Saat 7'de çalan bir alarm. Aylardan Ağustos ve dershanenin ilk günü.
Yataktan zorda olsa kalkıp kendimi banyoya attım. Ilık bi duştan sonra yeni aldığım kot şortumu ve arkası tamamen dantelli beyaz bluzumu giydikten sonra kahvaltı masasına oturdum. Dershanenin ilk gününün heyecanından pek bir şey de yemedim zaten.
Masadan kalkıp tekrar odama geçtim çok az allık ve hafif bir parlatıcı sürüp çantamı alıp kapıdan çıktım.
Yeni bir başlangıç olacaktı bugün benim için. Tanımadığım onlarca insan.
Ve işte dershanenin kapısındaydım güler yüzlü bi şekilde kapıdan içeri girdim. Sınıfımı daha önceden söylemişlerdi ama o an resmen aklımdan gitmişti.
Neydi ya hangi sınftı diye olduğum yerde düşünüp dururken öğretmen olduğunu sandığım biri yanıma yaklaştı
"Yardımcı olabilirim."
"Şey sınıfım, sınıfımı hatırlamıyorumda"
"Gel benimle listeden bakalım"
Beraber listenin asılı olduğu kata çıktık. Duvarda kocaman bir liste vardı. Bütün sınıflar ve o sınıflarda bulunanlar.
"İşte burda ismim çok teşekkür ederim yardımınız için"
F3'tü tabi ya.
"Rica ederim"
Yanımdan uzaklaştığında bu F3 denen sınıf nerededir acaba diye yeniden düşünmeye başladım. Sonra karşımda duran sınfıın F2 ve onun yanındakinin de F3 olduğunu farkettim.
Kendimi sınıfa attığımda bana doğru bakan gözleri görüp biraz korktum açıkçası. En arkanın 2 önünde boş bi sıra gördüğümde benden mutlusu yoktu ve sıraya geçerken yüzüme hafiften bi gülümseme verdim.
Sıraya oturduğumda daha dersin başlamasına 15 dakika olduğunu farkettim ve dershaneyi gezmek için oturduğum yerden kalkıp kapıdan çıktım. Ortamı iyice tanıdıktan sonra tekrardan sınıfa geçtim.
Yerime oturmamla beraber zil çaldı. Öğretmen birazdan gelir diye beklerken kapıdan kumral bi çocuk girdi.
Kafamı başka yöne çevirip o olup olmadığından emin olduktan sonra etrafımı süzdüm.
BENİM YANIMDAN BAŞKA BOŞ YER YOKTU.
Ve o çocuk ciddi ciddi o gün İzel'in yanındaki çocuktu.
Bir an rüyadayım sandım ama değildim. Gerçekti ve yanıma doğru çoktan yaklaşmıştı bile. Kalbimi hissetmiyordum resmen. Yanaklarımsa çoktan kızarmış olucak ki 40 derece ateşim varmış gibi hissediyordum. O an "Lanet olsun hepinize gidiyorum ben burdan" desem yeriydi.
Ve "Oturabilir miyim" diyen bir ses.
"Tabiki"
Çocuğun oturmasıyla öğretmen gelmişti. Ama ben hala sakin değildim ayaklarım ellerim dişlerim hatta nerdeyse bütün vücudum titriyordu.
"Merhaba çocuklar ben Eda Demir matematik öğretmeninizim ilk dersimizde tabiki tanışmayacağız tanışmaları tenefüse saklayalım"
Ne demek tanışmayacağız?
Tanışmayacağız ne demek?
Peki ben yanımda oturan yakışıklının adını nasıl öğreneceğim Eda hocacığım?
Ve derse başlamıştık. İlk dersin matematik olmasından mı kaynaklıyor yoksa yanımda oturan şahıstan mı kaynaklanıyor bilemem ama ders geçmek bilmemişti.