- 8 -Konser

2.8K 93 6
                                    

Duru'nun üstüme atlamasıyla uyandım.

"Manyak mısın lan!"

"Hahaha. Ne yapıyım uyanmıyordun."

"Oysaki benim ne kadar intikamcı olduğumu bile bile"

"Korktum. Sorry abla."

"İntikamımı alıcam"

"Tamam ama şimdi giyin."

"Oke."

Odadan çıktı ve ben de rutin işlerimi yaptım. Sonra da şunları giydim

 Sonra da şunları giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve aşağıya indim. Kahvaltımı ettim. Kahvaltı Selim ve Duru'nun atışmalarıyla geçti. Onlardan da olur aslında ama neysee. Sırada bekleyenler var.

Bu sefer onlarla beraber çıktım. Yine Duru ve Selim yarış yaptılar. Tabi ki de ben de katıldım ,kazandım. Always  win hehe.  Herkes çarpma olayını unutmuştu. Okula normal girdiler bizimkiler. Ancak ben drift atarak girdim. Allah'ım drift atmayı çok seviyorum! Her zaman drift atmamın nedeni, şu anda motorla cicim aylarındayız. Hevesimi alayım atmam drift.

"Ama haksızlık sen motorlasın."

"Bana ne Selim. o zaman sen de yarışa girmeseydin."

Pelin ve Selim dışında herkes güldü. 

"Bir daha yapmayın. Gerçekten şimdi kusacağım."

Ve herkes biraz daha güler. Ben gülmedim çünkü n-ben perfect kuzinim.

"Sen onlara bakma kuzinim, ben seni anlıyorum."

"Sağ ol aşko, bir tek sen anlıyorsun beni."

 Sonra boş bir banka oturduk. Sohbet ettik. Arda ve Aras sürekli bana bakıyordu. Sonra birbirlerine kızgın kızgın. Ellerinde olsa burunlarından duman çıkacaktı. Çok sinir bozucular. Birbirlerine istedikleri kadar baksınlar ama benden uzak dursunlar. 

Zil çaldı ve içeri geçtik. Çok sıkılmıştım ben de uyudum. Uyumama hiç bir hoca bir şey demiyordu, çünkü konuyu bildiğimi biliyorlardı. İki ders sonra uyandığımda kantine gittik. Ama hala uykum vardı. Bizimkiler sohbet ediyordu. Ben de kafamı masaya gömmüştüm. Ki bizimkiler birden sustu daha doğrusu tüm kantin sustu. Ne oluyor diye kafamı kaldırdığımda kafamdan aşağı soğuk su aktı. İki saniyelik şoktan sonra kendime geldim. Ve arkama baktım. 

İlk gün bana sürtük diyen kızdı. Adı galiba İnci'ydi. Hiç düşünmeden kızı aldım. Kolunu ters çevirdim masanın oraya döndürdüm.

"Aa sürtük güçlüymüş de."

Kafasını aldım ve birden masaya çaptım. Masa çok sağlam değildi e resmen zıpladı. Bu sefer bizim tayfa da şaşırmıştı. Kafası kanıyordu ama kimin umurunda.

"Bana bak. Bir daha benimle uğraş, bak ben sana neler yapıyorum. Çetene mi güveniyorsun? Ama biliyor musun ben kendime güveniyorum. Bu seninle benim aramdaki fark. Bu sana son uyarı. Kötü yüzümü görmek istemiyorsan bana bulaşmayacaksın. Şuan  gördüğün ne diye düşünüyorsan bu benim iyi yüzüm."

Dedim ve hızlı adımlarla kantinden çıkıp tuvalete girdim. Bizim kızlar da arkamdan.

"Ne yaptı o öyle ya"

"Kızlar bırakın şimdi yedek kıyafeti olan var mı?"

O sırada saçımı kurutmaya çalışıyordum. Kızlara baktım. Hayır anlamında kafasını salladılar.  O sırada içeri Zeynep ve Damla girdi.

"Yaptığın baya iyiydi. Ağzının payını verdin."

Kafamı salladım. Cevap veremeyecek kadar sinirliydim.

"Senin kıyafetin çok kötü olmuş bekle ben sana getiririm. Yanımda yedek kıyafet var."

Gitti ve iki dakika sonra elinde kıyafetle geldi.

"Çok teşekkür ederim gerçekten. Borcum oldu size."

"Ne gerek var canım."

Dedi Zeynep. Fakat Damla söze girdi.

"Hayırr, yani evet. Bir yemek ısmarlasın olur biter."

Herkes Damla'ya baktı.

"Ne var? Ben her zaman açım. Sanki yabancı var."

Damla tatlı kızdı ama yemek fikrinde samimi değildi. Bir şeyler karıştırıyordu.

"Peki ısmarlarım."

Gülümsedim ve elimdeki kıyafetle  kabine girdim. İlk önce etrafı kontrol ettim. Benim bir huyum var. Evden başka bir yerde giyinmek zorunda kalırsam her tarafı arıyorum. Kamera falan var mı diye. Nedenini bilmiyorum ama yapmayınca rahat hissetmiyorum. Etrafa baktım ve tabik i bir şey yoktu. Ben de hızlıca giyindim ve çıktım.

Biraz sohbet ettik Damla ve Zeynep'le. Yarın okul çıkışı benim eski okulumun önündeki parkta buluşacaktık. Aras'ın çetesi ve benim çeten dahil.

Sonunda okul bitti ve eve gittik. Üstümüzü değiştirip hızlıca arabalara bindik. Ben de bu sefer arabaya binmiştim ama ben sürmedim.  Zaten sadece Selim, Ayaz, Duru ve ben biliyoruz araba kullanmayı. Ön koltukta oturdum, kafamı cama dayadım. Son zamanlarda olan şeyleri düşünmeye başladım. Aklıma sürekli Aras ve bakışları geldi ben başka bir şey düşünmeye çalıştıkça onu düşünmeye devam ettim. Onu neden düşündüğüme bir türlü anlam veremedim. Neden kendimi durup dururken sinirlendiriyordum ki?

Ve en sonunda konser yerine vardık. Konser çok güzel geçti. Herkes eğlendi. Ben Pelin'le kafayı buldum diyebilirim. Çığlık ata ata şarkıyı söylüyorduk. Resmen bizim sesimizden Nil'in sesi duyulmadı. Ama çok eğlendik. Ve çıkışta da Nil'le fotoğraf çekindim. Çocukken en sevdiğim şarkıcı oydu ve ben onunla tanışmayı çok istiyordum. Bir çocukluk hayali gerçekleşti diyebilirim yani. 

Eve gittim ve gittiğim gibi uyudum. Çünkü Asya olmak bunu gerektirir.

Ezik mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin