(1) Kendime yabancı

1.4K 366 578
                                    

Merhaba arkadaşlar. İlk bölüm geldi. Umarım beğenirsiniz.

Satır arası yorumlarda buluşalım, sizin fikirlerinizi çok merak ediyorum. 🌺

Oy vermeyi unutmayın. Sağlıklı günler dilerim. He bir de okumaya başladığınız tarihi buraya yazın lütfen.❤️💜💙

Başıma giren dayanılmaz sancılar nedeni ile yüzümü buruşturdum. Allahım galiba cehennemdeydim ve zebaniler kafama çekiçle vuruyorlardı.

Bir nefes alayım, daha şimdi uyandım, biraz toparlanmama zaman tanısalar zaten ben günahlarımı bir bir sayardım. Yani ben kendimi biliyorum. Ne gerek var şimdi onları yormaya.

Az sonra gözlerimi açamasam da elimi kaldırarak başımı tutmak istedim. Ama ellerim sanki günlerdir kullanılmıyormuş gibi uyuşuk olduğundan bir kaç dakika hareket ettiremedim ve uyuşukluğun geçmesini bekledim. Sanki ellerimde fil yavruları oturmuştu. Biraz tâkatim olsaydı "evladım gidin başka yerde oynayın tombullar" derdim ama dediğim gibi tâkatim yoktu.

Nihayet elimdeki küçük tombul filler kalktıktan sonra elimi hareket ettirebildiğimde ellerimin bağlı olduğunu anladım. Üstelik başımda dayanılmaz bir sancı vardı ve acı dayanılmaz bir boyuttaydı. Kendimi zorlayıp gözlerimi aralamak için uğraştım. İlk kirpiklerim birbirine yapışmış bir şekilde olduğu için zorlansam da gözlerimi bir kaç denemeden sonra açtım.

Anlamıyorum ki, üst kirpiklerim alt kirpiklerime aşık olmuş da benim mi haberim yoktu? Birbirinden ayrılmamak için resmen gözlerime inatla direniyorlardı. Kirpiklerim sevdalı iki genç, gözüm kaynana olmuş da bir tek başım bilmiyor. Pesüphanallah.

Ne garip düşünceler içerisindeyim ben böyle.

Çok haksızlık ama ya, uzuvlarım bana karşı bir olmuş. Kendimi zorlayadak gözlerimi ilk açtığımda bulanık gördüm her tarafı, ama bir kaç kez kırpıştırıp daha net görmeye çalışdığımda buranın mavi renk sade bir oda olduğunu gördüm.

Yoksa Rabbim beni çok sevdiği için kıyamamış ve cennetten bir oda da bu gariban kuluma vereyim mi demişdi?

Kendimi ve aklımı yavaş yavaş toparlıyordum. Bedenim çok yorgundu. Kendimi kontrol ettikten sonra sırtımı yatak başlığına yaslamak için bedenimi zorlayarak doğruldum. Başımın acısı biraz olsun azalmıştı ve bu beni inanılmaz rahatlatmıştı. Derin bir nefes alıp meleklerimin gelmesini bekledim.

Tabi bu ara ellerimin neden bağlı olduğunu çözmeye de çalışıyordum. Yatağın her iki yanındaki tutacağa siyah kemer tipli bir şeylə bağlanmıştım kollarımdan. Hareket etmek işe oldukça zordu. Zaten yorgun olduğum için ellerimi açmakla uğraşmadım. Uğraşsam da açmayacağım için bu boşuna zaman kaybı olurdu.

Odaya göz attığımda tek kişilik yatak, ki ben yatıyorum, bir komodin, yan tarafta beyaz bir dolap ve karşımda büyük bir pencere gördüm. Diğer tarafta ise sadece beyaz bir kapı vardı. Açıkçası cenneti böyle tahmin etmemiştim. Daha lüks ve daha fantastik bir şeyler beklediğim için biraz hayal kırıklığına uğramış olabilirim. Yine de onca günahtan sonra Allahımın bana Cennette az konforlu olsa da bir oda vermesi bence büyük bir lütufdur.

Ne de olsa Cehennemden daha iyidir.

Ben kendi kendime düşüncelere dalmışken kapı açıldı ve biri odaya girdi. Nihayet beklediğim melek galiba gelmişti. Ama yine hayal kırıklığına uğradım çünki melekleri de böyle hayal etmemiştim. Kanatlı ışık saçan bir varlık gibi düşünmüştüm. Bu basbayağı dünyadaki hemşireye benzer giyimli siyah saçlı beyaz elbiseli iki kol, iki bacak, iki göz, bir ağız, bir burun, iki kulaklı kısacası bir insan görünümdeydi. Kadın görünümlü melek uyandığımı görüp gülümsedi ve bana yaklaştı.

BEN DELİDEHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin