1 hafta sonra, jisung
'Ya, yapma.'
'Uzaklaş sende.'
'Telefonumu ver.'
'Hayır.'
'Jisung... Ya okuma mesajları.'
'Chan ile ne ara bu kadar samimi oldunuz?'
Elimden çekilen telefon ile bakışlarımı yukarı kaldırdım. Gülümseyip öpücük atmasıyla kafamı iki yana salladım.
'Olmuşlar bir ara, karışma.'
'Ne zamandan beri Ryujin'i bana karşı savunuyorsun?'
'2 dakikadır.'
Ryujin telefonunu Minho'dan alıp, yanına oturdu. Yumruklarını tokuşturup gülmeleri ile istemsizce dudaklarım kıvrıldı.
Minho bir hafta öncesine göre mutluydu. Babası iyiydi, taburcu edilmişti ve şu anlık önemli bir şeyi yoktu.
'Çıkışta gidiyoruz, değil mi?'
'Ben geliyorum. Minho da.'
'Geliyor muyum?'
'Kes sesini.'
O sırada gelen Chan ve Lia da geleceklerini belirtmişti. Ryujin varsa Yuna ve Yeji de vardı. Chaeryeong ikna etmesi kolay biriydi. Suga hyung ameliyat olduğu için onları çağıramıyorduk, diğerleri gelse bile o gelemezdi ve bu kötü hissettiriyordu.
'Woo'ları aradım ben, geliyorlar. Beomgyu da gelebilir mi, yani sorun olmazsa..?'
'O kim?'
'Annemin arkadaşının oğlu. Aslında çok tatlı bir insan.'
'Gelsin.'
'Pekâlâ, yazarım ona.'
'Jen noonalar?'
'MV hazırlıkları var. Yorgun olurlar, bir de biz yormayalım.'
'Tamam, son ders zaten.'
'Hassiktir oradan.'
'Ne oldu?'
'Doyoung ve Haechan hyungun sevgili olduğu sızmış medyaya. SM onlarla uğraşıyormuş.'
'Şirket aptalın önde gideni. Elindekilerle düzgün ilgilenmeyi bilmiyor.'
'Haklısın ama işte...'
Telefonu elime alıp ones'e girdiğimde dediği gerçekten doğruydu. Fakat bizim dışımızda pek birileri bilmiyordu.
çoklu gönderi
◾
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let me down slowly
Fanficif you wanna go then i'll be so lonely if you're leaving, baby, let me down slowly 민성 minsung