~5~

242 17 0
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm insanın Aysu olması elbette şaşırttıcıydı.

 Sabahın köründe bizde ne işi vardı?

Gözlerimi ovuşturarak Aysu'nun yatağıma doğru gelmesini izlerken unuttuğum bir şey var mı diye düşündüm.

Ah tabi ya Elifin doğum günüydü. Nasıl unuturdum.

"Aysu biliyorum Elif'in doğum gününü unutup alarmı erkene kurmamış olabilirim ama bunu çok hızlı hazırlanarak telafi edicem söz." diyerek üstümden pikeyi atıp direkt doğruldum.

"Oysaki dün gece mesaj atmıştım telefonuna unutma diye açıp baksaydın görürdün."

"Sessizdeydi telefonum farketmemişim."

"Ya anlayamıyorum seni daha yapılacak o kadar iş varken senin bu sorumsuzluğun.. Buse'de zaten senden uyuşuk zor hazırlanıyo bi de onu beklicez bıktım bu umursamaz sorumsuz davranışlarınızdan."

"Susarsan sana cevap yetiştirmek zorunda kalmam ve daha çabuk hazırlanarım Aysu."

"Saat 1 olmuş Almira farkında mısın? Daha hediye alıcaz pasta alıcaz evi süslicez."

Bu kız bazen o kadar anlayaşsız oluyordu ki başkası olsa katlanamazdım.

Hayır yani kendisi kusursuz sanki.

Ne olmuş uyanmam gereken saatten bir buçuk saat sonra uyandıysam?

"Sende daha önce gelip uyandırabilirdin."

"Eve girmek kolay mı oldu zannediyosun annene gidip anahtarı aldım."

Tamam belki biraz haklıydı ama böyle bağırmasıda gerekmiyordu.

"Yeter sus!" diye bağırdıktan sonra en sevecen halimle "Elbisemi ütüler misin bende o zamana kadar makyaj yapıyım." dedim.

Onunla oyun oynuyorum zannedebilirdi belki ama elbisemin ütüsü bozulmuştu.

Ütülemekten başka da çare yoktu.

"Alsana elbiseyi ne duruyorsun?" diyip elbiseyi ona doğru fırlattım.

(...) 

Toz pempe mini elbisemle ne kadarda güzel olmuştum öyle. 

Son olarak yeni aldığım dolgu topuklarımı giyip Buselere doğru yola çıktık.

Buse şaşırtıcı olarak çoktan hazırlanmıştı.

O da en az bizim kadar güzel olmuştu.

Buse hep güzeldi zaten. En çirkin haliyle bile güzel.

Ben ve Buse  hediye almak için Aysu'dan ayrıldık.

Aysu'da bu sırada geçen gün beğendiğimiz pastayı alıcak ve Eliflere gidicekti.

Elifte bu sırada evde olmayacaktı tabiki. Ablası Ekin'le beraber alışveriş merkezine gideceklerdi. Planımıza Ekin'de dahil olmuştı.

Hediyeyi alıp Elif'lere gittiğimizde Aysu çoktan eve gitmişti. Evi süslemeye bile başlamıştı.

Hediyeyi masanın üstüne bırakıp Aysunun evi süslemesine yardım ettik.

Ve ev tek kelimeyle HA Rİ KA olmuştu.

Aysu Ekin'i aradığında saat 15.30'a geliyordu.

Yine de çabuk hazırlanmışız diye mırıldandım.

"Napıyosunuz nerdesiniz?"

"Alışveriş merkezindeyiz hala."

"Elif'i getir her şey hazır sayılır."

"Tamam yarım saate ordayız."

~Elif'ten~

Doğum günüme gireli nerdeyse 16 saat olmuştu ve kızlardan hiç biri doğum günümü kutlamamıştı. Buse zaten kendi doğum gününü bile tam bilmeyen biri ama Aysu ve Almira. Onlar ne olursa olsun hatırlardı.

Aysu 10 senelik arkadaşımdı üstüne üstlük. 

Nasıl unutmuştu?

Mesaj gelmiş mi diye telefonuma tekrardan bakarken ablamın telefonu çaldı

"Alışveriş merkezindeyiz hala."

"Tamam yarım saate ordayız."

Ablama dönüp kimdi o dediğimde "Hadi hızlı olmamız lazım eve gidiyoruz amcamlar gelmiş doğum gününü kutlıycaz." dedi.

Bir hayal kırıklığı daha yaşadım.

Amcamın minicik çocuklarıyla beraber mi mum üfleyecektim?

Olduğum yerde durdum ve Ekin'e "Sen git ben gelmeyeceğim" dedim.

"Ne saçmalıyosun Elif? Acele etmemiz lazım bizi bekliyorlar."

"Senede sadece 1 kere olan bir şeyi yaşlılarla ve minik çocuklarla mı geçiriyim abla bunu mu istiyorsun?"

"Sus ve yürü." dediğinde yapıcak bir şeyimin olmadığını farkettim. En azından doğum günümü hatırlayan birileri vardı. 

Apartmanın önüne geldiğimde Ekin çığlık attı.

"Noldu?"

"Büşra'da güneş gözlüğüm kaldı alıp geliyim hemen, sende eve gir."

"Peki tamam."

Kapıyı çaldım ama açan olmadı. 

Hani evdelerdi? Beni bekliyorlardı?

Bu kesinlikle Ekin'in bir oyunuydu. Sevgilisiyle buluşmak için beni kandırmış erkenden eve getirmişti. 

Daha sonrada Büşra'da gözlüğüm kaldı diyip bir daha kandırmıştı.

Oldukça karışık çantamın içinden anahtarı çıkarıp eve girdim. 

Mutfağa su içmeye girdim. Bir şey kokuyordu.

Garip bir şey.

Yanık gibi.

Yanmış börek gibi.

Börek kokusunu takip ettiğimde kendimi salonda buldum.

"SÜRPRİİİİİİZ"  sesini duymamla Aysu'nun boynuma atlaması bir oldu.

Şaşırmıştım. 

Gözlerim dolmuştu.

Demek bu yüzden bu saate kadar doğum günümü kutlamamışlardı.

Ekin'i bile planlarına dahil etmişlerdi üstelik.

"Doğum gününü unutacağımızı mı sandın?" diye soran Aysu'nun sözünü kesen Buse "Evde yangın çıkarıyorduk nerdeyse ama...." dediğinde Almira Buse'yi dirseğiyle dürttü.

"Çok teşekkür ederim size en mükemmel sürpriz bu harikasınız sizi çok seviyorum" diyip topluca en yakın arkadaş sarılması yaptık.

"Peki ne oldu bu eve neden kokuyor?"

"Öncelikle böreği yaktık ama tadı harika gerçekten." diyen Aysu'ya ilaveten Almira "Daha sonrada pastanın mumunu yakarken pastanın poşetini tutuşturduk ama hepimiz iyiyiz merak etme."

"Ee hadi üfle mumları."

Dilek tutup mumları üfledikten sonra hamarat kızımız Aysu pastayı kesti ve tabaklara paylaştırdı.

Bu kız gerçekten mükemmeldi.

Elinden her iş geliyordu.

Geleceğim DemiştinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin