BÖLÜM2️⃣6️⃣

51 7 19
                                    

Biraz geç oldu maalesef.. pek icime sinmese de.
Selamlar ve iyi okumalar❤️
Oy ve yorum🙏

Arabadaki sessizlik iyice sinirimi bozarken, bir tarafım da Barış'a uymamam gerektiğini bas bas bağırıyordu. Yaklaşık 15 dakikadır yoldaydık. Oflayarak Barış'a döndüm.

"Daha ne kadar var?" sorumla Barış bana yan bir bakış atıp, gözlerini tekrar yola dikti.

"Var biraz. Sabret." Gözlerimi devirdim. Yola çıktığımızdan beri Barış'ın ne yapmaya çalıştığını sorguluyordum. Benimle ilgili olan bir mesele onu neden ilgilendirsindi ki? Başta Kaanla ilgili olduğunu düşünsem de Barış, Kaan'ın ilgisi olmadığını söylemişti. Tekrar oflayarak kafamı cama yasladım. Ve gözlerimi kısarak mırıldandım.

"Sana hiç güvenmiyorum"

Bir süre sonra büyükçe villa gibi bir evin önünde durduk. Şehirden biraz uzaktı. Fakat hâlâ neden burada olduğumuzu anlamış değildim. Barış'a sorarcasına baktım.

"Burası neresi? Ne işimiz var burada?"
Benimle ufak bir göz temasında bulunarak, çenesiyle kapıyı işaret etti.

"İn." bu emrivakisi beni gıcık etse de merakım daha ağır basıyordu. Barış arabadan inerek kendini kaputa doğru yasladı ve bir sigara yaktı. Ben de onu taklit ederek kendimi kaputa yasladım. Sigarasını içine çekip bana doğru baktı.

"Bunu çok önceden yapmalıydım."

"Neyi? Neden bahsediyorsun Barış Allah aşkına?"

"Bu evi görüyor musun? İşte bu ev-" cümlesi arkamızdan gelen araç sesiyle kesildi. Arkamı dönüp, gelen araca baktığımda şaşırmadan edemedim. Erhan'ın ne işi vardı burda? Arabasını hemen arkamıza parkedip, oldukça sinirli görünen yüzüyle arabadan indi. İkimizin yanına geldi. Ve kolumu tuttu.

"Senin burda ne işin var Mısra?" sesi yüksek değildi fakat öfkesini hissettirebilecek kadar sertti. Karşımda duran Barış'a baktığımda hiç istifini bozmadan sigarasına devam ettiğini gördüm. Erhan'ın da bakışları eş zamanlı benim baktığım yere kayınca bu sefer , Barış'a hitaben konuştu.

"Bu kim? Burda neler oluyor? Neden burdasın Mısra?!"

"Barış ben. Sen de Erhan olmalısın. Memnun oldum." dedi Barış. Onu tanımasına mı şaşırsam bu kadar sakin olduğuna mı bilemedim. İkilinin arasındaki gergin bakışma başka bir araç sesiyle bölündü. Bu sefer üçümüz birden arkamızı döndüğümüzde gelen araç tanıdık değildi. Ama arabanın içinden çıkan Kaan'ı görünce taşlar yerine oturmuştu. Kaan yüzündeki öfkeli ifadesiyle gelerek Barış'ı itti. Ve bağırmaya başladı.

"Ne bok yiyorsun burda?! Barış! Ben sana böyle birşey olmayacak demedim mi?! Puşt herif!" Kaan'ı çok defa sinirli görsem de bu seferki başkaydı sanki. Gözlerinden ateş çıkıyordu. Barış da onu ittirdi.

"Yapmam gerekeni yapıyorum!! Sen o kadar bencilsin ki! O kadar gözüne perde indirmişsin ki! Raydan çıktın artık!" Kaan Barış'ın suratına hafif sayılamayacak bir yumruk attı.

"Seviyorum diyorum lan! Bunu anlamak bu kadar zor mu?!! Göz göre göre ateşe mi atayım ha?!!"
Barış patlayan dudağını elinin kenarıyla silip, Kaan'a bir adım attı.

"Sevmek mi!? Hah! Bu mu sevmek?! Aşkmış sevgiymiş?! Peki annen?! Anneni hiç mi düşünmüyorsun lan!? Canan Teyze kıymetli mi senin sokuk aşkından!?!"

Neyden bahsettiklerini anlamasam da Kaan'ın yüzündeki afallamış ifade beni de şaşırtmıştı. İkisi kavga ederken, Erhan ve ben sadece izliyorduk. Kavga daha da alevlenirken, Erhan ayırması gerektiğine kanaat getirmiş olacak ki onlara doğru ilerledi. İkisinin arasına girerek bağırdı.

Okuldaki KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin