Bu hayata tutunmak için hep bir sebep vardır, insan bu sebepleri görebilecekse bu dünyaya yeni bir yıldız olarak gelir. Herkesin doğarken bir amacı vardır, kişi öyle olmadığını düşünse bile. Hepimizin kalbi, sevginin sıcaklığını hissetme umuduyla gelişir. Bu dünyada geçirilen her saniye, her dakika, her ay ve her yıl kişinin yaptığı tercihlerle kişinin kalbini ve amacını şekillendirir.
Bazılarımız hatalarla dolu yolları seçer, bazılarımız da oldukça doğru kararları vererek bu dünyadaki kısa hayatımızı değerlendiririz.
Hangi yolu seçmiş olursak olalım, hepimiz bu dünyaya bir iz bırakırız.
Bu dünyaya bir amaç uğruna gelmiş her yıldızın değeri vardır.
Kişinin seçimleri, yönelimleri, hayat tarzı; hepsinin bu dünyada önemi vardır.Ben kendimi önemsemiyordum ama bu dünyada bir iz bırakacaktım.
Unutmadım, hatırladım dün gece olanları, zaten ben unutmazdım ki.
Ne olacağını, ne yaptığımı, nedenleri sorgulamıyordum.
Bu hayatta gerçekleşen her şeyin bir amacı vardır, ben de bu amacın ortaya çıkmasını bekleyeceğim. Bunu sorgulasam da bir şey elde edemeyeceğimi biliyorum. Zaten klasik bir Efe de bunu yapardı.Bir konu hakkında hemen kesin kararlara varmaktan hoşlanmıyordum çünkü ani karar ve duygu değişimlerini çok sık yaşıyordum. Bunun basit ve üstü kapalı kalması gereken bir konu olduğunu düşünmüyordum ancak su akar yolunu bulur derler. Aynen bunu yapacak ve bu olayı basit görecektim.
Her zamanki rutinle sabah yatağımdan çıktım, dün gece uzun zaman sonra içmiş olduğum ot ile bedenimin bir tür yıkılış içinde olduğunu hissediyordum. Her zamankinden daha fazla yorgun ve huysuz hissediyordum, iştahım da kaçtığı için kahvaltı yapmadan konaktan ayrıldım.
Sultan Ana zeki biriydi, bir şeyleri anlaması uzun sürmezdi. Ona karşı dikkatli olmalıydım, bağımlıya dönüşmek bu konak içinde cehennem olurdu, Sultan Ana da zebani olabilirdi.
Nihayetinde ofisime geçip incelemem gereken projeleri önüme yayarken Samet içeri girdi.
"Günaydın ağam, kusura bakmayın sabah sizinle gelemedim. Erken gelmem gerekti.""Önemli değil, otursana." diye yanıtladım onu, arkamdaki demlikten kendime kahve doldurdum.
"Ağam kızmazsanız bir şey soracağım." dedi, elimdeki kahveyi masaya bırakırken gözlerimi üzerine diktim, başımla konuşması için onay verdim.
"Dün gece geç saatlerde konaktan ayrıldığınızı gördüm, o şartlarda sizi yalnız bırakmamam gerekiyor." diye söylendi, sıkıntılı bir şekilde iç çekti. "Sultan Ana size bir daha zarar gelirse hesabını benden soracak, lütfen yanlış anlamayın ağam.""Anlıyorum ama endişe edilecek bir şey yok, bazen kafa dinlemem gerekiyor. Hem başımın çaresine de bakıyorum artık." içini rahatlatmak için konuşmuştum ancak pek etkili olmadı.
Sadece başını sallamakla yetindi."Şu proje olayını konuşalım mı ağam?" diye sordu Samet, Berzan'ın şirketinden söz ediyordu.
"Bu aralar müşteri ve kârlarından epey kaybetmişler diye duydum, gelir gider arası farkları da oldukça daralmış; bu onlar için büyük sorunken bizim için de büyük avantaj." dedim Samet'e, ben de boş değildim ve araştırmamı yapmıştım.
"Yatırım yaptıkları proje faaliyete geçerse bu problemi kısa sürede atlatırlar, engel olacağız." sesi çok net çıkmıştı, Samet de kendine güvenen bir iş adamıydı.
"Bugün proje için konuşmaya gideceğim, sonuçta burası rekabet piyasası, satın almayı deneyeceğim, eğer alamazsak işlerini baltalarız?" tek kaşımı kaldırarak ona sorumu yönelttim, çözümüm ona çok basit gelmiş olacak ki alayla kısa bir gülüş attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girift -bxb
General FictionKimdim ben? Olmam gereken kişi olmadığım kesin, ama olmak istediğim kişi bedenimi yırtarcasına dışarı çıkmak istiyordu. Mümkün müydü bu? Zaten tehlike içerisindeyken, kendini imkansızla aşk yaşarken bulmak, bir hiç olan kalbimin ısınmasıyla berabe...