Multimedya: Lexi'nin kolyesi ;)
Lexi-
Uyandığımda başım çok ağrıyordu. Etrafımı incelediğimde evde olmadığımı anlamam uzun sürmedi! Zaten evde olduğumu düşünmek aptallık olurdu çünkü en son bir aptal yüzüme toz üflemişti. Resmen buraya zorla getirildim, aman komşulağr kız kaçırıyorlar neyse günlük saçmalığımızı da yaşadığımıza göre nerede olduğumuzu anlayalım. Yataktan kalktım ve etrafı incelemeye başladım. Revir gibiydi, etrafta lila ve beyaz tonları hakimdi.İçeri hafif aksayarak yürüyen, dağınık saçlı biri geldi. "Yarı Tanrı Kampına hoşgeldin. Umm.. Levi." Şimdiden sevmemiştim burayı. "Lexi." Kız kağıtlardan kafasını kaldırdı ve bana baktı. "Efendim?" Tanrım sabır ver. "Adım diyorum Lexi"
"Ups, pardon Lexi, şimdi kısaca sana burayı özet geçeceğim.. Yıllar, yıllar, yıllar, yıllar" derin bir nefes aldı. "Tanrılar, Faniler ile ilişkiye girdiğinde çocukları olmuş. İlk başlarda Herkül ve Perceus gibi ölümsüz olmuşlar." Kız öksürmeye başladı. "İyi misin!" Kısa süre sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Ancak! Sayılar gittikçe artınca Fani ömrü ve Tanrı güçleri ile yaşamalarını istemişler. Biz yarı Tanrıyız... Burasıda Yarı Tanrı Kampı biz burda sahipleniriz."
Sinirle konuştum. "Niye biz hayvan mıyız? Sokaktan hayvan topluyorlar sanki!" Kız bana şaşkınca baktı.
"Bu kadar agresif olma, Ares çocuğu olabilirsin.. Her neyse! Sözümü kesme!""İşte burada sahipleniriz, güçlerimizi geliştiririz, onları kontrol etmeyi öğreniriz falan filan." güçlerimi kontrol etmek.. kulağa güzel geliyordu. "Güçlerini kullanmayı öğrenirsen ve güçlü olursan Akademiye gidersin. Orda profesyonelleşinceye kadar kalırsın. Sonrada gücüne göre görevlerin olur." Eğitim sistemi bu mu yani? Çok mantıklı! Kapitalizm oyunu bunlar hep! Acaba burada kapitalizm var mıydı neyse bunu düşünmek için çok gencim. "Biz nerede kalıyoruz" telaşla bağırdı. "Az kalsın söylemeyi unutuyordum! Biz kulübelerimizde kalırız."
Hah! "Bizi hayvan yerine koyduklarını söylemiştim!"
Mırıldanarak söylendim. "Aptal Tanrılar" Kız kağıtlara baktı ve sıkıntıyla başını ovuşturdu. "Maalesef Sahiplenilmeyenler için olan Klube tadilatta. Ares kulübesinde mi yoksa Hades kulübesinde mi kalmak istersin"Acaba Hades'in benden başka çocuğu var mıydı? "Hades kulübesinde kaç kişi var?" Kız büyük bir gülümsemeyle konuştu. "Sıfır! Hades'in bir insandan çocuğu olursa kıyamet yakındır zaten" Yani tek varisi bendim. Aslında tek kalmak güzel olabilirdi ama kalabalıkta karışmak daha kolay olur. "Ares kulübesinde kalayım ben." Sonuçta tek başıma ne yapacaktım orda? Hem kimsenin benden şüphelenmemesi gerekti.
Kız yürüyünce bende arkasından gitmeye başladım.
Etraf pek kalabalık değildi. Tam karşımızda 3 tane şu 'kulübe' dedikleri şeyden duruyordu. Bayraklarda simgeler vardı. En yüksek bayrak o üç kulübedeydi. Hah! Egoist Budalalar! O üç kulübenin bayraklarının sembolü ne mi? Tahmin ediyorsunuzdur.. Etrafında diğer kulübeler vardı. Nasıl kabul ediyorlardı bunu? Haksızlık değil miydi?Bir Kulübenin önüne geldik. Kız kapıyı açtı. "Merhaba çocuklar! İlerdeki kardeşinizi getirdim."
Oradan bir kız konuştu. "Hemen sahiplenildi mi? İlginç.." hayvan muamelesi görmekten rahatsız gibi durmuyorlar, sorun bende mi? "Hayır Alexia, kendisi yeni geldi ve" yanaklarını şişirdi. "Fazla agresif"Ben mi agresifim? Alayla güldüm. "Dediğim tek cümleden agresif olduğuma dair çıkarım yapman pek mantıklı gelmedi.." kız bozuldu sonra aklına bir şey gelmiş gibi sevinçle güldü. "Şu anda agresifsin"
Durum vahim.. "Hangi yatak boş?" Alexia dediği kız bir yatak gösterdi. Yatağımın yanındaki dolaba eşyalarımı yerleştirmeye başladım.Alexia yanıma geldi. "Yardım etmemi ister misin?"
Ona baktım, arkadaş canlısı duruyordu. Fakat arkadaş canlısı durması, arkadaş canlısı olduğunu göstermezdi. Ne demişler devir kötü kolla götü? Ahh hayır bu olmaz kız beden kısa olduğu için götü yere yakın olandan korkacaksın lafı daha uygun olur. Ne diyorum ben? Gölgene bile güvenme demişler. "Hayır" şaşkınlıkla elimi tuttu. "Bu yüzük!" Elimi sertçe çektim. "Seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokma!" Bana ve eşyalarıma dokunulmasından haz etmezdim."B-bu yüzüğü bir kitapta okumuştum. Bu yüzük Lanetli Tanrıça Ate'e verildi" Lanetli Tanrıça diyorlardı demek.. "Benzetmişsindir işte Lanetli Tanrıça'nın yüzüğü neden bende olsun?" Kız utançla dudaklarını ısırdı. "Haklısın, özür dilerim" kafamı salladım. Ben ne yapacaktım burada? Ate'nin kızı olduğumu öğrenirlerse sonum ne olurdu kim bilir? Bu kıza da güvenmiyordum içimden bir ses uzak durmamaı istiyordu ve içimdeki ses her zaman... Haklıydı.
Flashback- Lexi 15 Yaşında (3. şahıs gözüden)
Lexi okuldan eve dönüyordu hoş hep evden okula, okuldan da eve giderdi zaten. Küçüklüğünden beri böyleydi annesi onu almaz-bırkamazdı zaten asosyaldi Lexi. Yani Okuldan ve dönerken buluşabileceği arkadaşları yoktu, sadece bazen parka gider otururdu... Yine bir gün kulaklıkları ile okuldan eve döner iken içinden bir his geldi bu şey histen çok sanki içinde tehlike çanları çalıyor gibiydi. Hislerini dinledi ve güvenli bir yere geçti. O güvenli bir yere geçtikte sonra ise az önce yürüdüğü yerde kaza oldu...
Şimdiki Zaman-
Aklıma gelen anıları iteledim. Evet hislerim beni yanıltmıyordu şimdide yanıltıcağını sanmıyordum ve bu kızdan kesinlikle haz etmemiştim...
Kıyafetlerimi yerleştirdiğimde yatağa oturdum. Sandığı kıyafetler kapatıyordu. Böylece görünmezdi. Çok yorgun hissediyordum fakat uyumak istemiyordum. Duş alsam iyi olacaktı. Yanıma kıyafet aldım ve banyoya ilerledim.
***
Hızlıca kıyafetlerimi giyindim. Çok acıkmıştım, banyodan çıktığımda bir tane çocuk kutumu açmaya çalışıyordu. Bunlarda özel diye bir şey yok mu! Sinirle çocuğun yanına gittim. "Sen ne yaptığını sanıyorsun!" Çocuk rahatça bana baktı. "Bu kutudaki şeyleri merak ediyorum." Rahat olması beni sinirden çıldırtmak üzereydi. "Çok garip ve.. güzelsin kardeş olma ihtimalimiz can yakıyor"Zihnimin içinde bana tıslıyorlardı sanki 'Öldür, hak etti' Çocuğun boğazını tuttum ve duvara yapıştırdım. Bu Tanrı güçleri hoşuma gitmeye başlamıştı.. "Eğer bir daha benim eşyalarıma dokunduğunu, benim hakkımda konuştuğunu duyarsam seni-" Sözümü kesti, zorlukla konuştu "Ne? Öldürür müsün beni? Hiç san-" bu sefer ben onun sözünü kestim. "Hadi dene beni" Tırnaklarımı boğazına bastırdım.
"Tamam! Tamam özür dilerim" elimi boğazından çektim. Çocuk birden beni duvara yasladı. "Güçlüsün ama aptalsın.. daha 18 yaşında olmayan bir yarı Tanrı nasıl böyle güçlü olabilir, merak uyandırıyor."
Elini kolyeme attı. Hayır! Çocuğu tüm gücümle ittim. Çocuk arkaya doğru uçtu, evet bildiğiniz uçtu. Boynumda keskin bir acı vardı. Kolyem onun elindeydi. "KOLYEMİ GERİ VER!" Kolyemi duvara fırlattı. Taşları parçalandı. Bu annemden kalan son şeydi. O onun bana verdiği ilk ve son hediyeydi. Asla çıkarma ölsen bile çıkarmalarına izin verme derdi. "Sen- seni öldüreceğim" çocuğun üstüne yürürken bir ses beni durdurdu."Bu aura nerden geliyor! Hakete aşkına neler olmuş burada!"
BU BÖLÜM olummelegi63 'NE İTAFHEN..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Tanrı: Tek Varis
FantasyBazen hayatımızda hiç bir şey yolunda gitmez.. Tükenmişliği, acıyı ve çaresizliği dibine kadar hissederiz. Hayat bazen size ışıldar benimkinin karardığı gibi.. Hayatının bütün yıkıntısını tek başına kucaklamış bir kızdan bahsediyoruz... İKİ TANRI:...