BÖLÜM6️⃣

201 17 0
                                    

Selamlar 1072 kelimelik bir bölüm oldu. İyi okumalar :)

Kaan'ın evinden çıktığımda, evin önünde beni hazır bekleyen bir taksi vardı. Hemen taksiye atlayıp, evimin adresini verdim.

Şimdi ise kapımın önündeydim. İçeri girecek cesaretim yoktu. En sonunda zili çaldım. Kapıyı Deren açtı ve beni görür görmez şaşkınlıkla biraz da sevinçle bana sarıldı.

Omzumda ıslaklık hissettiğimde ağladığını anlamıştım. Efe ve Erhan'ında içeriden kim o? Deren? gibi seslerini duyuyordum. İçeridekileri bekletememek adına, sarılmamıza bir son verdim ve salona girdim.

Derende peşimden "Mısra gelmiiiiiişşş!!" diye bağırıyordu. Erhan ve Efeninde yüzlerinde rahatlamış bir ifade vardı. İkisine de mahçup bakışlarımı yönelttim. Efe "Nerdesin kızım ya kaç saattir şu ağlak kankanı çekiyoruz haberin var mı?" Dedi şakaya karışık.

Deren sanırım şuan kavga havasında değildi ki sadece boş boş bakmakla yetindi. Sonra Erhan'ı gördüm ve direkt sarıldım. Kulağıma "Çok endişelendim. Çok çaresiz hissettim. Mısra, güzelim bir daha yapma bunu bana." Dedi duygulu ve içli sesiyle.

Bir kez daha yerin dibine girmiş, aynı zamanda Erhan'ın sevgisini biraz daha hissetmiştim. Bende aynı şekilde kulağına

"Üzgünüm. Çok özür dilerim. Ben... Ben bu noktaya geleceğini düşünemedim. Bencilceydi biliyorum. Bir daha olmayacak söz, söz" sözümü bitirince ayrıldık.

Hepsi bana sorgular vaziyette bakmaya başladı. Hepsinin merak ettiği soruyu sonunda Efe dillendirdi. "Evettt.... Gelelim fasulyenin faydalarınaaa... Söyle bakalım, neden gecenin bir yarısı kaçar gibi evden çıktın ve bu saate kadar nerelerdeydin? Dökül?"

Dudağımı ısırdım. Erhan ve Deren de meraklı görünüyordu. Fakat ben bu konuyu bir tek Derene açabilirdim bu yüzden onları geçiştirecektim.

"Beyler alınmayın ama bu konu biraz özele kaçıyor. Sizi bu konuda aydınlatamayacağım maalesef. Ama yinede benim için o kadar endişenlenmiş aramışsınız. Teşekkür ederim. Ve gerçekten özür dilerim. Yani ben, böyle olacağını tahmin etmemiştim. Okula da gidemediniz benim yüzümden"

Erhanın kaşları çatıldıkça çatılıyordu. Efe de ciddi misin? Der gibiydi. "Saçmalama Mısra. Tamam konuyu bize anlatamaybilirsin ama teşekkürü filan bırak sen benim arkadaşımsın. Bizim için değerlisin. Ayrıca okula gitmemek emin ol hiç sorun olmadı"  dedi, sırıtarak Efe.
Erhanda "Öyle olsun bakalım. Biz gidelim siz kız kıza kalın" dedi imayla. Onları çıkışa uğurladım.

Salona geçtiğimde "Hadi anlat Mısra? Bak mahvoldum zaten burada. Şu şişen gözlerime kaç ton kapatıcı gerekicek haberin var mı?" diyerek ofladı Deren. "Tamam. Anlatacağım ama bir üzerimi giyineyim. Kaç saattir bunlarlayım. Bekle geliyorum." Dedim.
"Peki kanka bende sana bir kahve yapayım o zaman" kafamla onaylayıp odama çıktım. Dün nasıl bıraktıysam öyle duruyordu. Paketler, cipsler oda havasızdı. Kendimi hemen bir duşa attım. Daha sonra sarı bir sweet ve siyah bir tayt giyip saçlarımı kuruttum. Aşağıya indiğimde kahve kokuları çoktan burnuma dolmaya başlamıştı.

Kahvelerimizi elimize almış, kanepede kuruluyorduk.

"E hadiii"

Onun ısrarlarına daha fazla dayanamayıp, olayı dün gece bekleyişime kadar anlattım. Ve orada durup, tepkisini ölçtüm.

"Kanka ne diyeyim kötü olmuş. Ama kusura bakma da Nuran teyzenin yaptığı da çok saçma ve canice olmuş. Ya bi insan evlendiğini çocuğundan niye saklar ki? Zaten doğru düzgün annelik yaptığı yok? Seni de anlıyorum yalnız kalmak istemişsin ama beni evden kovabilirdin. Gerçekten buna bile razıyım. Ama öylece gece çıkıp gitmek endişlendirdi bizi. Aslında 1 saat bekledim ama gelmedin. Bende Erhanı aradım, o da Efeyi aramış. Efenin yanında bonus olarakta Kaan? Hepsi seni aradı. Kaan çok sinirliydi. Erhanla laf dalaşlarına girdiler. Efe zor ayırdı. İkisi de üzgünlerdi. Sonra sabah Kaan gitti. 1 saat öncede seni bulduğunu söyledi. O seni nasıl buldu ki? Hani çok kaybolmuştun? Ara sokaklardaydın. Anlat hemen?!" Dedi.

Anlatılanlari kafam almıyordu kavga etmişlerdi? Benim için mi? İyice saçmaladım. Olayın geri kalanını da anlattım. Özellikle Kaanla odada konuştuklarımızı detayı detayına anlattım. Ağzı açık bir şekilde beni dinliyordu. Konuşmam bittiğinde

"Kanka neler olmuş öyle ya? Çocuk resmen seni sevdiğini haykırmış. Sendeki yalan da tuzu biberi olmuş. İyi yalan ama yinede ne diyeyim. Sonunda şu mecburi tiyatro dersleri bir işe yaramış desene" dedi. Evet 9. Sınıfta herkes bir kulüp seçmek zorundaydı. Ve bizin okuldada o zaman müzik ve tiyatro kursu vardı sadece. Ben her ne kadar müzikte yer almak istesemde. Kontenjan doluluğundan tiyotroya kalmıştım. Oyuncluğumda 2 sene boyunca baya ilerlemişti. Gülümsedim ve kafamı salladım aynen dercesine.

"Sence ben onu görmüyor muyum Deren? Yani o çok etrafımda da ben mi farketmiyorum? Eğer öyleyse baya körüm. Bugün bana olan ilgisini farkettiğimde çok şaşırdım."  

"Mısra, yani ben öyle çok etrafında görmedim. Ama sebepsizce okuldayken de Erhanla aralarındaki gerilim farkedilmeyecek gibi değildi. Belkide bunun sebebi sensindir?"

Evet haklıydı. O gerginliğin bende farkındaydım. Fakat daha önce hiç kendime yormuyordum. İyi de Erhanla bile 4 senedir aynı sınıftaydık ve o gecen sene benden hoşlanmıştı. Kaan 3 günde beni nasıl sevsin di ki? Beni Tanıması gerekmez miydi?

Aklımdaki soruyu Deren'e yönelttiğimde o da beni onayladı. Ve belki beni önceden tanıdığını, hatta okul kaydını bile benim için aldırdığını söylüyordu. Bunlara olanaksız olarak baktığımda okulun ilk gününü bana hatırlattı.

" kapıdaki esmer çocuk seni kesiyor kanka" diyerek kapıyı işaret etti.

Bunlar göz önünde bulundurulunca mantıklı geliyordu fakat işin aslı bambaşka da olabilirdi.

"Kafam çorba oldu Deren. Hem yorgunum ben. Git hadi kovuyorum seni. Bende uyuyayım biraz." Somurttu.

"İyi beğh sanada iyilik yaramıyo. Gidiyorum ben. Babay" diyip, öpücük attı ve gitti.

O gittikten sonra saate baktığımda öğleden sonra 1 civarıydı. Odamı ve mutfağı temizleyip, uykunun kollarına bıraktım kendimi. Uyumadan önce Erhan'ı düşünmüştüm. Kaan'ın dedikleri her ne kadar aklımı karıştırsa da, ben Erhandan hoşlanıyordum nokta (.)
Ve yarın kesinlikle söyleyecektim.

Ertesi sabah her zamanki gibi Derenle buluşup okula gitmiştik.

Okul kapısından içeri girdiğimizde, bahçe fazla kalabalıktı. Ve hepsi girişe bakıp, fısıldaşıyorlardı. Etrafıma bakındım fakat kapıda bir tek biz vardık. Daha sonra kalabalığın arasından, Aslı çıkageldi. Hani şu YANLIŞLIKLA ASLI. Benimle sorunu olan Aslı. Erhanın eski sevgilisi Aslı. Her neyse bu kadar tanıtma yeter. Öne doğru gelip, bana
"Aaa, asıl kızımız da gelmiş. Yoksa yan rôl masum kız mı demeliyim? Ama arkadaşlar ben demiştim size bu masum kız gerçekleri öğrenince, okula gelemez diye. Yüz bulabildin mi sonunda?" Dedi. Ne saçmalıyordu ki yine? "Ne diyorsun sen be? Ne saçmalıyorsun yine?!" Diye tepkimi koydum bende. "Aa tatlım bilmemezlikten gelme. Söylesene kullanılmak nasıl bir duygu?" Ne diyordu bu? Neler oluyordu Allah aşkına?! Şimdi biri açıklama yapmazsa çıldıracaktım. Sonra Deren kolumu dürtmüş ve elindeki telefonu göstermişti. Okulun dedikodu sayfasında önce Erhan'ın omzumda yattığı fotoğrafı, hemen yanına da başka bir kızla yakınlaştığı, öptüğü fotoğraf vardı. Altındada

Erhan Kabak'ın bu iki kızı birlikte yürütmesine ne diyoruz peki gençler? Yoksa Mısra Akın kullanılıyor mu? Demeliyim. Her neyse yarın tüm sorularımız cevaplanır umarız. Tabi ikili okula gelmeye yüz bulabilirse¿

Yazıyordu. Gönderi 2 gün önce paylaşılmıştı. Ve bende dün okula gitmemiştim. Olaydan haberim yoktu. Büyük bir yalnış anlaşılma olmuştu. Peki ya Erhan? Sahiden kullanılmış mıydım? Bilmiyordum.
Kırılmış mıydım?
Fazlasıyla...
Burda daha fazla durmak istemediğimden okulun içine doğru yürüdüm hızlıca. Arkamdan Erhanın seslendiğini duyuyordum fakat artık fayda etmezdi. Bu kırgınlığıma, üzüntüme ve küçük düşürülmeme etmezdi...

Oy ve yorum lütfen✅

Okuldaki KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin