JUNGKOOK'TAN
Hayayı sorgularken, kendi yanlışlarımı. Kendi yanlışlarımı sorgularken, hayatın yaşattıklarını görüyordum. Ve bu bir kez daha kendimden uzaklaşma isteğimi bana getiriyordu.
Başımı kaldırdığım anda bana küçümseyici, ezici, dalgayla bakan bakışlarla karşılaşıyordum. Yürüyememek kendi tercihim değildi. Ve bu durum herkesin başına gelebilirdi.
Yüzde otuz ihtimalin beni bulacağını düşünmüyordum. Ben buydum işte. Güçlü durmak istesemde olmuyordu. Yürüyememek başlı başına bir sorundu...
Koşamıyordum, arkadaşlarımla rahat rahat gezemiyordum, kötü bakışlara maruz kalıyordum, hayalim olan idollüğü ise yapamıyordum.
Ne kadar denesemde yapamamıştım. Yürüyememiştim. Ayağa kalktığım anda yere yığılıyordum. Bana bu konuda yardım etselerde onlarda bir faydası olmayacağının farkındaydılar.
Daha yirmi dört yaşındaydım. Ama bu yükü kaldırabilecek kadar değil, gizleyebilecek kadar güçlüydüm...
- Anneciğim! Yemek hazır gel hadi!
İç çekip, penceremin önünden çıktım. Akülü bir tekerlekli sandalyeniz varsa, tekerlekleri itmek yerine kol kısmındaki ufak şeyi ileri geri yapmak yeterliydi.
En azından tekerlek itmekle uğraşmıyordum...
Odadan çıkıp, mutfağa gittiğimde annem gülümseyip, tabağımı doldurmaya başladı.
Sanki gözlerinin dolduğunu görmedik anne.
- Yarın fizik tedaviye gideceğiz. Saat on bir de randevumuz var.
Babamın konuşmasıyla göz devirdim.
- Bir işe yaramıyor. Gitmesekte olur.
Annemin gülüşü yüzünde donarken abim kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.
- Bana bak velet. Sürekli aynı şeyi diyip insanın sinirini bozma.
Göz devirdim. Sanki yalandı. Onlarda biliyordu bir işe yaramadığını.
- Jungkook!
- Ne?! Sanki bilmiyorsunuz! Yaramıyor işte, bir halta yaramıyor! Neden boş yere kendinizi yoruyorsunuz?!
- Senin iyiliğini istiyoruz çünkü gerizekalı! İstemiyorsun, içindeki isteksizlik yüzünden yürüyemiyorsun!
- Olmayacağını bildiğim bir şeyi neden isteyeyim! Çok mu kolay böyle yaşamak! Daha dün bir kız sayesinde ölümden döndüm! İstemez miydim yürümeyi?!
- Kesin!
Babamın aramıza girmesiyle ikimizde derin bir nefes verdik arkama yaslanıp, yanağımdan akan yaşı elimin tersiyle sildim.
Sinir şey.
- Birincisi bir nerede olduğunuza bakın. Aile sofrasındayız. Yemek saati. Ve yanınızda anne babanız var. Ayrıca Jungkook. Ne kadar sinirli olsanda karşındakinin abin olduğunu unutma. İkinizde. Sesinizi yükseltemezsiniz.
O başlattı! Banane! Şerefsiz herif üzerime gelmeseydi ben de yükseltmezdim sesimi!
- İkincisi. Ne kızından bahsediyorsun sen?
Bana bakmasıyla, şaşkınca kaldım. Eyvah! Ağzımdan kaçırmıştım.
Elimle alnıma vurup, yüzümü buruşturdum. Acıdı be!
- Jungkook sana soruyorum?
Yerimde dikleşip, gözlerimi kaçırdım. Onlara yalan söyleyemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Engel/JJK
FanficHayalim belliydi. Ya benimle beraber bir ömür paylaşacaktı. Ya da bir daha yanıma bile yaklaşamayacaktı... [Zorluk sıralaması içinde 1] [JJK sıralaması içinde 8]