BÖLÜM8️⃣

166 13 2
                                    

İtirafların olduğu bir bölüm oldu. İyi okumalar dilerim♥️

Kaanla sınıfa doğru ilerledik.
Tam o sırada bir adet Deren ve Erhan'ı karşımızda görmemiz bir oldu. Kaanla yan yana yürüdüğümüzden, Erhan biraz şaşırmıştı. Beni kolumdan çekip aldı Kaan"ın yanından. O sırada kolumun acısından ahh diye bir inleme döküldü dudaklarımdan.

Erhan "Ne oldu? İyi misin?" Dedi ve kolumu açtı. Evet morarmıştı. Ben ne demiştim size? Morardı işte. Erhan'ın sinirini belirginleşen damarlarından anlamıştım. Beklemediğim birşey yaparak. Kaan'a doğru hamle yaparak "Sen mi yaptın lan kızın kolunu?!" Diye bağırdı.
Hemen aralarına girdim.
"Saçmalama Erhan. Kaanla bi âlâkası yok. Ayrıca sizin burada ne işiniz var?"

"Seni kavgadan ayıramadığımda, sınıfa çıktım. Olanları Erhana da anlattım. Ama hoca biraz sorun çıkardı. Biz de zar zor çıktık ama seni bulamadık. İsmin anons edilince buraya geldik." Dedi Deren. Birşey demedim. Erhan'a sen ne ayak bakışı attım. Başını öne eğdi. Daha sonra omzuna dokundum. Ve "Konuşmamız gerek." Dedim. Kaan da bizi izliyordu. Ona minnet dolu bir gülümseme bahşettim. O da anlamış olacakki aptal gibi sırıtıp kafasını salladı.

Erhanla kantine indik. "Evet Erhan seni dinliyorum. Bu sabahtan sonra bana bir açıklama borçlusun. Farkındasın umarım?"

"Farkındayım ve üzgünüm Mısra. Seni dolaylı yoldan da olsa üzdüğüm için. Ama o fotograflar göründüğü gibi değil. O kıza birkaç kez yardım etmiştim. Düşerken felan. Ve birgün kız yine yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Pat diye öpüverdi beni. O sırada çekilmiş. Kasten yapılmış şeyler bunlar. Ama benim sana verdiğim değer ve sevgi o kadar çok ki ama buna inanıp ,inanmamak sana kalmış. Yinede bu hislerimi görmezden gelmemeni çok istiyorum." Söyledikleri içime dokunmuştu. Mantıklıydı da. Ve doğru. Onun sevgisini hissediyordum. Daha fazla beklemek istemiyordum. Biçimli suratı çene kasları birden bire dokunma isteği uyandırdı. Ve karşı koymadım kendime. Elimi yanağına koydum.
"Hissediyorum Erhan. Verdiğin değeri, gösterdiğin sevgiyi... Ve bu bikaç günde anladım ki bu hisler karşılıklı da. Bende sana değer veriyorum ve senden çok hoşlanıyorum." Lafımı bitirdiğimde elimi geri çektim. Erhan şaşırmış ve mutlu görünüyordu. Kekeleyerek "Ci-cidden mi?" Dedi. Başımı onaylarcasına salladım. Bu hareketimle birden beni sımsıkı sardı, etrafımda döndürdü. Bende ona sarıldım.

Onunla el ele geri döndüğümüzde, bıraktığımız yerde bir tek Deren'i gördüm. Efeyle konuşuyorlardı. Çoktan teneffüs olmuş. 3. Ders başlamıştı. Efe pek umursuyor gibi değildi. Bizi ilk farkeden Deren resmen yerinde deli gibi zıplıyordu.

"Biliyordum işte senin eniştem olacağını. Biliyordum. Biliyorrduğmm"

"Hayırlı olsun gadaşlar. Darısı bizim başımıza artık" diyip, Derene kaş göz yaptı. Deren kızarıp, ona dirsek attı. Hepimiz gülüyorduk. Bir güne yine neler sığmıştı. Başlarda öfkeli, sonra mutsuz şimdi ise huzurlu hissediyordum.

Bir hafta içinde herşey fevkaladeydi. Kaan'ın yüzüme bakmaması dışında.
Ona da bu soğukluğundan ötürü, çıkışta konuşmamız gerektiğini söylemiştim. O benim için uğraşıyordu ve beni önemsiyordu. Bende buna karşılık onu önemsiyordum. Ve yüzüme bakmaması, zoruma gidiyordu.

Çıkış vakti geldiğinde, Erhan yanımda bitti.

"Çıkıyor muyuz, Güzelim?"

"Sen çık benim bir işim var."

"Ne işi o?"

"Kaanla konuşacağım." Daha fazla soru geliyormus gibi hissettim. Elimle dur işareti yapıp, "Daha fazla soru istemiyorum. Konuşup geleceğim bi 5 dakika sadece." Hızlıca sınıftan uzaklaştım, okulun arkasında onu beklemeye başladım. O sırada beni pek bekletmeden o da geldi. Önüne dikildim.

"Kaan ne oluyor? Allah aşkına. Niye soğuk yapıyorsun? Geçen hafta gayet iyiydik. "

"Ne mi oluyor? Sevgilinle aranıza girmek istemiyorum. Hayır, gerçekten istemiyorum değil o çocuğa ağız burun girişmek istiyorum. Ama sen mutlusun diye sesimi çıkaramıyorum. Anlıyor musun?"

"Neden ona girişmek istiyorsun ki? Geçen haftada onunla denediğimi biliyordun. Ama iyiydik. Şimdi? Ne değişti?"

"Başın dertteydi. Bende yardım etmek istedim fazlası değil."

"Yani seninle arkadaş kalabilmek için sürekli başımı derde mi sokmam gerekiyor?"

Ellerini saçlarına geçirdi ve hiddetle konuştu.

"Arkadaş ne lan!? Sana olan hislerimi bilmiyormusun?! Farketmiyor musun?! Bu kadar belli ederken nasıl bu kadar kör olabiliyorsun?! Ne değişti biliyor musun? Bir hafta öncesine kadar deniyordunuz. Fakat o gün birlikte oldunuz. Sizi gördüm! Ona dokunduğunu! Ona itirafını! Mutluluktan havaya uçuşunuzu! Herşeyi gördüm ve canım yandı. Bütün şeyler daha da oturdu. Daha netleşti aranızdaki duygular. Ama sende ondan hoşlanırken, elimden birşey gelmiyor!!!! Gelmiyor işte!" Biraz üzülmüştüm, onu kırdığım için. Fakat o daha beni ne kadar tanıyordu ki? Benimde elimden birşey gelmiyordu.

"Benimde elimde olan birşey değil tamam mı? Ben de hislerimi yönlendiremiyorum. Benimde mutlu olmaya ihtiyacım var anlıyor musun?Erhan beni mutlu ediyor."
Benim sözlerime karşın sustu. Kırgın bir ifadeyle bana baktı. Ben devam ettim.

"Sen, sen duygularını belli ediyorsun. Benden hoşlanıyorsun diyeceğim fakat yaptıkların hoşlanmaktan çok öte. Seviyorsun, aşıksın diyeceğim beni tanımıyorsun bile. Sahi beni tanımıyorken nasıl oluyor da bana bu kadar değer veriyorsun?"
Öfkeli tutmaya çalıştığım gözlerim onun kahvelerinde gezindi. Yutkundu.

"Seni seviyorum. Ve yüksek ihtimal seni önceden takip ettiğimi düşünüyorsundur. Evet yaklaşık bir yıldır seni izliyorum. Seni bir parkta tek başına müzik dinlerken gördüm ve dikkatimi çektin. Daha sonra hep o parka gittim. Bir şekilde instagramını buldum. Adını soyadını. Muzlu süt aşkını. Turuncu sevgini. Yağmuru sevmeni ama ıslanmaktan nefret ettiğini. En büyük huzurunun sonbaharda yaprakları ezerek etrafta kafa dinlemenin olduğunu. Herşeyi her zerreni seviyorum. Ve hep senin koruyucundum. Hep seninleydim" Söyledikleriyle ne hissedeceğimi bilmiyordum. Kafamda resmen her kafadan bir ses çıkıyordu.

"Sen... S-sen nası-l. Be-ben...."

İki lafı bir araya getiremiyordum. Ondan 1 metre kadar uzaklaşmıştım. Erhan'ın sevgisi ve Kaan'ın aşkıyla arada sıkışmış gibiydim. Açıkçası biraz da korkuyordum. O da bana biraz yaklaştı.

"Lütfen Mısra. Lütfen benim sevgimi yanlış şeylere yorma. Yanlış fikirlere kapılma. Bu takıntı veya sapıklık değil. Ben sadece uzaktan sevdim. Sonra da bu dönem yanında olmak istedim. Fakat geç kalmışım. Yanındaki ve kalbindeki yer çoktan dolmuş. Orada bana yer yokmuş. Olsun ben yine severim seni. Ve hep yanındayım. Koruyucunum. Sen benden uzaklaşsan da..."

"Git" dedim sadece. Kafamı toplamak istiyordum. Uyumak bir daha uyanmamak. Bunların hiç yaşanmamış olmasını diliyordum. Çok şey diliyordum belki..

O da çaresiz görünüyordu. Fakat bunlar benim sineye çekebileceğim şeyler değildi. Bir kere daha tekrarladım Git...

O gidince onun gittiği yerden Erhan çıkageldi. Bu sefer de o aldı beni bataklığımdan. Birşey söylemedi. Ben de omzuna kafamı koydum. Ve yorgunluğumu çıkardım.
Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Aklımdaki son şey akşam Derenle durum kritiği yapacağımızdı. Sonrası ise derin bir uyku...

Oy ve Yorum💖🙏

Okuldaki KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin