Buzdağı ?

96 6 13
                                    

Her insan kendi benliğinde karmaşıklıklar yaşar. Çevremizden gördüğümüz ahlaki davranışlar, diğerleri gibi görünme amacı, gelenek görenek ve normlara uyum sağlama ihtiyacı duyduğumuz daha doğrusu zorunda kaldığımız bir yanımız var. Bunlar kontrol ettiğimiz, bilinçli olan davranışlardır.

Bir de her ne kadar çevreye uyum sağlamaya çalışsak da 'belki' kafamızın içinde bunun tersini dile getirmeye çalışan, arada rüyalarla kafamızı karıştıran, bizi etkisi altına almak isteyen, eğer tüm kontroller o yanımıza geçerse işleri çığrından çıkarabilecek düzeyde korkunç bir yanımız daha var. Bunlar ise duygularımızı, düşüncelerimizi hislerimizi bastırmaya çalıştığımız bilinçdışı davranışlardır.

Sigmund Freud'a göre buzdağını zihni temsil eden bir yapıya benzetirsek, bilinç buzdağının su üzerinde kalan kısmıdır bilinçdışı ise buzdağının görünmeyen kısmını temsil etmektedir.

Buradan anlayabileceğimiz üzre insanlara gösterdiğimiz bir yanımız var. Bu yanımız gerçek benden daha uzak bir yandır.

'Diğerleri gibi görün, kurallara uy. Kurallar olmasa kaos olur kaos ise bizi hayvanlardan daha vahşi yapar.'

Gerçek benden uzaklaşma dedik gerçek bene yaklaşma nasıl olur ?

Öncesinde dediğimden tahmin edebileceğiniz gibi rüyalarla olur. Rüyalar da özlediğiniz, kızdığınız, üzüldüğünüz şeyleri rahatça görebilir kafanızın aslında neyle meşgul olduğuna tanık olabilirsiniz.

Rüyalar gerçekten büyüleyicidir. Bilinçdışının bize gerekli olan kısmını gösterir bu şekilde bazen çözümlemeye yardımcı olur bazense bizi çıkmaza sürükler.

Yani kafanızın içinde bazı sıkıntılar varsa siz bunları görmezden gelip hayatınıza devam etmeye çalıştıkça dışarıdan hayatına devam eden -etmeye çalışan- diğerleri gibi görünürsünüz. Ancak beyniniz bu sıkıntılara odaklanmış ve çözümlemek istemektedir. Siz hiçbir şey yokmuş gibi devam ederken biliçdışı kendi kendine güçlenir ve hiç olmadık anlarda kafanıza soru işaretleri sokar. Etrafta olup biten davranışlara anlamlar yükler. Duyduğunuz bir şarkıdan etkilenebilirsiniz, yediğiniz bir yemekten, aldığınız bir kokudan veya geçtiğiniz bir yerden.

Sonra en tehlikeli kısımlar başlar: Rüyalar. Rüya gördüğünüzde kendinize gelemezsiniz bir süre kafanız almaz iyice bulanır ama anlatsanız kimse anlamaz. İşiniz her neyse devam etmek zorundasınız ama beyniniz sizi rahat bırakmaz bulduğu her boşlukta sizi bunaltır.

İşte bu bahsettiklerimi yaşıyorum yani kafamda bir sıkıntı oluyor defetmek istedikçe beni bunaltıyor. Evet böyle şeyler her birimize olabilir ama her birimiz farklı özelliklerle doğduk. Ben bu sıkıntılarımı yazmayı seçtim. Ben bu şekilde daha başa çıkılabilir hale geldiklerini ya da en azından o sıkıntıları daha dingin hale getirebildiğimi düşünüyorum.

Bu hikayenin de amacı bu. İçimde çalkalanan bilinçdışı davranışları, duyguları yazmak...

BENLİĞİN YANSIMALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin