şaplak atıp beraber odaya geçtiler.

-Odama gidelim. Dedim Jae'ye. Gözleri dolu doluydu. Acaba abin ile bir şey mi olmuştu? Odama gittik. Kapıyı kaoatıp yaslandım. Yatağıma oturdu.

-Bu ne? Dedi yatağımın üstündeki hediyeye. Sesi titriyordu.

-Bence şu an önemli olan bu değil. Dedim imalı imalı. Yanı başına gittim. Hediye kutusunu kenara çekip oturdum.

-Bir şey mi oldu?

-Bugün abin sakat olduğu için üstünü giyinmesine yardım etmemi istedi.

-Yok artık!

-Ben de mecburen yardım ettim. Mimi...

-Efendim?

-Senin çok pislik bir abin var.

-Şey...biraz.

-Asla ümitlenme! Böyle bir şey asla olmaz! Bunları bu kadar rahat diyor ama...ama'yı derken sesi titredi ve burnu kızardı.

-Kalbimin ne kadar hızlandığını hesaba katmadan beni çağırıp üstünü değiştirmemde yardım istiyor. Dedi ağlarken. Ona sarılıp sırtını sıvazladım. Shi ah ve Mirae kapıyı açıp geldiler. Ne olduğunu sorar gözlerle baktılar.

-Mükemmel abim. Ne bekliyorsun?

-Bu zımbırtılar ne? Diyerek hediye kutusunu yere attı Mirae. Tanrıya şükürler olsun ki telsiz masamın üstündeydi.

-Yha! Sevgilim aldı onu bana.

-Aman ne romantik. Umrumda değil. Birinin dramatik birinin vıcık vıcık ilişkisi var. Bıktım sizden. Kes ağlamayı. Dedi Mirae. O hep böyle konuşurdu. O yüzden ona aldırış etmedik.

-Tam olarak ne olmuş? Dedi shi ah.

-Abim üstünü değiştirmesinde Jae'den yardım istemiş. Jae dee...madem ümitlendirmeyecek neden böyle yapıyor diye sinirlendi biraz. Dedim. Shi ah başını aşağı yukarı sallayıp Jae'nin sırtını sıvazladı. Aniden hızla kapı açıldı.

DOUBLE 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin