Multide Ares ve Nyx var! :D
Ben de diğerleri gibi gördüğüm şey karşısında donup kaldım. Büyük salonun tam ortasında küçücük siyah kare bir kutu vardı. Hepimiz bu sesin nasıl çıktığını anlamak için yukarı baktık. Daha ne kadar şaşırabilirim bilmiyorum. Çünkü tavanda tam kutunun büyüklüğünde bir delik vardı. Şaşkınlığından ilk kurtulan kişi ben olmuştum. Yavaş ve temkinli adımlarla salonun ortasına doğru yürüdüm. Yere eğilip dikkatli bir şekilde kutuyu elime aldım ve sarsmadan incelemeye başladım.
Ben bunları yaperken diğerleri de şaşkınlıklarından kurtulup yanıma gelmişlerdi. Kutunun tam altında kan kırmızısı hafif pürüzlü ve düğmeye benzeyen bir çıkıntı vardı. Parmağımı tam uzatıp düğmeye basacakken Ares elini elimin üstüne koyarak beni durdurdu ve konuşmaya başladı.
"Tehlikeli olabilir. Dikkatli ol."
Bakışlarımı kutudan çekip Ares' e baktım. Gözlerine baktığımda şevkat, endişe ve sevgi gördüm yada ben öyle sandım. Onun söylediklerini başımla onaylayarak bakışlarımı kutuya çevirdim. Yavaşca parmağımı uzatıp düğmeye bastım. Kısa bir sessizliğin ardından salonun içinde klik sesi yankılandı. Hemen sonra duyduğumuz ses hepimizin kanını dondurdu.
"Merhaba tanrılar. Beni hatırladınız değil mi? Öncelikle hepinizi tebrik etmek istiyorum. Sonuçta çok sevdiğiniz Nyx iniz geri döndü. Neyse asıl konumuza dönelim. Bildiginiz gibi savaş zamanında Nyx' e bazı şeyler yapılmıştı. İntikam istediğin biliyorum Nyx. Ama inan bende intikam istiyorum. Senin hafızanı kaybetmenin benimle bir alakası yok. Eğer hala benim yaptığıma inanıyorsanız sizin kaybınız olur. Şimdi size bir teklif sunucam."
Olanlar aklıma geldikçe deliricekmişim gibi hissediyorum. Onca yıldan sonra nefret ettiğim ama bir zamanlar arkadaşım olan kişinin sesini duymak beni yıkmıştı. Düşündükçe fenalaştığımı hissettim. Yan tarafa doğru sendelememle Ares' in koluma girmesi bir olmuştu. Zaten sinirli olan Ares benim durumumu görünce daha çok sinirlendi ve konuşmaya başladı.
"Teklif falan istemiyoruz. Sana güveneceğimizi düşünmen bile hata. Nereden bilelim bizi kandırmadığını."
"Bakın, yaşananlardan sonra bana güvenmediğinizi biliyorum ama bana inanmalısınız. Size saldıran bendim evet, ama bedenim ele geçirilmişti. Nyx' i büyüleyen de benim ama bunların hapsini kendi iradem dışında yaptım. Karşımızda olan düşman çok güçlü ve çok tehlikeli. Siz intikam istiyorsunuz, ben de intikam istiyorum. Siz deyin yardım isteği ben de diyeyim ortaklık teklifi."
Bir süre herkes düşündü. Aslında hiçbiri bu teklifi kabul etmek istemiyor ama aynı zamanda düşmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anladıkları için tereddüt ediyorlardı. Herkesi şaşırtarak cevap benden geldi.
"Tamam kabul ediyoruz. Eğer bir yamuk yaparsan seni ben öldürürüm!"
Ben bunları öyle bir tonda söyledi ki herkes donup kaldı. Karşıdaki kişi hemen kendini toparlayıp konuşmaya başladı.
"Tamam. Planı belirlemek için oraya gelirim."
Herkes onaylayan mırıltılar çıkardıkdan sonra siyah kutu bir anda küçük bir patlama ile kendini yok etti. Az önce olanların karşısında herkes şoktaydı. Birden aklıma eskiden olanlar geldi. O kadar mutluydum ki o zamanlar, herşey çok mükemmeldi yada ben öyle sanıyordum. Bana çok kişi ilgi gösterirdi ama ben hiçbiri ile ilgilenmezdim. Ama o çok farklıydı. Adam. Buraya karşı bir bağı olan ve bizim kadar olmasada güçlü olan herkesin odaları vardı. Onun da odası vardı. Aslında oda demek pek doğru olmaz çünkü odadan çok apartman dairesi gibiydi. Kısa sürede çok iyi arkadaş olmuştuk. Yakın olduğumuz için sık sık birbirimizin dairelerine girerdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimposun Ruhu
FantasyO bir tanrıça, Karanlığın tanrıçası... Tanrıların bile korkulu rüyası olabilecek olan bir kişi. Düşmanlarının kabusu. Ondan kaçabilirler mi? Asla! Peki o, onların kaçmasına izin verir mi? Asla! Çünkü o, karanlık tanrıça ve onlar asla ondan kaçamazla...