"Hades, Nyx'e merhaba de."Gözle görülür bir derecede affallayan Hades, bana döndü ve dikkatli bir şekilde gözlerimin içine baktı. Biraz kendini toparladıktan sonra, kekeleyerek konuşmaya başladı.
"N-n- nyx? S-sen misin? Ahh inanamıyorum bu sensin!"
Birden beni kendine çekti ve kollarının arasına aldı. Bir süre daha sarıldıktan sonra beni kendinden ayırdı ve kafama vurdu.
"Ahh. Heyy. Bu ne içindi?"
Sırıtarak konuşmaya başladı.
"El şakalarından hoşlanmadığımı biliyorsun ve her seferinde yapmaktan çekinmiyorsun. Sen yaparsan ben de yaparım."
Birbirimize uzunca baktıktan sonra kahkaha atmaya başladık. Bir süre aykta sohbet ettikden sonra terasda ki koltuklara yöneldik.
Hades, Persephone'ye baktı ve konuçmaya başladı.
"Sen onun Nyx olduğunu nasıl anladın?"
Sesinde bariz bir merakla, benim aklımda olan soruyu Hades dile getirdi. İkimizde cevap bekler bir şekilde Persephone' ye baktık. Bizim meraklı bakışlarımızı gören Persephone hemen muzip bir sesle konuşmaya başladı.
"İlk başlarda ben de tanıyamadım. Ama yakına gelince gözlerinddeki o karanlığı, karanlığın içindeki sevgiyi ve muzipliği gördüm. Uzun zamandır kayıp olduğun için seni tanıdığım anda sarılmak istedim."
İçimde oluşan boşluk, benim için özlem duygusunu ifade ediyor. Bunca yılı onlar olmadan geçirmiş olmak içimde ki intikam ateşini körüklüyordu. Konunun daha fazla dağılmaması için konuşmaya başladım.
"Hades seninle bir konu hakkında konuşmak için gelmiştim."
"Ne hakkında?"
"İntikamım."
"İntikam alacağını biliyordum fakat benimle ne alakası var."
"Adam geldi."
Adam'ın adını duyar duymaz yumruklarını sıktı ve dişlerinnin arasından konuştu.
"O pisliğin ne işi var senin yanında?"
Hades'in sinirlendiğini hissediyorum ve hemen konuya girmezsem bağırmaya başlayacağını bildiğim için hemen konuşmaya başladım.
"Savaş sırasında hafızamı kaybetmem onun suçu değilmiş."
Hades itiraz etmek için konuşacağı sırada onu susturup ben konuşmaya başladı.
"Dediğine göre, bedeni ele geçirilmiş ve herşeyi kendi iradesi dışında yapmış. Tabi ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemeyiz ama doğruluk payı olduğu için buraya geldim."
Hades öfkeyle tıslayarak konuştu.
"O salağa nasıl inanırsınız. Sana karşı takıntısı ona herşeyi yaptırabilir. Adam diğerleri gibi değil. Sana herkes hayran olur yada senden hoşlanır. Ama o sana kafayı takmış. Hadi diyelim ki doğru söylüyor, neden savaş bittikten sonra bize gelmedi yada biz seni ararken neden yardım etmedi."
Daha fazla konuşmasına izin vermeyerek ben konuşmaya başladım.
"Bak, ben de ona inanmıyorum fakat söyledikleri doğru çıkarsa ne yapacağız?"
"Pekala kim bu 'düşman'?
"Titanlar."
Hades ve Persephone gözle görülür bir şekilde afalladı. Önce birbirlerine baktılar ve bana döndüler. Bu sefer Persephone konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimposun Ruhu
FantasyO bir tanrıça, Karanlığın tanrıçası... Tanrıların bile korkulu rüyası olabilecek olan bir kişi. Düşmanlarının kabusu. Ondan kaçabilirler mi? Asla! Peki o, onların kaçmasına izin verir mi? Asla! Çünkü o, karanlık tanrıça ve onlar asla ondan kaçamazla...