Merhaba arkadaşlar. Yeni bölüm geldi. İyi okumalar dilerim🍁⚜️
Oy ve yorum yapmayı unutmayalım, satır aralarında buluşalım.💙🌼
Geceler huzur bulmak, günün yorğunluğunu üzerimizden atmak için var. Geceler insanlara sakinlik, sessizlik için verilmiş nimettir. Uyurlar genelde insanlar geceleri bildiğim kadarıyla. Ama neden ben her gece aksiyon heyecan ve gerilim dolu anlar yaşıyorum anlamıyorum!
Hayır, bir sinema dizisinde zannediyorum artık kendimi.
Heyecan korku gerilim her gece! diye bir ilan vurmalıyım kapıya.
Neden mi böyle konuşuyorum? Çünkü şu anda üzerime resmen uzanmış bir adam ve eli ile sıkı sıkıya tuttuğu ağzımla bana bağırmamam konusunda ikazda buluyor. Gecenin bir yarısı odama girmiş tanımadığım bir adam bana tavsiyede bulunuyor. Fazla ağırlık yoktu üzerimde. Galiba tek elini başımın yanından yatağa koyarak tek koluna vermişti ağırlığını.
Düşünceli bir de!
Şu an göğüs dekolteli gecelikte olmamı düşünecek durumda değilim sanırım.
Yüzünü yine göremiyorum, çünkü ay ışığında gördüğüm kadarıyla siyah kapşonlu giymişdi. Sıcak nefesi elinin üzerinden yüzüme ve boynuma doğru akın ediyordu. Burnum açık olduğu için teninin kokusuyla birleşmiş nefesinin kokusu ciğerlerime kadar iniyordu. Kendisi ıslak odunsu ve bergamont karışığı büyüleyici bir kokuya sahipken, nefesi nane ve deniz meltemi kokuyordu. Bu adamın kokusu baş döndürücü etki gösteriyordu sanki. Burnu ve dudaklarını kapşonlusu gizleyemiyormuş gibi ay ışığında rahatça görünüyordu. Dudaklarının kıvrıldığını görünce kaşlarımı çattım.
Bu adamın benim düştüğüm hallerden memnun olduğuna dair içimde şüphelerim var nedense.
"Bir konuda anlaşalım lütfen. Sana zarar vermek için burada değilim. Aksine sana zarar gelmemesi için buradayım. O yüzden beni her gördüğünde bağırmamalısın. Tamam mı?" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. Çünkü gerçekten de doğru söylüyordu. Şimdiye kadar bana zarar vermemişti ki, nasıl hızlı olduğunu görmüşdüm daha önce.
Yani ben ona bir şeyi yapmayı düşündüğüm an bana bir çok şey yapabilecek kadar hızlı.
"Şimdi elimi çekeceğim ve sen de bağırmayacaksın. Çünkü bu durumdan hoşlanmadığın titreyen bedeninden belli." dedi sakin ve yatışdırıcı sesiyle. Sanki bir çocuğa anlatır gibi konuşuyordu benimle. Ama bedenimin titrediğini ve panik halinde olduğumu o söyledikten sonra fark ediyordum. Daha da ilginç olanı ise ellerim iki yanımda durmuşdu ve serbestti. Kaldırıp bu adama vurabilir ve ya üzerimden ite bilirdim en azından. Ama donmuşdum sanki, kımıldayamıyordum. Üstelik ayağım da ellerim gibi serbestti.
Başımı yine olumlu anlamda salladım. Bu adamın kendisi üzerimden kalkmazsa eğer panik atak geçirecektim ve az kalmıştı. Başımı olumlu anlamda salladığımı görüp üzerimden kalktı ve yatağın ayak ucunda oturarak yüzünü bana çevirdi.
"Ayağın çok mu acıyor?" dediğinde o an aklıma yaralı ayağım geldi. Sahi ayağımı unutmuşdum. Acıyor muydu? Çünkü şok ve panik halinde olduğum için şu an hiç bir şey hissetmiyordum. Başımı olumsuz anlamda salladım. Yeniden ayağımı alıp dizinin üzerine koyduğunda artık silkelenerek kendime geldim.
Ne bu salakça haller? Sevgilisini görmüş genç kızlar gibi heyecandan dili tutulmuş hallere girdim resmen.
Allah bu adamın belasını versin. Buraya iki bir nasıl giriyor anlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN DELİDEHA
General Fiction*Başına gelen gizemli olaylardan sonra hafıza kaybı yaşayan genç kız hem deli hem deha, hayat dolu asil bir karaktere sahiptir. Gözünü açtığında bir tımarhanede olduğunu öğrenir ve aklını kaybettiğini, kısacası delirdiğini söylerler.❤️ *İnanmış gibi...