İyi okumalar...
Denemeli miydik? Biz olur muyduk? Beni seviyordu, ben seviyor muydum...
Umut, aşk, şefkat ve mutluluk yüklü gözlere hayal kırıklığıyla, üzgünlükle bakamazdım... Hala elleri ellerimdeyken umutla gözlerime bakıyordu, gülümsedim.
"Özgür, bu duyguları beslemen... Beni çok mutlu etti ama, bana zaman verir misin? Duygularımdan emin olmak istiyorum, benim de sana karşı duygularım var." dedim gözlerimi koltuklarda gezdirerek.
"İstediğin kadar zaman senin."
"Yanımda oldukça." diye de ekledi gülümseyerek.
Kendine çekip sarıldığında ilk kez başını boynuma gömdü, saçlarımı ve şakağımı öptü. Ellerimdeki ellerini saçıma getirdi, usul usul okşadı. Rahatça yapıyordu bunları, aramızda 'sahte' engeli kalmamıştı. Birbirimize karşı gerçek duygular besliyorduk...
Bende başımı boynuna gömüp hasret kaldığım saçlarına elimi daldırdım... Biraz geri çekilip yanağından öptüm. En son sımsıkı sarılmıştık birbirimize, doya doya rahatça...
Yavaşça birbirimizden ayrıldığımızda gülümsüyorduk...
"Bence şu üstlerimizi değiştirip duş almalıyız." dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı, yanaklarımın kızardığına da emindim.
"Öyle değil Elif. Tek tek duş alacağız ve terlediğimiz için." dediğinde başımı salladım.
Elimi tutunca o önde ben arkada salondan çıktık. Evde bile elimi tutmasına göz devirdim. Yatak odasına girdiğimizde ne yapacağımı şaşırmıştım.
"Ben buraya giriyorum, sende istersen holdekine gir. Ya da tam tersi yapalım?"
"Gerek yok sen buraya girebilirsin." dediğimde başını salladı. Kapıyı açacakken birşey unutmuş gibi durdu.
"Gelinliğin, çıkarabilecek misin?" dediğinde gülümseyerek başımı salladım.
Lavabonun kapısı kapandığında bende kıyafetlerimi hazırlamak için dolaba yöneldim.
Pijama takımımı alırken Özgür'ün kıyafetlerini de gördüm. O kıyafetlerini hazırlamamıştı. Onun pijamalarını da elime aldım. Çekmeceyi açtığımda kendime iç çamaşırımı çıkardım. Diğer çekmeceyi açıp oradan da Özgür'e aldım. Yatağın bir kenarına onun kıyafetlerini koyduğumda kendi kıyafetlerimle odadan çıktım.
Lavaboya girip klozetin kapağını kapattım. Kıyafetlerimi oraya koyup gelinliğimin fermuarını açtım. Kapının arkasına asıp duvağımı da çıkardım.
Arkada tutturulan perçimlerimi de saldığımda kabine girdim.
Üzerimi giyip duvağımı ve gelinliğimi koluma astım. Duş iyi gelmişti, rahatlamıştım. Yüzümdeki boyalar gittiğinde de ferahladım.
Yatak odasına girmeden önce kapıyı bir kaç kez tıklattım.
Ses gelmeyince girdim. Özgür yoktu, su sesi gelmediği ve yatağın üzerindeki kıyafetler olmadığı için de lavaboda giyindiğini tahmin ettim.
Gelinliğimi ve duvağımı kapının arkasındaki askıya astığımda kuru temizlemeye göndereceğimi aklıma not ettim.
Dolabın yanındaki makyaj masama oturup elime saç kurutma makinesini aldım. Saçlarımı kuruturken ıslak saçlarıyla lavabodan Özgür çıktı.
Beyaz t-shirt altına siyah eşofman giymiş, çok güzel görünüyordu.
Gülümseyip yanıma geldiğinde elimden makineyi aldı ve kendi kurutmaya başladı. Saçlarımı acıtmaktan korkar gibi eline alıp tarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ Kİ
ChickLit"Peri gibisin de, bu nişan ne zaman bitecek?" dediğinde biraz kızardım. "Bilmiyorum ki biter herhalde şimdi." "Kaçsak mı?" dediğinde güldüm. "Hadi kaçalım." dedim. "Harbi mi? Bak şu arka taraftan çıksak kimse birşey farketmez." "Saçmalama Özgür...