Herkese Merhaba !
Yeni bir bölüm ile karşınızda bulunmaktayım. Bölüme oy verip paragraf aralarına yorum yaparsanız çok sevinirim. İyi okumalar.
■
Sabahın erken saatinde kalkıp arabamızla Şileye gitmek için yola çıkmıştık. Ben ve Barış arka koltukta otururken Abim ve Yaren ön koltukta oturuyordu.
Sabahın erken saatinde yola çıktığımız için arabada tam anlamıyla sessizlik hakimdi sessizliğin nedeni Barışın ve Yarenin uyuması abimin ise araba kullanıyor olmasaydı. Onlar uyurken bende canım sıkılmasın diye bir yandan şarkı dinliyordum diğer yandan da telefonumla uğraşıyordum.
Telefonumla uğraşırken sağ koluma uygulanan hafif bir baskıyla kafamı telefonumdan kaldırarak sağ tarafa doğru çevirdim kafamı çevirdiğimde karşılaştığım manzara tebessüm etmeme neden olmuştu.
Barışın kafası omzuma düşmüştü ve bu haliyle çok tatlı gözüküyordu. Aslında uyurken her insan olduğundan daha tatlı gözüküyordu ama Barışın uyurken hali bir başka tatlıydı uyurken birbirine giren saçları, yanakları, gözleri... Nedense hepsi gözüme tatlı geliyordu galiba sevmek, aşık olmak böyle bir şeydi.
Dalmış bir şekilde Barışı izlemeye devam ederken önden gelen sesle yerimde sıçramam bir olmuştu. "Hadi gençler kalkın artık geldik" Arabadan inmeden etrafı süzdüğüm de gerçekten geldiğimizin kanaatine vardım. Zaten abimin bize yalan söyleyecek hali de yoktu.
Barış, kafasını omzumdan çektikten sonra arabadan inerek etrafı süzmeye başladım ve gördüğüm kadarıyla internette ki fotoğraflardan bin kat daha güzeldi. İki bungalov evi karşı karşıyaydı ve iki evin orasında ateş yakabilmemiz için boş alan vardı.
"Gençlik rica etsem bana bakabilir misiniz önemli olmayan bir duyuru yapmak istiyorum da" Herkes bakışlarını abime doğru çevirdiğinde konuşmasına devam etmeye başladı. "Ben diyorum ki bence herkes şimdi kalacağı evlere gitsin bir güzel yerleşip dinlensin daha sonra burada yemek yemek için buluşuruz ne diyorsunuz ?"
"Çok haklısın canım biraz da olsa dinlenmek hepimize iyi gelecektir"
"Bende sana katılıyorum kardeşim yol boyunca uyumama rağmen benimde üzerimde hâlâ bir yorgunluk var"
"Herkes teklifimi kabul ettiğine göre şimdi herkes kalacağı evlere gitsin ve bir güzel yerleşsin ve dinlensin ama evlerde sakın bisküvi dahil hiç bir şey yemeyin çünkü size kendi ellerimle mangal da sucuk yapacağım"
Yüzümü buruşturarak "Abi gerçekten sabahın köründe bize sucuk ekmek mi yedireceksin ?" diye sordum.
"Ya Masal acaba senin miden de saat mi var ? Miden nereden bilsin sabahın köründe sucuk ekmek yediğini ? Hadi şimdi gidin yerleşin daha sonra tekrardan burada buluşalım"
Abime göz devirmekle yetinerek bavulumla beraber kalacağınız eve doğru giden Yarenin peşine düştüm. Kapının önüne geldiğimiz de ayakkabılarımızı çıkarıp evin içine doğru girdik. Ev her ne kadar küçük olsa da eşyaların yerleştirilme şekli odayı oldukça büyük ve ferah gösteriyordu.
Kapının hemen karşısında sağ ve sol taraflarında tek kişilik yatak bulunuyordu. Yatakların hemen yanı başında ise komodinler vardı. Kapının hemen solunda ise iki tane tek kişilik dolap bulunuyordu.
Kapının önüne bıraktığım bavulumu dolabın yanına kadar sürükleyip bavulun içinde ki eşyaları dolaba yerleştirmeye başladım.
■
Zorla da olsa gözlerimi açmayı başardığımda gözlerimi etrafta gezdirdim. Oda bomboştu sanırsam Yaren benden önce kalkmıştı ve dışarıya çıkmıştı. Yerimde doğrularak kafamı duvarda duran saate doğru çevirdim saat 12'ye geliyordu saat 8'de uyuduğumu düşünürsem baya uyumuştum.
Yatağımdan kalkarak banyoya doğru yöneldim ve banyo da elimi yüzümü yıkayıp dışarıya çıktım.
Dışarıya çıktığım da herkesin ateşin etrafında ki minderlere oturduğunu ve bir şeyler konuştuklarını gördüm. Daha doğrusu sadece abim ve Yaren bir şeyler konuşuyordu. Barış ise elinde ki çubuk yardımıyla ateşle oynuyordu. Çok büyük ihtimalle konuştukları muhabbet sıkmıştı.
"Masal ne duyuyorsun orada yanımıza gelsene"
Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğim de abimlerin bana 'gel gel' anlamında el işareti yaptıklarını fark ettim. Herhalde uzun süre burada ses çıkarmam dikkatlerini çekmişti. Abimlerin yanına geldiğimde çömelerek Barışın yanında bulunan mindere oturdum.
"Hoş geldin uykucu prenses bir ara hiç kalkmayacağını düşündük"
"Ben uykucu değilim abi yorgun olduğumdan dolayı birazcık fazla uyumuşum o kadar"
"Boş ver şimdi kim haklı kim haksız davasını sucukların soğuyacak, bak şurada taze ekmekte var kendine hazırlarsın"
"Ne yani kendime mi hazırlayacağım ? Hani ben senin prensesindin daha temin öyle dedin"
"Kusura bakma küçük hanım o devir eskide kaldı. Bu adam artık yanında ki güzel kadına hizmet ediyor" Cümlesini bitirdikten sonra Yarenin yanağına bir buse kondurdu. Anlaşılan bunlar da ilerleyen zamanlarda yapış yapış bir çift olacaklardı.
Ağlamaklı bir ses tonuyla "Küçük hanımı kimse düşünmesin zaten" dedim. Birazcık duygu sömürmekten zarar gelmezdi.
Bu duygu sömürüsünden sonra abimden bir tepki beklerken hiç tahmin etmediğim kişiden tepki gelmişti. "Eğer küçük hanım kabul ederse bu beyefendi kendisine sucuk ekmek hazırlamayı görev bilir" Bu tepki Barıştan gelmişti. Bu çocuğun amacını gerçekten çözemiyordum.
■
Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bölüme oy verip paragraf aralarına yorum yaparsanız çok sevinirim. Şimdilik hoşça kalın...
Bölüm hakkında ki duygu ve düşüncelerinizi buraya yazabilirsiniz :)
DİPNOT : Bir sonra ki bölümü bayramdan sonra yazmaya başlayacağım o yüzden bir sonra ki bölüm geç gelebilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı - TAMAMLANDI
Teen FictionUzun zamandır platoniği olduğunuz çocuk abinizin en yakın arkadaşı çıksa ne olurdu ?