Keyifli okumalar herkese :)
Multimedyada yeni kapağımız var :)
Şeyma yanımda bana bir şeyler söylüyordu fakat ben şu an onu duyabilecek bir durumda değildim maalesef. Bugünkü annemle olan telefon konuşmama kadar Ali'nin varlığını bile hatırlamazken şu an karşımda duran adamı tek seferde tanımanın şaşkınlığını yaşıyordum.
O simsiyah gözlerindeki bakışları onca geçen yıl rağmen hiç değişmemişti.
Ben o bakışlarda nasıl hatırladığımı bilmesem de tekrar küçük Ali'yi görmüştüm. Ve bu benim içimi bir anda sıcacık etmişti, tarifsiz bir mutluluk duygusuyla kaplamıştı. Ali'yi görmenin bende böyle bir etki bırakacağını hiç düşünmemiştim. Şu an sanki yıllar önce birbirimizin hayatından hiç çıkmamış gibiydik.
Yıllarca beraber oynadığımız oyun arkadaşım o gözlerde duruyordu hâlâ.
Ama vücuduna bir göz attığımda kesinlikle onun için aynı şeyi söyleyemezdim. Küçükken arkadaşları tarafından 'Çubuk Ali' diye seslenilen çocuktan şu an hiçbir eser kalmamıştı. Kabanından bile belli olan muhteşem bir vücuda bürünmüştü. Kollarındaki biseps kasları kalın kumaş parçasından dahi ben buradayım diyerek kendilerini gösteriyordu.
Elimdeki telefonu kapatarak kolumu sanki bir ağır çekimin içindeymişim gibi yavaşça aşağı doğru indirdim.
Bu çekimin Ali tarafından olması haricinde hiçbir sorun yoktu.
Birbirimize baktığımız süre zarfında -yani onu gördüğüm andan beri- onun da beni tanıdığını bakışlarından anlamıştım. Ya da sadece ona böyle baktığım için mi ben olduğumu tahmin etmişti?
Acaba gelmeden önce benim herhangi bir resmimi görmüş müydü? Bu soruları asla ona yöneltemeyeceğim için cevapsız kalacaklardı sanırım.
Keşke dedim, dün İbrahim abinin hesabına girmeyi unutmasaydım.
Şeyma'nın hala bir şeyler söylediğini duyup kafamı ona doğru çevirdim konuşmak için. O da bu sırada Ali'yi fark etmişti ve bir Ali'ye bir bana bakıp olan biteni anlamaya çalışıyor gibiydi.
"Şeyma iyi akşamlar canım, ben gidiyorum pazartesi görüşürüz." diyerek Şeyma'nın sorularından kaçmak adına hızlıca Ali'ye doğru adımladım. Tabii ki Şeyma'nın bu anlamlandıramadığı olayın peşini bırakmayacağını unutmuştum. Çünkü kendisi arkamdan bana doğru hızlı bir şekilde hatta neredeyse koşarak geliyordu.
Ali'nin yanında Şeyma'nın yine kafasında kurduğu değişik sorularını duymaya hiç hazır olmadığım için Şeyma bana yetişmeden arkama dönüp ben onun yanına gittim tekrardan.
"Ece kim bu a-"
"Şeyma lütfen şimdi beni o güzel sorularınla yorma canım ben sana her şeyi anlatacağım sonra. Bak Ali bekliyor orada."
"Demek adı Ali."
Ah be Ece niye adını ağzından kaçırırsın ki? Daha bir saat öncesine kadar hatırlamazken hem de.
Şimdi bu konu da başka bir toplantımızda masaya meze olurdu artık.
"Şeyma akrabamız o bizim. Aklından sakın farklı şeyler geçirme. Şimdi gidiyorum peşimden gelip tanışmaya falan da çalışma beni rezil etme lütfen, hem ayıp oldu zaten beklettim şu ana kadar."
"Sadece bir seferlik ağzımı kapatıyorum ama olanları pazartesiye kadar bana anlatmazsan çok fena olur bilmiş ol Ece" diyerek adeta beni tehdit etti canım arkadaşım. Şu an tamam demezsem asla peşimi bırakmayacağını bildiğim için
![](https://img.wattpad.com/cover/252851176-288-k387896.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tayini (+18)
RomanceBir kadın doğum uzmanı düşünün mesleğine aşık. Bir de üsteğmen düşünün vatanına canı feda. Peki ya kadın tayini çıkmaması için biriyle evlenmek zorundaysa? Bu birini uzakta aramasına hiç gerek yok, kalbine baksa görür aslında... Ama bunu akıl etmed...