{20}

58 4 53
                                    

(PMA 2020'den Hyunjun Hur. Artık onu neden Bad boy yaptığımı biliyorsunuz. Hadi iyi okumalar.)

(Hyunjun'un ağzından)
Hepsinin yüzü değişmişti. Jaehon ve Shi han hariç herkesin yüzü memnun bir hal almıştı. Dondurmayı Jae'ye uzattım. Elimden alırken gözlerinin içi parlıyordu. Kimin ne sevdiğini biliyorsam ona göre almıştım. Yani o Jae'ye aitti. Hemen öylece atlaması planımı bozmuş gibi hissettirdi. Aslında bakarsan özel bir şey yoktu. Ama Jae, onu ömründe yediği en güzel dondurmaymış gibi yiyecekti. Herkesin dağılmasının ardından kapıyı kapatıp arkamı döndüm. Mimi ile karşılaştım.

-Ne oldu?

-Karamelli dondurma-

-Bu konu bir daha açılırsa sana kızarım. Dedim ve odama gittim. Şimdi sorgulayıp yarın buluştuklarında yumurtlayacaktı. Odama geçtim. Yatağıma atladım. Yorgundum. Yavaş yavaş uyudum.

Sabah uyandığımda dolabıma bir farenin girdiğini gördüm.

-Uzaklaş dolabımdan. Diyerek yatağın öbür tarafına döndüm.

-Sadece siyah ceketini alacam.

-Giiit!

-Bir kerecik.

-Al ve git.

-Alayım mı?

-Al ve git! Uyuyacam. Dediğimde koşarak gelip yanağıma büyük bir öpücük bıraktı. Elimin tersi ile anlından ittirip battaniyeyi kafamın üstüne çektim. Sonra odamdan çıktı. Aradan geçen yarım saat sonra ben de ayaklandım. Çıplak üstüme bir şey giyinme zahmetinde bulunmadan odamdan çıkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayacaktım. Annem de makineyi çalıştırıyordu.

-Günaydın benim yakışıklı oğlum.

-Günaydın. Dedim ve yüzüme su çarptım. Annem makineyi çalıştırdıktan sonra gelip saçlarımı karıştırdı.

-Aigooo Hyunjun-ah! Saçlarınla en son 2.sınıfa giderken oynadım. Gün geçtikçe daha da yakışıklı oluyorsun. Bu haline bak. Kocaman adam olmuşsun. Dediğinde güldüm. Beni sevme şekilleri tuhaftı.

-Sana sarılayım mı? Dedi. Bana sarılmayı sorması saçmaydı. Ama buna sebep olan bendim. Annemin sarılmak için izin almasına sebep olan kişi sadece bendim. Başımı olumlu anlamda salladım. Sıkıca sarıldı bana. Ben de ona sarıldım. Annemin cildindeki koku tuhaf bir şekilde hoş geliyordu. Annemle ayrıldık.

-Vücut mu çalıştın? Kime bu vücut havaların? Yoksa...biri mi var? Dedi. Bu soru üzerine durup afalladım. Biri mi vardı? Yok muydu? Beni seven biri vardı. Ya ben?

-Hayır...yok. Dedim.

-Omo! Tereddüt ettin! Doğru söyle var değil mi var! Huh? Dediğinde aniden yükselen kahkaha sesine baktık ikimiz de. Hyemi elinde makyaj malzemesi ile kapıda durup gülmüştü. Bize doğru yürürken konuştu.

-Güleyim de havada kalmasın! Heo Hyunjun ve kızlar mı? Hah! Kıyamet mi kopacak sanki? Dedi ve aramızdan girip aynanın önünde gözüne makyaj yapmaya başladı.

-Oğlum! Bak kardeşinin bile sevgilisi var artık. Kendine birini bul da tanıştır beni. Etrafında o kadar güzel kız var. Hiç mi görmüyorsun? Diye üzülerek konuştu annem. Tam ağzımı aralayıp bir şey diyecek oldum ki Mimi makyajını bitirip bize döndü. İnadına bana bakarak konuştu.

-Görüyor anne! Etrafındakileri çok iyi görüyor. Sadece...birini sevebilecek olmayı o dağ misali gururuna yediremiyor. Değil mi? Biricik abicim! Dedi ve gitti.

-Bu da neydi? Biri var değil mi? Omo! Annecim! Kim? Hadi tanıştır beni! Kim? Var! Var değil mi? Güzel mi? Dedi. Ne kadar da mutluydu? Ne kadar da heyecanlanmıştı. Üzgünüm anne ama...

DOUBLE 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin