AA / 34

7.3K 239 31
                                    

Hızlıca sandalyemden kalktım ve Yade'nin arkasına geçip sırtına vurmaya başladım. Bir kaç kez vurduktan sonra boğazından yüzük çıktı. 

Boğazından yüzüğün çıkmasıyla herkes şaşkına dönmüştü. Yüzümüzde ki şaşkınlık "Evet" "Evet" "Evet" bağırışlarıyla daha da büyümüştü. O kadar garip bir olayın içeresine düşmüştüm ki hiç bir şey anlamamıştım.

Yade, Masada duran yüzüğü aldı ve abime doğru tuttu. "Hakan yoksa sen ban-" Abim sözünün bitmesine izin vermeden iki eliyle dur işareti yapıp sallamaya başladı "Bu yüzüğü sana ben almadım bir yanlışlık olması gerek" diyerek durumu izah etmeye çalışıyordu.

Bu sözlerden sonra Yade'nin yüzü asılmıştı. Anlaşılan bu evlenme teklifini kendine sanmıştı. Abim durumu anladığında Yade'nin elini tuttu ve konuşmaya başladı. "Şey ben özür dilerim , eğer istiyorsan evlenebiliriz." Bu sözlerden sonra abim hariç herkes öksürmeye başlamıştı.            

 "Şey yani ikimiz de mezun olduktan sonra" Bu açıklamadan sonra herkesin rahatladığı yüz ifadelerinden belli oluyordu. "T-tamam" 

Herkes olayın etkisiyle susmaya devam ederken garson masaya geldi ve konuşmaya başladı. "Şey efendim kusura bakmayın bir yanlışlık olmuş da tabaklar karışmış tekrardan özür dilerim" dedikten sonra masada duran yüzüğü alıp gitti.

Bu tür evlenme tekliflerin de yüzük tatlıdan veya ana yemekten çıkmıyor muydu ya ? ne ara millet böreğin içine yüzük koyacak kadar düşmüştü ?

"Buranın havası kaçtı ya isterseniz kalkalım mı ?" Bu teklifi ortaya atan kişi abimdi.

"Olur , zaten bende bir an önce eve gitmek istiyorum."

"Eğer evi bugün taşıyacaksan bende seninle geleyim beraber halledelim"

"Yok ya bugün evi boşaltmam çok yorgunum"

Tamam anlamında kafasını salladıktan sonra konuşmaya başladı." O zaman siz arabaya gidin bende hesabı ödeyip geliyorum"  Herkes abimi dinleyip arabaya doğru yöneldi.

"Abi sen eve geç ben dumanı alıp geliyorum" Dedikten sonra yan komşumuzun evine doğru yöneldim. İzmir'e gitmeden önce dumanı komşumuza bırakmıştık.

Kapının önüne geldiğim de zile bastım ve geriye doğru çekildim.  Kapının açılmasıyla dumanın bacaklarımı yapışması bir olmuştu. Bende eğilip onu sevmeye başladım. Süleyman amca ise bizi gülerek izliyordu.

Dumanı biraz daha sevdikten sonra eğildiğim yerden kalktım ve Süleyman amcaya doğru baktım. Süleyman amca , hafif gri saçlı , tonton yanaklı biriydi.

"Çok teşekkür ederim Süleyman amca"

"Rica ederim kızım ne demek  bir kaç günlüğüne de olsa duman bana arkadaş oldu asıl dumanı bana  bıraktığın için ben teşekkür ederim."

"Arkadaş olmasına sevindim ben artık yavaştan kaçayım tekrardan teşekkür ederim , görüşürüz"

"Görüşürüz kızım bir ara abinle birlikte çay içmeye de gelin"

Tamam anlamında kafamı salladıktan sonra dumanla birlikte bizim eve doğru yöneldim. Süleyman amca insanları  çok seven bir kişiydi özellikle de gençleri sokaktan geçen ne zaman genç görse önce işinin olup olmadığını sorar eğer yoldan geçenin işi yoksa muhabbet ederdi.

Kapının önüne geldiğim de dumanı kucağımdan indirdim ve cebimde ki anahtarla kapıyı açtım. Sonra dumanı tekrar kucağımı alıp içeriye girdim. "Ben geldim abi" diye bağırdıktan sonra doğruca üst kata doğru yöneldim.

Abimin Arkadaşı - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin