13

1.1K 81 92
                                    

Bu bölüm ilaydakaya2112 'ye ithafen🤍

Bu bölüm ilaydakaya2112 'ye ithafen🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar.

Lexi:

Nar... nerde bulabilirim? Daha doğrusu bulabilir miyim? Koskoca ormanda yalnızım. Hafiften acıkmaya başlamıştım, su içmek istiyordum. Etrafta bir sürü meyve bulabilirdim. Fakat su bulamazdım, görünürlerde bir dere veya göl yoktu. Su seside duymuyordum. Koskoca ormanda nasıl düzgün bir insan olmaz! Bir işimde düzgün ve sorunsuz gitse şaşardım zaten! Etraftaki ağaçlardan meyve toplamaya başladım. Daha önce hiç görmediğim değişik şeyler vardı. 5-10 tane toplayıp bir taşın üstüne oturdum. Yemekle, yememek arasında kalmıştım. Zehirli değildir değil mi? Filmdeki aptal kız, ilk bulduğu meyveyi açlıktan yerdi ve bayılırdı sonra yakışıklı kahraman ana karakterimiz, aptal kızımızı kurtarırdı. Pufff aşık olurlardı mutlu son! Beni bu ormanda kurtaracak kimse yoktu. Her ihtimale karşı meyvelerden 5 tanesini yanıma alıp diğerlerini bıraktım. Yoluma devam ettim. Yeraltı Narı, normal nar gibi mi? Keşke o kadına sorsaydım.

Narı bulduktan sonra ne yapacaktım? Babam beni nasıl bulacaktı? Üstelik o kadın babamın beni isteyeceği konusunda çok emindi. Yürümeye devam ederken arkamdan çıtırtı geldi. Yavaşça arkama baktığımda hiç bir şey yoktu. Hadi ama Lexi, ormandasın! Bir hayvandır. Adımlarımı hızlandırarak burdan uzaklaştım. Takip ediliyor gibi hissediyorum. Olduğum yerde kaldım. "Kimsin..?Neden beni takip ediyorsun?" Dedim bağırarak. Arkamı döndüm yine hiç kimse yoktu. Birinin beni takip ettiğine emindim. Üzerimde bakışlar hissediyordum. Alexia ve Axel'in beni bulma düşüncesi karnıma kramplar girmesine neden oluyordu. Onlar beni bulursa... bu ihtimali düşünmek istemiyorum. Hem onları bayılttığım yerden çok uzaktaydım. Beni bulamazlardı.

Koşmaya başladım, nereye gittiğimin bir önemi yoktu. Ağaçlar gitgide sıklaşıyordu, hava kararıyordu. Ben hala kayda değer bir gelişme elde edememiştim. Takip edilme hissi gitmişti. Üstümdeki gözleri hala hissediyordum. Bu daha çok ürkmeme sebep oluyordu. Nefes nefese kalmıştım. Bir ağaca yaslanıp soluklanmaya başladım. Hava tam olarak kararmamıştı. Güneş yavaştan batıyordu. Gece olunca ne yapacaktım? Alexia'dan kaçmam tam bir aptallıktı. Ne olacağını sanmıştım ki? Burdan tontiş bir nine bulup ondan yardım alacağımı sonrada ona güvenli bir yer sorup Olimpos'tan kaçacağımı falan mı? Siktir! Tam olarak bunu düşünmüştüm. Bazen katlanılmaz derecede salak oluyorum.

Ate bu halimi görse büyük ihtimalle sinir krizi geçirirdi. O yabancı kadının dediklerinin doğruluğu belli değildi.

O ölmez çocuk, sadece kılık değiştirir.

Gerçekten öyle miydi? Ate ölmediyse o kadının dediklerinin doğruluğu kanıtlanmış olurdu değil mi? Yeterince dinlendiğimi düşünerek yürümeye başladım. Narı bulabileceğimi sanmıyorum. Neye benzediğini bile bilmiyorum. Arkadan gelen hışırtıyla arkama baktım. Hiç bir şey yoktu... yine.
Bıkkınlıkla nefes verip etrafa bakmaya başladım. Arkamdan biri boynumu tuttuğunda korkuyla bağırdım. Boynumu tutan kişi bağırmamam için ağzımı tuttu. Çırpınmaya başladım, bir yararı olmadığını biliyordum. Amacım beni tutan kişiyi yormaktı. İşe yaramadığında iğrenerek ağzımı tutan kişinin elini ısırdım. Tutan kişi elini çekmedi, aksine beni daha sıkı tuttu. Nasıl olur? Filmdeki kız yapınca işe yarıyordu. Aniden gelen gülme isteğimi bastıramadığımda gülmeye başladım. Sinirlerim bozulmuştu. Beni tutan kişi beni sürüklemeye başladığında kendimi yere atmaya çalışıyordum.

İki Tanrı: Tek Varis Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin