9.Bölüm

495 38 17
                                    

JUNGKOOK'TAN

Güzel şeyler kısa sürerdi. Mutluluk kırıntıları kalsada hepsi kısa sürerdi.

Çünkü onlar insanı hayattan soyutlaştırırdı. Hayat ise gerçekleri her zaman yüzümüze vurur, güzel şeyleri kısa bir zamana sığdırırdı.

Çoğu insan sırf bu yüzden hayattan nefret ederdi ya zaten. Güzel şeyler, rüya gibiydi. Gelip geçici ve kısa süre sonra unutulan şeyler. Belki de biri hatırlatmasa, konusu açılmasa bir daha hatırlanmayacak olan anlardı...

~~~~~

Hışımla Mira'ya döndüğümde anlamazca bakıyordu. Anlık olarak hissettiğim bacaklarım eski uyuşukluğuna geri döndüğünde kendimi sandalyeye bıraktım.

- Jungkook!

Telaşla önüme çömeldiğinde şok içinde kalakalmıştım.

- İyi misin? Bana bak! Jungkook korkutuyorsun beni!

Hızla ona sarıldığımda, susmuştu.

- Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.

- Jungkook, niye teşekkür ediyorsun, anlamıyorum.

Gözümden akan yaşları umursamadan gülümsedim.

- Hissettim. Bacaklarımı hissettim.

O duraksarken geri çekildim. Yüzünü ellerim arasına alıp, gülümsedim.

- Teşekkür ederim.

Ellerimi tutup, indirdi.

- Ben bir şey yapmadım. Sen istedin ve yaptın.

Kaşlarımı çatıp, başımı iki yana salladım.

- Sen beni anlamasaydın ve destek olmasaydın olmazdı.

- Jungkook aynı şeyleri ailende, arkadaşlarında yaptı. Şu an sadece icraate döktüğün bir dönem...

- Susacak mısın? Beni ya da içimdekileri, kimin nasıl destek olduğunu bilmeden saçma sapan konuşma.

Derin bir nefes verip, ayağa kalktı.

- İyi misin?

- Beni geçiştiriyorsun!

Göz devirip, bıraktığı 'kırılacaklar' kolisini kucağına alıp, salondan çıktı. Somurtarak, bacaklarımı sandalyeye koydum. Ardından kitapları kitaplığa yerleştirip, mutfağa gittim.

- Salon tamamdır. Sen ne yapıyorsun?

Bana dönüp, elindeki şeye bakmaya devam ederken tezgaha yaslandı.

- Al.

Elindekini bana uzattığında kaşlarımı çatıp elime aldım.

- Ne bu?

- Bitkisel krem. Yapman gerekeni söyleyeceğim. Bekle.

Ben ona bakarken o mutfaktan çıkmış, üst kata yönelmişti. Krem kutusunu açıp, kokladığımda gelen güzel kokuyla kaşlarımı kaldırdım. Böyle şeyler normalde kötü kokardı.

Üzerine aldığı hırkayla ve giyindiği spor ayakkabılarıyla yanıma geldi.

- Gel seni eve bırakayım.

- Ama...

- Ah, unuttum.

Alttaki çekmeceyi açıp, bir kutu banana kick çıkardığında gözlerimi büyülttüm. Hadi ama! Bu atıştırmalığa zaafım var!

Engel/JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin