7🌿

432 159 79
                                    

"O zaman merak etmeyin siz de o da birbirinizi iyi tanımışsınızdır."

"Yeterli gibi hissetmiyorum ama evet bu zamana kadar olabildiğince araştırdım bu çiçeği."

"Peki neden ölüm çiçeği seçtiniz?Yada nereye gidiyorsunuz?"

"Lavinia ile özel bir ortak noktam var  ve bunu anlatamam. Gideceğim yerde uzak ve gitmem kesinleşti. Bir daha da dönemeyeceğim."

"İsteyerek mi gidiyorsunuz?"

"Hayır elbette. Sadece yakama yapışan ve artık çıkması için geç kaldığım bir sebep var. Beraberinde bende gideceğim."

Jimin'in boğazına koca bir düğüm yerleşti, canını yakıyordu. Yaşları gözlerine çoktan konuk olmuştu. Titreyen vücudu ile beraber bir müddet yere odaklandı.

Jungkook'un içini hırpalıyordu söyledikleri. Dudaklarından dökülen kelimeleri çok iyi dinlese bile özünde saklananları anlayamıyordu.

"Gittikten sonra arkanızdan ne bırakacaksınız? En çok neyi kimi özleyeceksiniz?"

"Yetiştirdiğim Lavinialar tabii ki. Onları geride bırakacağımı bilmek kötü... Daha da kötüsü onları emanet edip gidebileceğim kimsem de yok. Benden sonra onlarda solup ölmesin istiyorum."

"Aileniz onlara bakamaz mı?"

"Bana daha ölmüşüm gibi bakıyorlar, Lavinia'larıma da böyle davranmalarından korkuyorum."

"Onları içtenlikle tembihlersen bence sorun olmaz. Bakımlarını onlara da öğret."

"Ben onları bana bakma şekilleri içinde uyardım. Kendi çocuklarına düzgün davranmıyorlarsa çocuklarının tüm kalbiyle yetiştirdiği çiçeklerede iyi bakmaz, onları da öldürürler."

"Arkadaşların peki, bir tanesine veremez misin?"

"Pek fazla arkadaşım yok. Olanlarada güvenmiyorum. Onlarla samimi bile değilim... Ayrıca ben onları benim için çok özel birine vereceğim, şayet o kişiyi gitmeden önce bulursam."

"Bulursunuz umarım. Arkanızda bırakacağınız bir tek Lavinia'larınız mı var?"

"Onlar ve onları emanet ettiğim insan. Benden geriye sadece onlar... Gidişime üzülecek sadece onlar. Biliyorum, Lavinia'larım benim yokluğumu hissedecektir azda olsa ama, emanet ettiğim kişi yokluğumu hissettirmesin. İkinci bir ben olsun ve onlara hergün beni özlerken güzel sözler sarf etsin. Ben başka hiçbir şey istemiyorum."

"Gitmek için ne kadar zamanınız var?"

"Yaklaşık bir ayım kaldı. Psikolojik hiçbir sorunum yok yanlız, giderken mutlu gideyim istiyorum. Bu yüzden buraya geldim."

Jungkook ne diyeceğini bilemiyordu. Bildiği tek şey kalan bir ayında onu mutlu etmesi gerektiğiydi.
Yanından mutlu ve sağlıklı ayrılması için elinden geleni yapacaktı.

"Şuan mutlu değil misiniz?"

"Şuan burada mutlu gibiyim. Yüzüm en çok burada gülüyor fakat eve gidince mutlu değilim. Ailem gideceğim için bana kötü davranıyorlar."

"Hiç nedenini sordun mu onlara?"

"Kolay ayrılmamız içinmiş. Sanki onlardan kopmayı ben seçmişim gibi, suçu bende arayıp beni üzüyorlar."

Jungkook ayaklanıp dolabına ilerledi. Kalan üç lolipopu eline alıp masasına geri döndü.

İki böğürtlen ve  bir portakal aroması  vardı. Portakallıyı ve böğürtlenlilerin bir tanesini Jimin'e uzattı. Kalan böğürtlenliyide açıp yemeye başladı.

"Çocuk hastalarıma bu lolipoplardan hediye ediyorum."

Jimin portakallı olanı açarken doktoruna bakıp gülümsedi.

"Bende çocuk muyum?"

"Öyle olmasanda öyle hissettiriyorsun."

"Nasıl hissettiriyorum?"

Jungkook aniden  ağzındaki lolipopu oynatmayı bırakıp öylece gözlerine odaklandı. Sorusu biraz değişik gelmişti. Gözlerini kaçırıp başını öne eğdi.Yanaklarında ufak yanmalar hissetti.

'Utanmasını tatlı bulurdu Jimin.'

"Yani çocuk gibi işte..."

Sorudan geçen yaklaşık bir dakikanın sonunda Jungkook bunu söyleyebildi yüzüne bakmadan.

"Kazaklarım nasıl peki? Hergün pembe yada lila rengi giyiyorum."

"Sevimli duruyor. Saçlarınızla uyumlu."

Acı kahverengi ve hafif dağınık dalgalı saçlarına baktı.

'Evet, onlar güzeldi Jungkook için. Güzel ve sevimli.'

"Sadece mutlu olacaksanız eğer ilaç yazmayacağım."

Ayağı kalkarak beyaz önlüğünü çıkardı Jungkook. Oda biraz sıcak olmuş gibiydi buna rağmen odada ağır bir çiçek kokusu vardı. Sevmiyorsan eğer rahatsız edecek türdendi. Jungkook ilk defa böyle birşeyin içerisinde olduğunu hissetti, rahatsızlık duyamadı bu yüzden.

'Koku Jimin'e aitti.'

Yanında duran şişeden bardağa su doldurdu. Önce kendisi içti sonra karşısında onu izleyen çiçek kokulu çocuğa verdi.

Lavinia 'JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin