BÖLÜM2️⃣3️⃣

58 11 12
                                    

Selamlarr❤️
Bölüm atamayalı uzun zaman oluyor🙏
Bu bölüm biraz uzun oldu.
Bölüm fikirlerinizi yorumlara bırakın lütfen💜
Oy vermeyi unutmayın🖤

İyi okumalarr💎❤️❤️



Üzerimdeki sinirli gözlere rağmen , tentürdiyorlu pamuğu yaralı kaşa bastırıyordum. Erhan'a yan bir bakış atıp , son olarak kaşın üzerine de bant yapıştırıp geri çekildim. Elimdeki malzemeleri banyoya götürürken Erhan da peşimden geliyordu. Ben yardım malzemelerini dolaba yerleştirirken , kapıyı kapattı. Söylenmeye başladı.

"O herife illa pansuman yapman gerekli miydi yani?" Ona ciddi misin? der gibi baktım. Kapıya vardığımda nerdeyse Kaan'ı dışarı sürüklüyordu. Ayrıca Kaan yaralıyken! Üstüne üstlük baykınken! Bense Kaan'ı hemen eve almış , pansuman yapmıştım. Ne olursa olsun , yardıma ihtiyacı varken kin düşünecek değildim.

"Ciddi misin Erhan? Görmedin mi halini? Yardım etmeyecektim de ne yapacaktım? "

Oflayarak kafasını salladı. Biraz sonra içeriden sesler gelmeye başlayınca, Kaan'ın uyandığını anladık. Ve salona doğru yürüdük. Erhan'da elini elime kitlemişti. Salona girdiğimizde , Kaan sorgu dolu bakışlarla bizi süzüyordu. Aynı şekilde bizde onu.. En son sessizliği bozarak konuştum.

"Sabah kapımda baygın ve yaralı bulduk seni. Ne oldu sana? Neden bu hâldesin Kaan?-" derken Erhan lafımı böldü.

"Ve en önemlisi neden Mısra'nın kapısındaydın? " Meraklı bakışlarımız Kaan'ı bulurken , o ise elini ensesine atmış bir açıklama düşünüyordu.

"Bir kavgaya karışmıştım.. Buraya nasıl geldiğimi bilmiyorum." Erhan sessizce mırıldandı.

"Nasıl inandık! Nasıl" onun bu hâline göz  devirdim. Sonra tekrar Kaan'ın sesi duyuldu.

"Ben rahatsız ettim sanırım." direkt olarak kahvaltı masasına bakmıştı.

"Anlamana sevindim sonunda!" diyince Erhan'a ters ters baktım. Kaan'ın hâline gerçekten içim acımıştı. İki aydır ortalarda yoktu. Ve şimdi bu şekilde karşılaşmamız garip geliyordu. Saçları eskisinden daha kısa duruyordu, biraz sakalları da vardı. Çok kilo vermişti. Üflesen düşecek gibi...  Nasıl karar verdiğimi anlamadığım bir şekilde kelimeler firar etti dudaklarımdan.

"Sende bizimle kahvaltıya otursana."







Masadaki tek ses çatal ve tabak sesleriyken, ben de çayları dolduruyordum. Bir taraftan da karşımda oturan ikiliyi süzüyordum. Kaan yaptığım teklifi reddedmiş , fakat ben ısrar etmiştim. Sonuçta o yaralıydı ve fiziğine bakılırsa epey kilo vermişti. Vicdanım yine ağır basmıştı...
Erhan'a da bunu kabûl ettirmekte epey zorlanmıştım tabii.. Çayları doldurup , bende yerime geçince Kaan konuşmaya başladı.

"Hayat nasıl gidiyor?" sorusuna ağzımı açamadan , Erhan atılmıştı.

"Sen gideli epey bir iyi gidiyor. Allah sensizliği başımızdan eksik etmesin." dedi alayla. Kaan'ın kaşları çatılsa da , o da yüzüne alaycıl bir gülümseme yerleştirmişti.

"İyi gidiyor evet. Sende durumlar nasıl?"

"Bende de aynı işte normal. Değişik bir şey yok." sonra etrafa şöyle bir göz attı:

"Hayırdır ne kutlaması yaptınız? Birinci ay filan mı?" dedi Erhan'a hitafen. Onunda sesindeki alaycılık bariz belli oluyordu. Erhan sakin bir şekilde , ona cevap verdi.

Okuldaki KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin