05: dna

1K 200 31
                                    


Orta yaşlı kadın bahçenin parmaklıklı kapısını arkasından kapattıktan sonra sokağa indi. Fakat yürümeye başlamasıyla koluna yapışan genç çocuk yüzünden çok da yüksek olmayan bir çığlık atması bir olmuştu. Onu hırsız sandığından geri çekilmişti önce fakat Jisung toparlama amacıyla hemen önünde eğildi. "Affedersiniz, biraz konuşabilir miyiz?"

Kadın göğsünü tutup sakinleşmeye çakışırken çocuğun onunla ne konuşabileceğini anlamadığından kendini işaret parmağıyla göstermişti emin olma amacıyla. Jisung hızla başını salladığında kadın emin olamasa da kabul etmişti onu.

Birkaç dakikadır bir bankta oturmuş konuşuyorlardı. Önce Jisung kötü bir niyetinin olmadığından ve tamamen işi nedeniyle burada olduğundan bahsetmişti. Bir de korkuttuğu için özür dilemişti tabii.

"Babam hakkında, değil mi?"

"Evet," diye onayladı Jisung onu basitçe. "Kayınpederiniz.. bir tür ızdırap çekiyor."

"Efendim?" Kadın bunun farkındaydı zaten fakat Jisung'un mimikleri her şeyin bununla sınırlı olmadığını anlatıyor gibiydi.

"Kayınvalideniz ise.. onun.. ah, onun sevdiği başka bir adam varmış."

"Ne?" duyduklarına inanamaz bir şekilde gözleri açılan kadın Jisung'un devam etmesini bekledi sabırsız bir şekilde.

"Eşyalarının arasından bir aşk mektubu çıkmış. Ve sadece siz ikiniz olduğu için.. şey. Kayınpederiniz oğlunun, yani kocanızın onun gerçek oğlu olup olmadığından şüpheleniyor."

"Tanrı'm.." Kadın elini ağzına kapatmış ve önüne dönmüştü. Jisung daha farklı bir tepki beklediğinden dayanamayarak sordu. "Ne oldu?"

"Ben de şüpheleniyordum da.."

"Neden?"

"Şuna bakın." Kadın kucağındaki çantasından telefonunu çıkardı. Ekran fotoğrafında eşiyle çekildiği bir fotoğraf vardı. Telefonu Jisung'a uzatırken tekrar kouştu. "Kocam, yakışıklı değil mi?"

Jisung parmaklarının arasındaki telefona bakarken kadının konuyu buraya çekmesine gülmeden edemedi. Sırıtarak incelediği fotoğrafın ardından adamın gerçekten de hoş bir görünüme sahip olduğu kanısına varmıştı. "Evet, sahiden yakışıklıymış." Kendine hâkim olamadan sırıtmaya devam ettiğinden kadının üzerindeki tuhaf bakışlarını fark etmemişti. Birden elinden çekilen telefon çantadaki yerini almıştı tekrar ve bu Jisung'n alt dudağını ısırmasına neden olmuştu. Cidden bazen ne yapacağını şaşırıyordu. Neyse ki kadın üzerinde çok durmamıştı.

"Ama babam, yani o hiç de.." Konuyu hızlıca değiştirmesine yardımcı olmuştu Jisung kadının sözünü keserek.

"Ah, o hâlde kayınvalideniz oldukça güzel olmalı."

"Şey, pek sayılmaz." Karşısındakinin daha yeni ölmüş bir kadının arkasından bu kadar rahat konuşması Jisung'u şaşırtsa da tepki vermemeyi tercih etmişti. "Oldukça sıradan biriydi."

İyi bile dayandım, demişti Jisung içinden. Bu garip dedikoduya dahil olma isteğiyle dolup taşmıştı bile. "O zaman kayınvalideniz eşini oldukça yakışıklı bir adamla aldatmış olmalı. Ve eşiniz de ona çekmiştir."

Jisung söylediklerinin sonradan farkına varsa bile kadın hiç de beklediği tepkileri vermemişti. Aksine gözleri açılmış ve sırıtarak "Bu harika!" demişti. "Annem müthiş bir kadınmış." diyerek gülmeye devam etmişti.

Jisung bir anlığına öylece kalırken karşısındaki kadın da gülüşünü durdurmuş ve birkaç saniye başka yerlere bakarak kendilerine gelmeye çalışmıştılar. Jisung bu anı sonradan hatırladığında ne kadar utanacağını düşünmeye başlamıştı bile.

haven's postman│minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin