Seçenekli Bölüm?

19 2 7
                                    

Elimde bıçak, önümdeki domatesi kesiyordum. Salata için malzemeler hazırdı, hepsini kesip salata kabına koyup karıştıracaktım. Yemekler hazırdı, salatayı da hazırladığım da sofraya oturabilecektik. Annem içeriden seslendi:

'' Kızım, hazır değil mi, salata?'' Annemin sesini duyunca telaşlandım ve hızlı hızlı kesmeye başladım domatesleri. Bir domatesin yarısını kesmiştim, diğer yarısını keserken aklımdan 'Bu kadar yavaş olma, hızlansana!' gibi söylemler geçiyordu.

Kafamdaki seslerden daha çok rahatsız oldum ve hızımın elimi kesmesine mani olamadım. Ufak bir kesikti ama o hızla iyi bir hasar almıştım. Diğer elim, kesik olan parmağıma gitti. Parmağım, diğer elim tarafından sarmalanmıştı. Gidip parmağımı musluğa tutmuştum. Kesik olayı, canımı sıkmıştı. Salatayı hazırlamam gerekiyordu, parmağım ise bu durumda beni yavaşlatacaktı. 

Parmağımdan akan kanları durdurmak için tezgahın üzerinde asılı duran demir peçetelikten havlu kağıt aldım. Rastgele bir, iki parça koparttım. Kopan havlu kağıt, o telaşımdan dolayı yamuk kopmuştu. Ayrıca elimdeki ıslaklık, kağıda da bulaşmıştı. Onu hemen parmağıma sardım. Diğer elimle hemen destekledim. 

Oyalanmış hissediyordum ama canım da yanmıştı. Elimdeki sarılı parmağa baktım, her yeri kan olmuştu! O kadar derin bir kesik değildi, bu kadar kanamasını normal bulmadım. İki parça daha kağıt havlu aldım. Sonra elimdeki kanlı kağıdı, çöpe atmak için balkona yöneldim. Küçük bir mutfağımız vardı, balkon da yanında duruyordu. Bazı yükleri, mutfak için taşıyordu. Çöp kutusu onlardan biriydi. 

Balkona doğru yürüdüm, kapıyı sağlam olan elimle açtım. Çöpü, yerini bildiğim çöp kutusuna hemen atmak istedim. Sıradan bir rutin gibiydi, bu da. Sabah kalktığınızda terliklerinizi, -yatağınızın yanında olduğunu bilerek- doğrulduğunuz anda giymeniz gibiydi. Ancak elimden kayan o çöp, kutusu ile buluşamadı. Çöp kutusu, yerinde değildi. 

Karanlıktı, pek bir şey göremedim, kafamı kaldırdım. Etrafıma bakayım dedim. Burası kesinlikle bizim balkonumuz, değildi. Balkonun olması gereken yere adım attım, daha iyi anlamak için. Evde olduğum için çıplak ayaklarımla bastım. Ayaklarıma; nemli, biraz sert ama çoğunlukla yumuşak bir his geldi. Bu his tanıdıktı. Resmen, çimenlere basıyordum! Elimdeki kanamayı unuttum ve olduğum yeri anlamaya çalıştım. Arkama döndüm, mutfağımızı görebilmek için. Ancak arkama döndüğümde, mutfaktan buraya geldiğim kapının olmadığını gördüm. Mutfağı bırakın, arkamda hiçbir şey yoktu!!

Cebimdeki telefonu, çıkarttım; hemen flaşını açtım. Telefonumu yukarı doğru tuttum: karşımda ucu bucağı görünmeyen bir orman duruyordu. Demek ki ormanın girişinde duruyordum. Buraya kadar rüyada olabileceğimi düşünmek istemedim. Göz yanılması yaşamışımdır, belki de fazla olan hayal gücüm beni dürtmüştür ve uyanıkken kendimi öylesine kaptırmışımdır ki bunları üretmişimdir; dedim. Ancak karşımda gördüğüm orman, hayallerimi aşıyordu. Belli ki rüyadaydım. 

Kendimi, rüyada olduğuma ikna etmeye çalıştım ancak parmağım sızlıyordu. Rüyada böyle hisleri algılayabilir miydik? Belki de derin bir rüyada falandım yani rüya anında gerçekmiş gibi olacaktı, uyandığımda ise hiçbirini hatırlamayacaktım. Rüyada olduğumu anladığım için de hissettiklerimi algılıyor olabilirdim. Bu zamana kadar, böyle olmuş olamaz mıydı? Fazla mı saçmaladım? Öyleyse, rüyadayken hissettiğim bu acıyı nasıl açıklayabilirdim? 

Kafam, fazla karışıktı. Mutfakta, sıradan bir iş yaparken nasıl buraya gelmiştim? Yaz aylarındaydık, akşam vakti ormanın girişinde olup üşümüyor oluşumu bu şekilde açıklayabilirdim. Kime, neyi anlatıyordum ki? Zaten rüyadaydım!! Benim koşarak ormandaki ağaçlara kafa atmam bile bir şey ifade etmemeliydi. Olsun, yine de bunu denemeyecektim.

Bir şeyleri anlamlandırmak için durup düşünüyordum. Anlamak için düşünmek yeterli değildi. Harekete geçmeliydim artık. Hem korkmaya da başlamıştım, içimden bir ses 'ya rüya değilse?' diyordu. Beni rahat bırakmıyordu. Onu dinlemeyecektim ama etrafı dolaşmaya karar verdim. Önümde orman vardı, peki ya balkon sanarak girdiğim o tarafta; ne vardı? Tam arkamı dönmeye karar verdim ki içimi bir ürperti sardı. Yavaşça arkamı dönmem ile onu görmem bir oldu:

Yazar Notu: 'Seçenekli Bölüm' olarak adlandırdığım, hikayem için farklı bir 'şey' denemeye karar verdim. Buraya kadar okuduktan sonra size bölümün devamı hakkında bir soru soracağım. Seçeneklerini de yazacağım. Siz de devamını tahmin edeceksiniz, o seçeneklerle. Her bir seçenek için bölüm gelecek. Ancak her biri farklı olacak. Seçiminizi ona göre yapın. Öyleyse, sorumu soruyorum:

Sizce, hikayedeki karakterin arkasında gördüğü kişi kimdir?

a) Bekçi

b)Annesi

c)Köpek

Bu seçeneklere, yorumlarınızı bekliyorum. Destek veren herkese teşekkür ederim. Umarım beğenirsiniz.

BENLİĞİN YANSIMALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin