Komodinin üzerinde duran telefonumu elime aldım ve saate baktım saat daha 5'e geliyordu. Telefonumu yerine koydum ve yatağımdan çıktım odamın perdesini açtım tahmin ettiğin gibi hava zifiri karanlıktı şafak operasyonuna gider gibi İstanbul'a geri dönecektik.
Elimi yüzümü yıkamak için banyoya doğru yöneldim banyo da işlerim bittikten sonra odama geri dönüp dünden hazırladığım kıyafetlerimi giydim , işte şimdi hazırdım.
Kapının önünde bulunan valizimi elime alıp yavaş adımlarla merdivenlerden inmeye başladım salondan konuşma sesleri geliyordu anlaşılan birileri benden önce kalkmıştı.
Aşağıya indiğim de uyku sersemi halimle "Günaydın" dedim. Her ne kadar yüzümü yıkasam da uykumu açma konusunda pek etkisi olmamıştı. Herkes bir ağızdan "Günaydın" dedikten sonra veda etmek için annem ve babama doğru yöneldim. İkisini de kısa bir süre sıkı sıkı sarıldıktan sonra onlardan ayrılıp abim ve Barışın annemlerde veda etmesini bekledim. Yol uzun olduğu için hızlıca hareket ediyorduk.
"Herkes vedalaştığına göre biz yavaştan kaçalım artık malum yolumuz uzun" Herkes abimi kafasıyla onayladıktan sonra arabanın önüne doğru yöneldik.
Abim ve Barış valizleri arabaya yerleştirirken babam da klasik nutuklarından çekiyordu. "Hakan , Barış sakın İstanbul da belaya bulaşmayın oğlum eğer bir şeye ihtiyacınız olursa beni arayın ben hallederim. Barış bu laflarım özellikle sana sakın çekineyim deme artık sende bizim oğlumuz sayılırsınız."
"Çok teşekkür ederim efendim"
"Ne demek oğlum"
Hepimiz arabaya binerken annem arkamızdan elinde tuttuğu sürahide ki suyu döktü "Güle güle gidin"
Hepimiz arkamızı dönüp kısa bir tebessüm ettikten sonra herkes koltuklarına oturdu. Bu sefer arabayı Barış sürüyordu onun yanında ise ben vardım abim ise arkaya geçmişti. Barış arabayı çalıştırmadan kafasını bize çevirip konuşmaya başladı "Kahvaltıyı burada mı ederiz yoksa İstanbul'da mı ?"
Abim kafasını iki koltuğun arasından çıkarıp konuşmaya başladı. "Eğer fazla aç değilseniz İstanbul'da kahvaltı ederiz hem ben Yade'yi de çağırırız hep beraber muhteşem bir kahvaltı etmiş oluruz." Sanki kafasını iki koltuğun arasından çıkarmasaydı onu duymayacaktık.
"Benim de karnım tok eğer Masalında karnı toksa senin dediğini yapalım"
"Benimde karnım tok"
"Tamam o zaman İstanbul da kahvaltımızı yaparız ama yolda benzinlik görürseniz bana söyleyin de atıştırmalık bir şeyler alalım."
"Tamam"
ツ
"Hakan, İstanbul'a girdik kardeşim. İstersen Yade'yi ara hazırlanıp bizi beklesin, onu gidip evinden alalım. Şimdi bu soğuk havada kahvaltı edeceğimiz yere gelmekle boşu boşuna uğraşmasın"
Abim onayla anlamda kafasını salladıktan sonra cebinden telefonunu çıkardı ve telefonunu kulağına götürdü.
"Günaydın canım, umarım uykundan kaldırmamışımdır."
"Yok canım çoktan kalktım da önemli bir şey yok değil mi ?"
"Merak etme önemli bir şey olmadı biz İstanbul'a geldik de işte şimdi bir yerde kahvaltı yapacağız bende dedim ki belki benim kelebeğim bizimle kahvaltı etmeye gelmek ister. gelmek ister misin ?"
"Çok güzel olur nerede kahvaltı edeceksiniz ?"
"Tam olarak bizde bilmiyoruz. Sen hazırlan seni evden alacağız ondan sonra nereye gideceğimize bakarız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı - TAMAMLANDI
Teen FictionUzun zamandır platoniği olduğunuz çocuk abinizin en yakın arkadaşı çıksa ne olurdu ?