~2~

363 24 2
                                    

Sabah uyandıktan sonra ilk işim sosyal paylaşım sitelerinden çocuğun ismini araştırmak oldu. Araştırırken ne apaçilere ne kırolara rastladım.

Ama ne yazık ki bulamadım. Zaten spora gitme vaktim gelmişti üstümü değiştirip ve saçımı at kuyruğu yapıp kapıdan çıktım. Kahvaltı yapmadan hemde. Nasıl olsa dışarda yaparım diye düşündüm.

Pastaneye doğru ilerlemeye başladım ve dün geceki çocukluk arkadaşıma rastladım. İzeeeell diye seslendim. Hayır hayır bunu yapmamalıydım. Çocuğun ismini nasıl sorucaktım ki? Yanındaki çocuk kim mi diyecektim? Veya "Canım ben o çocuğu çok beğendim ayarlasana bana" mı? Imm hayır hayır hiçbiri değildi. Peki ne yapmalıydım çoktan kıza seslenmiştim ve gülümseyerek yanıma doğru gelmeye başlamıştı.

Hemen aklımda bu düşünceleri silip sevecen bir tavırla "Nasılsın" diye sordum.

"İyiyim sen?"

" İyiyim bende, şeyy aslında sana bişey sorucaktım"

O sırada İzelin telefonu çaldı. Bi saniye diyerek biraz uzaklaştı yanımdan

Elini kulağından çekip "Neee" diye bir çığlık attı. Meraklı bakışlarımla "Ne oldu" diye sordum. Eliyle sus işareti yapıp aceleyle telefonu kapattı.

"Almira benim gitmem lazım gerçekten seni dinlemek isterdim ama çok önemli şu an daha sonra sana olayı anlatırım." dedi ve koşmaya başladı.

İzel ilerdeki sokaktan dönünceye kadar yani ortalıktan kayboluncaya kadar olduğum yerde bekledim. Sonrasında kendimi en yakındaki pastaneye attım.

Bir tane açma alabilir miyim dedikten sonra arkamdan bi ses "Abi 2 açmada bana" dedi. Arkamdan gelen sesin büyüsüne kapılmış bi şekilde arkaya doğru baktım ve o. Dünkü çocuk. Kalp çarpıntısıyla beraber elim ayağım titremeye başlamış dişlerim takır takır birbirine vurmaya başlamıştı ve çoktan arkamı dönüp çocukla göz göze gelmiştim bile. Hafiften gülümsedim. Yani o an yapılacak tek şey buydu. Belki iyi bir başlangıç olabilirdi.

Açmayı alıp pastaneden çıktığımda biraz daha rahatlamıştım sanki. Hızlı adımlarla sokağın köşesini döndüm şimdi en azından karşılaşma ihtimalimiz daha azdı. Bi apartmanın içinde oturup daha da sakinleşmeyi bekledim. Sakinleştiğimden emin olduğumda rahat bi şekilde apartmanın içinden çıkıp spor kursuna doğru yürümeye başladım.

Bir açma başıma neden böyle şeyler açmıştı ki. İşin güzel yanı çocukla aynı semtte oturma olasılığımın çok yüksek olduğu geldi aklıma. Tünelin ucundaki aydınlık bu olsa gerek.

Bu arada belirtmeliyim ki ben Almira. Evin tek çocuğuyum. Tek çocuk olmamdan kaynaklanıyo olsa gerek biraz fazla şımarık bir yapım var. 16 yaşındayım ve hayatımın aşkını henüz bulabilmiş değilim. Yani dün gördüğüm çocuğu saymazsak henüz bulamadım. Zaten adını bilmediğim birine aşık olmam bile saçma.

Kursta harika bir 4 saat geçirdikten sonra yorgun, aşırı bitkin veya her ne derlerse o şekilde eve döndüm.

Eve geldiğimde kimse yoktu. Annemi arayıp nerede olduğunu sordum." Ne demek 3 saat sonra gelicem, iyi naparsan yap" la biten telefon konuşmasından sonra yaşama amacımı başarıya ulaştırmak için bilgisayarın başına oturdum. Hayır tabikide çocuğun ismini aramaya devam etmek için değil. Evet belkide biraz onun için ama HAYIR. Kızlara bugün olanları anlatmak daha ağır basıyodu.

Geleceğim DemiştinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin