diez

1.1K 67 20
                                    

Perrie, karşısındaki kızın onun yüzünden ne kadar acı çektiğini düşündü. Onu geç bulmuştu ve kaybetmek istemiyordu. O günü düşündü bir süre, fakat hiçbir şey hatırlamıyordu. Bu kadar kötü olabilir miydi? Şu an yaşadığı şey vicdan mıydı yoksa aşk mıydı bundan emin değildi. Karşısında ki küçük kız, gözlerinin içine bakarak bir cevap bekliyordu bunu görebiliyordu.

"Sana yapacağım hiçbir açıklamanın seni tatmin etmeyeceğini biliyorum. Ben özür dilerim, sadece çok alkollü olduğumu hatırlıyorum. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Kafam çok karışık."

Amelia, burukça gülümsedi. Oturduğu yerden ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.

"Bir daha sevmediğin bir kadını sakın öpme. Çünkü acıtıyor."

Amelia, cevap vermesini beklemeden hızlıca evden çıktı ve koşmaya başladı. Yüzüne vuran rüzgar ve gözlerinden akan göz yaşları bir olmuş durumdaydı. Perrie'yi çok sevmesine rağmen bir şeyler ona çok ağır geliyordu. Nefessiz kalana kadar koştu. Nereye gittiği hakkında en ufak bir fikri yoktu, eh pekte umurunda olduğu söylenemez. Sahile doğru geldiğinde kendini orada ki banklardan birine attı. Deniz havasını içine doğru çekti. Fakat bu ona sevdiği kadını hatırlattı. Gözlerini sımsıkı kapattığında gözünün önüne gelen masmavi gözlerle burukça gülümsedi. Gözlerini açtığında yanında oturan, siyah saçlı bir kızın ona doğru baktığını gördü. Çığlık atarak ayağa kalktı. 

''Hey, sakin ol!! Kötü gözüküyordun o yüzden yanına geldim.''

''Ben iyiyim şimdi müsaade ederseniz yalnız kalmak istiyorum.''

''Maalesef, seni böyle bırakıp gidemem.''

''Bak ben iyiyim tamam mı şimdi lütfen beni yalnız bırak.''

''Bir şartla kabul edersen giderim, etmezsen burada böyle otururum.''

Jade, sıkkınca göz devirdi. 

''Tamam kabul.''

''Seni böyle üzen kadından bahsetmeni istiyorum.''

''Ne sen bunu nasıl anladın?''

''Hayatım, gay radarlarım çok iyi çalışıyor. Ayrıca sevdiğin biri tarafından canının yandığı da açıkça belli... şimdi konumuza dönelim, seni dinliyorum.''

 Jade, yalnız kalmak istiyordu. Fakat bu kızın onu rahat bırakacakmış gibi bir görüntüsü yoktu.  Tanımadığı birisine yaşadıklarını anlatmak o an için mantıklı gelmişti. Derin bir nefes aldı ve bir daha göreceğini düşünmeden tüm olan biteni anlatmaya başladı. Karşısında ki kız onu yargılamadan sadece dinliyordu. Zaman ne kadar hızlı geçti, o bankta beraber ne kadar oturdular tanrı bilir.  Hava aydınlanmaya başlamış, jade yaşananları tüm ayrıntısıyla anlatmıştı. Aslında sadece Perrie'nin güzelliği hakkında konuşmuş olabilirdi. 

''İşte böyle, bu da benim imkansız aşk hikayem.''

''Öncellikle bana anlattığın için teşekkür ederim. Başka şans tanımamış olsam da şuan daha iyi göründüğünü söyleyebilirim.'' Bu arada ben Luna.''

''Ah çok özür dilerim. Sana adını sormadım. Ben de Jade. Konuşmak iyi geldi fakat şimdi gitmem gerekiyor. Teşekkür ederim Luna.''

''Önemli değil Jade, seni tekrar görmek isterim. Belki benim imkansız aşk hikayemi de dinlemek istersin.''

Jade, bunun mümkün olabileceğini kafa dağıtması gerektiğini söyleyip Luna'ya numarasını verdi.  Sahilden uzaklaşırken önünde duran arabanın içinde ki Perrie'ye baktı. Perrie arabadan inip yanına geldi ve bağırmaya başladı. 

''Saatlerdir seni arıyorum Amelia. Karlanın bile senden haberi yok. Tanrım ne kadar endişelendim. Sahilde mi geçirdin tüm geceyi? 

''Bayan Edwards, bana bağırmayın. Sadece yalnız kalmam gerekiyordu ve telefona bakacak durumda değildim. Ayrıca tüm geceyi yalnız geçirmedim.''

''Nasıl yani? Kim vardı yanında? Ne kadar önemli biriyse telefonlara bakmak aklına gelmemiş.''

Amelia, ona doğru bir adım attı ve konuşmaya başladı.

''Siz her öğrencinizi bu kadar merak edip, özel hayatlarıyla ilgileniyor musunuz Bayan Edwards? Çünkü benim hatırladığım kadarıyla, ilişki içine girdiğiniz kişilerle bu kadar ilgilenmiyorsunuz. ''

Y/N

Hepinize sağlıklı, mutlu yıllar dilerim. İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorumm :))

I'll never love again/jerrie|g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin