***K*e*L*e*B*e*K***

21 2 4
                                    

Boş adımlar atmaya devam ediyorsun. Neden yürüdüğünü, nerede olduğunu bilmiyorsun.  Bir ormandasın ancak çok büyük bir orman bu. Öylesine büyük ki çimenlerle aynı boydasın! Ağaçlara bakmak çok ürkütücü geliyor. Fazla uzunlar. Kafanı kaldırıp baktığında bir ağacın yaprağındaki damla yüzüne geliyor. Ve o bir damla tüm yüzünü yıkayıveriyor! Kafanı sağa sola sallıyorsun, su tiksinç geliyor bu yüzden yüzünü elinle silmek istemiyorsun. Belirsizliklerin göbeğindeyken bir de ıslanmışsın. Mutsuzsun ama yürümeye devam ediyorsun. Sahi, neden yapıyorsun bunu? Neden, hala yürüyorsun? Sen de cevabını bilmiyorsun. Bu devlere layık ormanda başına geleceklerden habersiz yürüyorsun.

Bir kelebek görüyorsun. Bu kelebek tam da ormana uygun, normalden daha büyük bir kelebek. Uçarken kanatlarında ışıltılar oluşuyor. Ne büyüleyici ama! Hem özgürce uçuyor hem de o güzelliğinin yanında parıldıyor. Neredeyse açlıktan ölmek üzere olan bir insana uzatılan yemeği, nazikliğini düşünmeden tabir-i caizse hunharca yemeye başlaması gibi bir an yaşıyorsun. Sanki o kelebeği bir yakalarsan doyuma ulaşacakmışsın gibi. Zaten kafanda bir 'şey' yoktu. Boş boş dolanıyordun. Bu amaç sana iyi gelmekle kalmayacak görsel olarak da tatmin edecek. Görmüyor musun ? Bu kelebek ömründe görebileceğin en muhteşem en benzersiz kelebek. Kime anlatırsan anlat, kimsenin görmeden inanamayacağı bir güzellikte. Sen de onu takip ediyorsun, doğal olarak. Üstelik o da istiyor bunu. Sanki amacı zaten seni etkilemekti! 

Kelebek nereye giderse sen de etrafını incelemeden onun peşinden gidiyorsun. Birden yüksek bir ses duyuyorsun. Ellerin refleks olarak kulaklarına gidiyor. Kulaklarını uğuldamalar kaplıyor. Eğiliyorsun , ellerin hala kulaklarında ve gözlerini de kapatmışsın. Korkunç bir hisle doluyorsun. Zaten bükük olan bedenin yerle bütün oluyor. Sanki patlama olmuş gibi. Bu hissi sana hissettiren hava akımındaki değişiklik aslında. Bir dalgalanma söz konusu ancak bir şeyden haberin olmadığı gibi bunu da anlayamıyorsun. Yavaş yavaş gözlerini açıyorsun. Ellerini kulaklarından çekiyorsun. Kulakların tıkanmış, yutkunuyorsun. Ağzını açıyorsun. Bu hareketinle vücudunun iç dengesini korumaya çalışıyorsun ancak bu hareketin anlamını bilmeden yapıyorsun bunu. Vücudumuz ne harika ama! Refleks denen şey resmen bizi korumaya yönelik yapılmış sanki. 

Konumuz bu değil, evet. Hemen doğruluyorsun çünkü dev bir insan sana doğru geliyor. Neee? Dev bir insan sana doğru mu geliyoor? Üstelik elinde bir şey var. Biraz daha yaklaşınca görüyorsun. Bu şey bir tüfek !! Elinde tüfek olan dev bir adam sana doğru geliyor. Evet , bunu anladığına eminim; peki ciddiyetini anlayabildin mi? Ne yapacaksın? Demin duyduğun ses, bir tüfeğe aitmiş. Baksana dev insanın, dev tüfeği bomba etkisi yaptı. Kendine gelmeye vaktin yok, kaçsana! Durma, koş! Hayır, kelebeği düşünme sırası değil. Beklersen o tüfekten çıkan kurşunun sana denk gelmeyeceğinin garantisi yok. Tamam, biliyorum güzel bir kelebekti ama kaçmazsan eğer bir daha o kelebeği görme şansın olmayacak. Aferin, koşmaya devam et. Bir çukur var önünde. Hemen oraya atladın. Tamam da neden? Çukur seni o dev insandan korur mu? Hızla kazıyorsun çukuru. Böyle kazmayı nerden öğrendin? Harikasın. O dev insanın gelemeyeceği kadar derine kazdın. Gelse de sığamazdı bu çukura, bu ormana küçük kalman işe yaradı baksana! Peki hiç merak etmedin mi? Ne demek , neyi? SEN NESİN? NEDEN BU ORMAN BÜYÜK VE SEN KÜÇÜKSÜN? O KELEBEK BİLE NE KADAR BÜYÜKTÜ.  CEVABINI VEREYİM: SEN BAŞINDAN BERİ BİR TAVŞANDIN. TAVŞAN BEDENİNE GİRMİŞ BİR İNSAN. HMM, NASIL BİR HİSTİ? ŞAŞIRDIN MI? YORUMLARDA BELİRTİRSEN SEVİNİRİM. HOŞÇAKAL SEVİMLİ 'ŞEY'.

BENLİĞİN YANSIMALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin