Bölüm yazmaya üşendiğimde, bölüm yazmayı unuttuğumda bana hatırlatan kişiye itafhen; misralardakigizem
Lexi-
Saçlarımda parmaklar hissettiğimde korkuyla gözlerimi açtım. Hades elini çekti ve kapıya doğru ilerledi. "Acıkmışsındır diye düşündüm, yemek yiyelim." Gerçekten çok acıkmıştım. Kafamı sallayarak yattığım yerden kalktım. Yeraltı... çok değişikti. Sanki biraz korkunç gibiydi. Etrafta dolaşan ruhlar vardı. Bizi görenler saygıyla baş selamı veriyordu. Yemek kokuları geliyordu. Bu koku hayatımda kokladığım en iyi şey! Yemek masasını gördüğümde cennete düşmüş gibiydim. Her şey vardı resmen. Hades'i geride bırakarak sandalye çektim ve oturdum. Bir sürü çatal, kaşık, bıçak vardı.
Hangi kaşığı veya çatalı aldığımı umursamadan tabağımı doldurmaya başladım. Yeterli olduğunu düşündüğüm zaman yemeye başladım. Hades öksürerek dikkatimi ona vermemi sağladı. Bir konuşma yapmaya hazırlanıyordu. Ona sorgulayan bakışlarımı yönelttim. "Lexi öncelikle senden özür dilemek istiyorum... Bunca zaman babasız büyüdüğün için." Elimi önemsiz der gibi salladım. "Oh! Sorun değil babacığım. Sonuçta seninde işlerin vardı. Kendine aşık olmayan bir kadını kendine aşık etmeye çalışıyordun." Hades elindeki bıçağı sıkıyordu. Sadece tepkisini merak ettiğim için bir şey söylemek istiyordum.
"Hem eksikliğini o kadar fazla hissetmedim. Biliyor musun? Bir komşumuz vardı. O kadar iyi biriydiki.. 10 Yaşıma kadar onun babam olduğunu ve bana sürpriz yapmak istediği için söylemediğini sanardım." Hafif bir kahkaha attım ve devam ettim. "Çocukluk işte hayalimde kendime bir baba modeli yaratmıştım ve o tam olarak hayallerimdeki babaydı. Baba kelimesini benim için tanımlayan kişiydi." Buz gibi bakışları bana döndüğünde sırıttım. "Bunları anlatıyorum ama alınmadın umarım. Sadece senin vicdan azabından kurtulmanı istedim, babacığım!" Hafif bir kıkırtıyla konuşmamı sonlandırdım. Bakışları ne kadar ifadesiz olsada söylediklerimin onu üzdüğü belliydi.
Yemeğimi yemeye devam ettim. Doyduğumda derin bir nefes aldım. İfadesiz bir şekilde Hades'e baktım. "Ee nerede kalacağım?" Bu arada masada Persephone yoktu. Nerede cici annem? "İstediğin yerde kalabilirsin. Kendine bir oda seç ve dizayn et."
Hades'e yapmacık ama kocaman olan bir gülümseme gönderdim. "Bana burayı gezdirmezsen odaları nasıl bulacağım? Babacığım." Aramızda kısa süreli bir bakışma geçişti. Sandalyesini arkaya iterek ayağa kalktı. Ona gülümseyerek bakıyordum. Yanıma geldiğinde koluna girdim. Bu hareketim onu şaşırtmıştı.Biraz yürüdükten sonra odaların olduğu yere gelmiştik. "Burası benim odam. İstersen karşımdaki odada kalabilirsin." O odaya doğru ilerledim. Tabii Hadeste benle birlikle. Oda genişti, güzel sevdim. "Tamam burada kalacağım." Babam beni onayladı. Ellerini birbirine hafifçe vurunca 3 tane ruh geldi. "Wow bu çok havalıydı baba!" Dediğime anında pişman oldum. Rezillikti resmen! Hades'e baktığımda şok olmuş gibi görünüyordu, ama aynı zamanda gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Tanrı: Tek Varis
FantasyBazen hayatımızda hiç bir şey yolunda gitmez.. Tükenmişliği, acıyı ve çaresizliği dibine kadar hissederiz. Hayat bazen size ışıldar benimkinin karardığı gibi.. Hayatının bütün yıkıntısını tek başına kucaklamış bir kızdan bahsediyoruz... İKİ TANRI:...