- 9 - Müdür Odası

2.5K 92 1
                                    

Alarmın sesiyle uyandım. Hala çok uykum vardı. Alarmı susturdum sanmıştım, ertelemişim. Biraz sonra tekrar çaldı. Telefonu alıp sinirle yere attım. Çabuk sinirlendiğimi ve sinirlendiğimde kendimde olmadığımı söylemiştim. Anında 'hass' diye kalktım. Telefonuma baktım. Ana ekranını kırmışım iyi halt ettim. 

Giyindim. Kendimi iyi hissetmiyordum. İçimde kötü bir his vardı. Boş verip aşağı indim.

Okula gittik. Bu sefer ultra hızlanmıştım, gazı kökledim. Okula ilk ben girdim. Hatta bizimkiler benden yaklaşık beş dakika sonra girdi. Yalnız oturuyordum bizim parkta. Sıkılmıştım. O yüzden Aras'ların yanına gittim. 

"Asya otursana."

Dedi Damla. Ve sohbet etmeye başladık.

Zil çaldı, sınıfa gittik, derste Aras'la konuşmaya çalıştım, neden bu kadar gıcık bir sıra arkadaşım var ki. Zil çaldı, bahçeye gittik, zil çaldı, uyudum.  Öğle arasına kadar hep böyle geçti. Okulda hep uyuyorum uykum olmasa bile. Çünkü dersler çok sıkıcı gelmeye başladı. Eskiden, arkadaşım olmadığında, arklım hep dersteydi. Sıkıcı değildi benim için. Ama şuan çok sıkıcı geliyordu.

----------------------------

Kantindeydik. Lavaboya gitmek için kalktım. Lavabodan çıktığımda Arda'yı gördüm.

"Naber?"

Cevap vermedim. Omzuna çarpıp gitmeye ÇALIŞTIM. Kolumu tutmuştu. Ayy ne kadar klişe.

"Bırak kolumu!"

Kolumu sertçe çekip hızlı adımlarla kantine gittim. Tam kapının önündeyken

"Bekle."

Arkamı döndüm. Ne var ' bakışı attım.

"Neden benden kaçıyorsun? İstediğini biliyorum. "

"Siktir git!"

"Bu kadar yeter."

"Ya siktirip gidersin veya ben seni gönderirim."

"Ya sen nasıl bir kızsın! Sürtüksün işte inkar etme."

"Bir daha söylesene!"

"Sürtük dedim."

Yumruk attım. 

"Kendine gel, sen kimsin. Seni doğduğuna pişman ederim! Uzak dur benden."

Bizimkileri gördüm bana doğru geliyordu. Arda'ya döndüm. Beni kendine çekti. Beni öpmeye çalıştığını anladım ve onu ittirdim. Ama çok geçti. Çoktan öpmüştü bile.

Çocukluğumdan beri çok sık sinir krizleri geçiriyorum. Saldırganlaşıyorum, ağlıyorum, nefes alamıyorum. Sinir krizlerinden nefret ediyorum çünkü gerçekten korkunç oluyorum. Ve sonra görenler dalga geçiyor. 

+Okulun ortası ağlamak için iyi bir yer değil. Sakin ol (İçsesçik)

"Asya!"

Ben nefes alıp vermeye çalışırken, göz açıp kapayıncaya kadar Aras'ın Arda'ya yumruk attığını gördüm. Sadece Aras değil Selim, Ayaz ve Duru da kavgaya karışmıştı. Kantindekiler telefonlarını çıkarmış video çekiyordu. 

Ağzımdan bir küfür savurdum. Nöbetçi öğretmen. 

Müdürün odası, her zaman aşırı ciddi bir ortam vardır. Eğer bir kuralı çiğnediysen bir kaç hoca mutlaka odaya toplanır. Sana dik dik bakar ve seni sorgulamaya başlar. Bu tür anlarda insan kahkaha atmamak için ekstra çaba harcıyor. Hele içsesiniz varsa işiniz çok zor. 

Müdür Beyden falan korkmuyorum. Ama bazen bir şeye kafalarını takıyorlar, inanıyorlar ve asla kararlarını değiştirmiyorlar. İnandıkları şey ister doğru olsun ister yanlış, yarım saat savunuyorlar. Ve insan bu yarım saatlik sürecin ardından beynini kullanmakta zorluk çekiyor, mayışıyor, oturduğu yerde içine çöküyor ve resmen ayakta uyumaya başlıyor. Sonra hocalar bu halini görüp "Artık hepsi böyle. Bizim zamanımızda kimse öğretmenlere saygısızlık yapmazdı." gibi şeyler söyleyip dururlar. Ama çoktan düşünme yetini kaybettiğin için bu konuşmalar üzerinde düşünmezsin.

 En azından bende öyle oluyor.  

Ezik mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin