Kampa sakin bir şekilde girmek istesekte malesef bu isteğimiz boş bir istekti. Melezler dikkatli bir şekilde bizi izlerken gözler en çok benim üstündeydi. Geçen gelişimde olan olay, üstümde olan gözlerin açıklaması gibiydi. Hepimizin gelmesi şimdiden kampta bir takım dedikoduların dönmesine sebep olmuştu. Seri adımlarla ana binaya girdiğimizde karşımıza Kheiron çıktı. Hepimize teker teker göz gezdirdikten sonra bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Bir sorunu var?"
"Evet. Eloni'yi buraya çağırmalısın."
***
Kampa yaklaştıklarının haberini aldıktan sonra hiçbirimiz oturmadan onu bekliyorduk. Derinden gelen bir sarsıntı ile, saatlerce nefes almamışım gibi derin bir nefes aldım. Kulağıma gelen küçük fısıltılar ve ayaklarımın beni dışarı çekmesi. Herşey bir anda olmuştu. Bana doğru gelen bir kız, kızın bana attığı belirsiz bakışlar ve melezlerin sorgulayıcı bakışları. Kampın ortasında aramızda belli bir mesafe ile karşı karşıyaydık. Kafamı sakin ve sorgulayıcı bir şekilde yavaşça sola yatırdım. Benim bakışlarımı görünce o da aynı şekilde bana baktı ve kafasını diğer yana yatırdı. Fiziken çok benzemesek de hareketleri ve duruşuyla bana oldukça benziyordu. Kampı saran ürpertici sessizliğe son vererek konuştum.
"Merhaba Eloni."
Bana attığı bakışlar ile onun da bu konuyu öğrendiğini anladım. Telapati yeteneğinin olduğunu biliyordum fakat bu yetenek ile sadece benimle konuşabilirdi. Melezlerin her şeye burnunu sokacağını bildiğimden zihin yolu ile fısıldadım. Başka bir yerde konuşalım. İlk başta şaşırdığı için sessiz kalsa da birkaç saniye sonra kendisini toparlayıp kafasını hafifçe salladı. Etrafına kısa bir bakış attıkdan sonra bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Merhaba Nyx."
Arkama kısa bir bakış attım ve Ares dahil herkesin bana meraklı bakışlar attığını gördüm. Eloni'ye dönüp konuşmaya başladım.
"Ana binaya geçelim."
Kafasıyla beni onayladı ve yürümeye başladı. Bizimkinlerin yanından geçerken onlara kısa bir bakış attım ve yürümeye devam ettim. Büyük, uzun masanın başına geçtim ve ellerimi masaya koydum. Benim ardımdan diğerleride içeri girdiği zaman hepsina kısaca göz atıp Eloni'ye döndüm. Her şeyi bildiği için açıklama kısmını es geçip, nerden başlayacağımı bilemeyerek saçmalamaya başladım.
"Bak sen benim tek melezimsin ve ben bunu nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. Kampa yaklaştığınızda her şeyi öğrendiğini biliyorum ve kampa girdiğinde benim seni hissettiğim gibi senin de beni hissettiğini biliyorum. Diğer melezlerden farklı olarak senin güçlerin ve yapabileceklerin daha farklı ve değişik."
Gözlerinden okunan kafa karışıklığı ve bu gibi duygula ile daha açıklayıcı anlatmaya karar verdim.
"Bak, kafanın karıştığını görebiliyorum. Sana şöyle anlatmam gerekir ki, senin de bildiğin gibi ben gecenin tanrıçasıyım. Diğer tanrılara göre gücüm daha fazla."
Son cümleden sonra diğerlerinden gelen homurtular ve isyanlar yüzümde küçük bir tebessüm oluşmasına neden oldu. Konuşmama kaldığım yerden devam etmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimposun Ruhu
FantasyO bir tanrıça, Karanlığın tanrıçası... Tanrıların bile korkulu rüyası olabilecek olan bir kişi. Düşmanlarının kabusu. Ondan kaçabilirler mi? Asla! Peki o, onların kaçmasına izin verir mi? Asla! Çünkü o, karanlık tanrıça ve onlar asla ondan kaçamazla...