06.05.2018
Bir sonraki güne dek tükenmişti nefesleri. Öylece orada moraran dudakları ile uyuyordu.
Gözlerini açtığı vakit Jungkook'un da nefesi kesilmiş gibiydi. Onu ilk kez böyle görmüştü. Tuttuğu eli buz gibiydi, nefessiz hareketsiz sessiz sedasız gece vakti uçmuştu yanından sevgilisi.
Bir dünya yok olmuş, gittikleri denizin suyu taşmış, lunaparkta ki tüm ışıklar sönmüş gibiydi.
Nefesini tuttu, derince soluklandı. Sıkıca yumdu gözlerini ve geçirdiği bir ay gözlerinin önüne geldi.
Açtı gözlerini tekrar ama üzerine yıkılan bu ev gözlerine yaşları getirmişti şimdi.
Yüreği ezilmişti. Geceden beri tuttuğu o soğuk eli ısıtmaya çalıştı çaresizce.
Sevgilisinin pamuk teninde, bileğinde, parmak uçlarında gezdirdi dudaklarını.
Öptüğü yerlerde çiçekler yetişsin istedi şimdi..
Sevgilisinin saçlarını kibarca geri yatırdı, alnına yumuşak bir öpücük kondurdu.
Jimin'in de istediği gibi bir vedaya hazırlıktı bu.
Jungkook elinin tekini kalbinin üzerine koydu. Çok sızlıyor, milyonlarca iğne batıyor gibiydi. Nefesleri boğazına dizildi tek tek.
Jimin'in gece ansızın gitmiş olması, gözlerine son kez bakamamış olması öyle dert oldu ki içine, şimdi kaç kez öpse kirpiklerinden tutmazdı sıcak tenini.
Parmaklarıyla sevdi dudaklarını, yanaklarında gezdirdi ellerini. Gözyaşları boğuyordu onu lakin bir veda gerekliydi.
Onun artık atmayan kalbine indirdi elini. O kalpte küçücük bir ayın tüm neşesi ve mutluluğu nefessizdi artık. Başını göğsüne yasladı. Jimin'in ellerini kendi saçlarıyla buluşturup okşarmış gibi yaptı. Saçlarını okşadığını hayal etmek istemişti.
Bu yıkılmışlığı da bir o düzeltirdi.
Ciğerlerindeki kansere defalarca lanet okudu. Yinede yüreğindeki şu yangın dinmiyordu.
"Bir gece vakti uçup gittin mi kanatlarımdan Jimin?"
Ruhu dökülüyordu parça parça. Nasıl anlatılırdı ki bu his?
"Ben uyurken veda etmiştin bana. Uyandırsaydın beni, hissetseydim seni Jimin. Vedamı beklemeden gittin mi sevgilim?"
O vakitten sonra ağlayışlarındaki ses yükselmişti istemsizce.
Lavinia'lar öksüz kalmıştı dün gece.
İki elinide tuttu. Öptü usulca, soluklandı hayat bulduğu ellerde.
"Nasıl veda ederim tenine? Sonsuz bir uykuya, soğuk toprağa nasıl emanet ederim seni?"
Çaresizlikle yataktan inip baş ucunda çömeldi.
"Onlara çok iyi bakacağım sevgilim. Hep yaşatacağım onları. Hep yaşatacağım seni şu buruk yürekte. Ve ruhun şu an buradaysa görmesin darmadağın oluşumu. Sana veda edebilecek kelimeler geçmiyor boğazımdan. Öyle büyük bir düğüm var ki şimdi boğazımda, nefes almak bile acıtır oluyor. Görme beni gözümde yaşlarla."
Kalktı dizleri titreye titreye. Alnından, morarmış dudak ve gözaltlarından öptü bir çok kez.
"Veda ediyorum Jimin. Ama biliyor ol ki yanına geleceğim. O vakit cennete dek beraber olacağız ve Tanrı aramıza duvarlar örmeyecek."
Kucağına aldı hafif bedeni. Aşk dolu odadan ikisi son kez çıktı beraber. Biri acılarından kurtulmuş biri de koca bir enkazın altında kalan ezik yüreğiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia 'Jikook
Fanfiction|Tamamlandı| Yaslanmış duvara baştan aşağı siyah. Elleri yüzünde,başı biraz eğik. Yanına gidip şemsiyeyi üzerine tuttum. Islak saçlarından ellerine damlayan sular akıp giderken elini tuttum. "Neyiniz var böyle?" Zorla gülümseyip "gidelim" dedi. "Ner...