veintitres

751 42 9
                                    

"İsmi tanıdık gelmiyor, gidince göreceğiz."

"Hep yanında olacağım, bunu biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum küçüğüm, senin için var olacağım bunu unutma."

"Perrie, biz hep mutlu olacağız değil mi?"

"Biz hep beraber ve çok mutlu olacağız Amelia. Seni hiç bırakmayacağım."

"Seni çok seviyorum ve bu mutluluğumun bozulmasından  korkuyorum. Biliyorum bana kızacaksın  ama hala hayal gibi geliyor."

"Biliyor musun küçüğüm, aylarca hatta yıllarca ben bu kadını hakkedecek ne yaptım diye düşündüm. Benim için gökten düşmüş bir meleksin. Tanrı beni o kadar mutlu etti ki seni bana vererek, almasından çok korkuyorum. Emin olduğum tek bir şey var, bugün ölsem yine seni seveceğim, yine seninle olacağım. Bizim ruhlarımız hep birmiş aslında, ben senin için gelmişim bu dünyaya. Seni sevmek o kadar güzel ki keşke sen de benim gözümden sana bakabilsen. Bana hayal ettiğimden daha güzel bir aşk verdin sevgilim. Sana ne kadar teşekkür etsem az. Sana hiçbir teşekkür yeterli olamaz ama teşekkür ederim küçüğüm. Bana yaşamayı öğrettiğin için teşekkür ederim. " 

İki kadın birbirlerini uzun uzun izledi. İkisi de birbirlerine aşkla bakıyordu. Göz yaşları beraber akmaya başlamıştı. İkisi de biliyordu, onları ölüm bile ayıramazdı artık. Onlar bir bütün olmuştu, bu dünya da sadece ikisi vardı. Bu dünyada birbirini delice seven iki ruh vardı. Artık onları kimse ayıramazdı, kimse...

//

Birbirini delice seven iki kadın için, iki gün çok hızlı geçmişti. İki gün evden çıkmamış sadece birbirlerini dinlemişlerdi. Ne telefon ne başka bir şey, sadece hafif bir müzik ve şarap.. İkisi de bu dört duvar içinde yaşayabilirdi. Beraber olmaları onlara yetiyordu, zaten başka türlüsü mümkün değildi. Şimdi yatak odalarında birbirlerine sarılmış uyuyorlardı. Amelia, kalbinin tam üstünde yattığı kadına daha da sarılıp konuşmaya başladı.

''Dünyanın en huzurlu yeri burası, senin kalbin.''

''Kalbim sen burada olduğun için atıyor küçüğüm. Sen yokken bir kalbim olduğunu sanmıyorum.''

''Beni hep böyle çok sev olur mu? Ben senin sevginle yeşeriyorum. Senin sevgin beni bu boktan dünyada tutuyor. Senin sevginin bittiği gün ben ölmüş olacağım.''

Perrie, elleriyle kafasını yüzüne doğru çıkardı ve birbirlerini görmesini sağladı.

''Sakın.. sakın bir daha ölüm hakkında konuşma, sana şunun sözünü verebilirim sevgilim, sen hiç ölmeyeceksin. Çünkü ben seni sevmekten bir an bile vazgeçmeyeceğim.''

Karşısında ki kadının konuşmasını beklemeden dudaklarına yapıştı. Onu öperken o kadar naif davranıyordu ki.. sanki biraz sert davransa yok olacakmış gibi korkuyla öpüyordu. Perrie, kendine o kadar kızıyordu ki.. şimdi onun canı yansa dünyayı yıkacağı kadını en çok o üzmüştü. En çok hasarı o vermişti. Ne yaparsa yapsın unutamayacağı şeyler vardı, bu yükün altında her zaman ezilecekti. Gözünden bir yaş aktığında Amelia, geri çekildi ve göz yaşından öptü. 

''Neden ağlıyorsun?''

''Gerçek olmamandan korkuyorum. Gerçek olmayacak kadar güzelsin.''

Amelia, ellerini alıp kalbine götürdü.

''Senin için atan kalbim kadar gerçeğim sevgilim. Sen yanımda, yakınımda olunca benim kalbim atmaya başlıyor. Dünya sen varsın diye dönmeye devam ediyor. Sen varsın diye ben varım.''

''Seni o kadar çok seviyorum ki küçüğüm, sevgimden delirecek gibi hissediyorum.''

''Zaten delirmedik mi? Ne mutlu bize! En azından severek delirdik.''

Perrie, sevgilisini sıkıca sardı, kokusunu doya doya içine çekti. 

''Perrie, saat kaç oldu kalk çabuk doktorla randevun var!!''

''Ben terapimi çok iyi alıyordum ama..''

''Tatlılık yapma!! Hadi sevgilim, ben yanında olacağım zaten.''

''Bir tane öpücük alırsam eğer kalkabilirim.''

Amelia, dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp geri çekildi. 

''Bunu kabul etmiyorum.''

''Perrie, o yataktan kıçını kaldırmazsan seni bir daha öpmeyeceğim.''

''Bu nasıl bir tehdit!!''

İkisi de kahkahalar içinde hazırlanmaya başladı. Perrie, bu duruma sadece onun için katlanıyordu. Amelia'nın mutluluğu, en önemlisiydi ve bunun için elinden geleni yapacaktı.

//

Mailde ki adrese geldiklerinde, el ele tutuşup içeri girdiler. Perrie, biraz gerilmişti fakat belli etmemeye çalışıyordu. İçeride o doktorla ne konuşacağını bilmiyordu. Artık bir sorunu da yoktu, Amelia yanındaydı. Amelia, danışmada ki kadın ile bir şeyler konuştuktan sonra merdivenlere doğru yöneldi. Odanın önüne geldiklerinde yanlarına bir kadın yanaştı.

''Randevunuz var mı?''

''Evet. Perrie Edwards adına olacaktı.''

''Ah, lütfen bekleyin. Angelina hanıma haber verip geliyorum.''

İkisi de kafalarını salladı ve beklemeye başladılar. Amelia, güven verirmişçesine ellerini daha sıkı tutu. 

''Ben yanındayım sevgilim.''

''Şuan beraber yatağımızda da olabilirdik Amelia. Belki bunun için de seni cezalandırmam gerekiyordur.''

Amelia, kendisine sunulan bu teklif ile ne kadar heyecanlansa da, Perrie'nin sağlığının daha önemli olduğunu düşünüp kendini sakinleştirmeye çalıştı. Tam o sıra da arkalarından gelen sesin sahibine doğru baktılar. 

''Hoş geldiniz. Ben Angelina Hamilton.''

Amelia, görür görmez tanıdığı bu kadının, sevgilisinin doktoru olduğunu anladığı anda kıskançlık tüm vücudunu ele geçirmişti.

...Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle

    Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil

    Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk

    Birleşiyoruz sessizce.  -Edip Cansever

Y/N

Birbirlerine olan aşklarını az da olsa anlatmaya çalıştım, ama siz de biliyorsunuz ki onların aşklarını hiç bir kelime hiç bir cümle anlatamaz. Beğenmeniz dileği ile... 

I'll never love again/jerrie|g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin