Multide Ares var. :)
Yeni bir güne başlamıştı bütün Olimpos. Hayat, hazırlıksız oldukları anı kolluyordu sinsice, bir köşede. Arkalarından yapılan planlar ve masum istekler. Farklı yerlerde ama aynı zamanda açılan gözler, hayal edilen edepsiz istekler. Gözlerini açtıkları anda, yeni sorular ve cevaplar akın etmişti beyinlere.
Yeni günün analizleri yapılmak üzere terasta buluşulmuştu. Verilen ve verilecek olan görevler için planlar yapılmıştı.
Afrodit, bu intikamı benimsemiş ve bunun için herşeyi göze alabilecek konuma gelmişti, tıpkı diğerleri gibi.
Planlar yapılmış ve açıklar kapatılmıştı, onları bir köşeden izleyen gözden habersiz. Afrodit, Melez Kampına gitmek için hazırlanıyordu. Apollon, Ares ve Nyx ise analize çoktan başlamışlardı.
Uyurken bile bakımlı olan Afrodit, hazırlıklarını yapmış ve olağanüstü bir güzellik ile melez kampının sınırları içerisine girmişti. Melezler, bir tanrının, özellikle de Afrodit'in, gelmesi ile meraklı bakışlarını ona çevirmişti. Onların aksina Afrodit, bütün dikkatini intikama yöneltmiş ve, kendisine çevrilen bakışları umursamadan yürüyordu. Tam o sırada, kaderin yaptığı planların küçük bir perdesi gerçekleşiyordu.
Sağ tarafından hızla geçen ok ile düşmek üzereyken kendini toparladı ve hırsla o tarafa döndü. Kendisine bakan üç çift masum göze karşın, onun gözlerinde şimşekler çakıyordu. Eloni, Percy ve Andrew öfkeli tanrıçayı biraz olsun yumuşatabilmek için ona masum bakışlar atıyorlardı. Ama diğer ikisinin aksine, Andrew'ın gözlerinde alay pırıltıları da cirit atıyordu.
Afrodit, otoriter ve güçlü bir sesle konuştu.
"Hareketlerinize dikkat edin ve yaşınıza göre davranın. Burası kreş değil."
Melezler yavaşça oraya toplanıyor ve aşk tanrıçasının soğuk sesi ile ürperiyordu. Tanrıça bu sefer sesini alçattı ve sadece üçünün kendini duyabileceği bir sesle konuştu.
"Ayağınızı denk alın. Sizin yüzünüzden Nyx'in zarar görmesini istemeyiz değil mi? Unutma Eloni, senin yüzünden benim kardeşim acı çekiyor. Şimdiye kadar sana veya size zarar vermediysem, bunu Nyx için yapmışımdır."
Duydukları tehdit üzerine üçü de ürpermişti. Sanki az önce kimseyi tehdit etmemişcesine arkasını döndü ve oradan uzaklaştı.
Melez kampında gerilim dolu anlar yaşanırken, Olimpos'un en kuytu köşesinde Adam'ın kahkahaları yankılanıyordu. Planına başlamıştı. Artık sadece küçük dokunuşlar kalmıştı. Onun bu yaptıklarının tek nedeni aşık olması değildi. Adam güç istiyordu. 12 tane asalağın oturduğu o koltukta kendisi ve biricik aşkı Nyx oturmalıydı.
***
Melez kampı gerginliğin ardından sessiz sedasız dağılabilmişti. Bu arada Afrodit ana binaya gitmiş ve Kheiron ile konuşuyordu. Kalkanın incelmesi her dakika tehlikeyi arttırıyordu. Melezler bu durumun fazlasıyla farkındaydı ve kampın yarısı endişe içerisindeydi. Bu durum böyle devam ederse kırmızı alarma geçilecekti. Olimpos ordusu, kampı korumak üzere buraya getirilecekti. Konuşma zaman zaman bağırışmalar ile geçse de sonunda bitmişti. Bütün melez kampı alınacak kararı konuşuyordu.
Toplantı süresince yükselen sesler melez kampında yankılanmıştı. Kampın en yetkililerinin de olduğu toplantı nihayet bitmiş ve bütün öğrenciler meydanda toplanmıştı. Kheiron, derin ve sıkıntılı bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
" Alınan karara göre bütün öğrenciler, Olimpos'un bir bölümüne yerleştirilecek."
Bu sözler kampta büyük bir etki yaratmıştı. Herkes bu beklenmeyen karar ile şaşkına dönmüştü. Bütün melezlerin aynı anda konuşması ile Kheiron otoriter bir ses ile konuşmaya başladı.
"Yeter! Herkes sessiz olsun ve beni dinlesin. Kampı korumak üzere eğitimli kişiler burada kalacak. Belli bir yaş sınırının altında kalanlar ise Olimpos'a gönderilecek."
Gürültü yerini fısıltılara bırakırken, melezlerin bazılarından itirazlar yükselmişti.Bunlara kulak asmayan Afrodit büyük bir zarefetle kampın kapısına doğru yürüdü. Her adımında silikleşen sülieti ile ışık saçıyordu.
Sonunda kaybolduğunda parlak ışık yavaşça soluklaştı ve yok oldu.
***
Terasta oturan tanrılar, parlaklaşan ışığa bakıp susmuşlardı. Afrodit arkasındaki ışıkla ilahi olan güzelliği daha artarken ortaya çıkmıştı. Herkese kısa bir baş selamı verdi ve Apollon'un yanına oturdu. İnce ve biçimli kaşlarını çatarak düşünceli bir sesle konuşmaya başladı.
"Bariyer fazlasıyla incelmiş durumda. Zaman zaman büyük olmayan sarsıntılar gerçekleşiyor. Aldığımız karar doğrultusunda belli bir yaşın altında kalan melezler burada onlar için ayırtılmış bölüme gelecek. İtiraz edenler oldu fakat önemli değil. Dağın arka tarafı onlar için düzenlendi. Buraya giriş çıkış olabilecek fakat eğitim almaya devam edecekleri için buraya çok uğrayamazlar."
Konuşmayı bitirdiğinde diğerlerinden gelen onayla mırıltıları ile sohbet derinleşmişti. Nyx ise sıkıntılı bir sesle konuşmaya başladı.
"Garip fakat titanlar hiçbir yerde yok. Yer yarılıp içine girdi desek orada da Hades var."
Son söylediği cümle ile, içkisini içmekte olan Apollon'u büyük bir öksürük dalgası sarmıştı. Zeus, yanlışlıkla(!) aşırı bir güç uygulayarak Apollon'un sırtına vurduğunda bazı tanrılardan kıkırtılar yükselmişti. Apollon azalan öksürükleri ile ayağa fırladı ve sırtını okşamaya çalıştı. Kaşlarını çatarak Nyx'e döndü ve sahte bir öfke ile konuşmaya başladı.
"Nyx lütfen espiri yapmaya çalışma. Ölmeyen tanrıları bile öldürebilecek kapasiteye sahip espirilerin var."
Nyx'ten yükselen bir 'hıh' sesi ve hemen ardından aynı şekilde Apollon'dan yükselen aynı ses ile bütün tanrılar kahkahaya boğulmuştu.
Zeus, kısa sürede kendisini toparladı ve büyük bir ciddiyetle konuşmaya başladı.
"Şaka bir yana, ciddi anlamda hiçbir yerde yoklar. Böyle bir şeyin olması imkânsız."
Ortamı derin bir sessizlik ele geçirmişti. Bütün tanrılar derin düşüncelere dalmıştı.
Yapılan planlar ve melez kampının durumu herkesi germişti. Yakın zamanda tüm melezler buraya gelecek ve eğitimleri daha ağır bir şekilde devam edecekti. Bu sırada tanrılar plan yapmaya devam edecek ve ortaya çıkacak bütün aksilikleri ortadan kaldıracaktı.
Zeus'un sözlerine ilk yorum yapan Ares olmuştu.
"Bu işin içinde başka bir iş var. Bu şekilde ortadan kaybolmaları ve onları bulamamamız çok mantıksız."
Apollon, her zaman ki muzip halini bir kenara bırakıp ciddi bir sesle konuşmaya başladı.
"Kesinlikle haklısın. Ben hala o pislikten şüpheleniyorum. Sonuçta bize karşı kin beslediğini neredeyse bütün Olimpos biliyor. Titanlara onun yardım ettiğini düşünüyorum."
Hera, Apollon'u kafasıyla onayladı ve hemen ardından konuşmaya başladı.
"Ares ve Apollon kesinlikle haklı. Ayrıca bize yardım edeceğini söylemişti, sözde. Kesinlikle bu işin içinde o var."
Nyx, düşünceli bir şekilde bütün tanrıları inceleyerek sıkıntıyla iç geçirdi ve konuşmaya başladı.
"Bu işin sonu hiç iyi bitmeyecek."
***
Tanrıları izleyen Adam, pis bir şekilde sırıtarak konuşmaya başladı.
"Haklısın sevgilim bu işin sonu hiç iyi bitmeyecek, en azından sizin için."
Bazı arkadaşlarımın tavsiyelerine uyarak sınırı azaltmaya karar verdim. Lütfen yorumlarda eleştiri ve düşüncelerinizi yazın.
Sınır; 15 vote
8 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimposun Ruhu
FantasyO bir tanrıça, Karanlığın tanrıçası... Tanrıların bile korkulu rüyası olabilecek olan bir kişi. Düşmanlarının kabusu. Ondan kaçabilirler mi? Asla! Peki o, onların kaçmasına izin verir mi? Asla! Çünkü o, karanlık tanrıça ve onlar asla ondan kaçamazla...