Bölüm 5-Davina

399 26 2
                                    

 Kapı çalındı ve Marcel kilisenin tavan arasındaki geniş odaya girdi. “Nasılsın Davina?” “Ben iyiyim Marcel,” dedi Davina. “Ben de öyle. Sana anlattığım, annenin ve teyzenin çocukluk hikayesini hatırlıyorsun değil mi?”

 Davina dikleşti. Hasat gecesinden beri annesinden nefret eder olmuştu ama Marcel yakın zamanda teyzesinin New Orleans’a geleceğinden bahsedip duruyordu. “Evet, evet. Teyzemden bahsetmiştin, geldi mi?” “Aslında dün öğleden sonra geldi,” dedi Marcel. “Onu, oğlunu ve kız arkadaşını yeni evlerine götürüp eşyalarını yerleştirmelerini ve biraz rahatlamalarını söyledim, ertesi gün, yani bugün sakin kafayla konuşursunuz diye. Ona birkaç gün önce telefon edip olanları anlattım, çok üzüldü. Annen onunla hiç iletişim kurmamış, senden de haberi yokmuş. Thierry’yi onlara yolu göstermesi için yolladım. Ah, bu onlar olmalı.”

 Marcel kapıyı açtı ama gelen kişi Elijah Mikaelson’dan başkası değildi. “Merhaba Marcel, Davina,” dedi Eski vampir başıyla her ikisini de selamlayarak. “Bir sorunumuz var ve beklendik bir şey değil. Klaus zehirlendi ve kurudu. Hiç uyanmıyor.” “Ne!” dedi Marcel afallamış bir şekilde. Açıkçası Davina da aşağı yukarı aynı şeyi düşünüyordu. “Bakın, size olanaksız geldiğini biliyorum ama emin olun bana daha da olanaksız geliyor,” dedi Elijah. “Nasıl zehirlenebilir ki?” diye sordu Davina.

 Elijah iç geçirerek bir koltuğa çöktü. “Şöyle diyelim, kardeşimin paranoyaklığı tuttu yine. Dün Sally Jackson’un oğluna şehri gezdirirken çocuğun ona karşı dönüp casusluk yaptığından şüphelendi büyük ihtimalle. Ben arkalarından seslendiğimde çocuğu etkileyerek ne bildiğini öğrenmeye çalışıyordu, cadı sesime dönünce de muhtemelen mineyi çıkarmak için boynuna yapışıp neredeyse bütün kanını içti.”

 “Percy iyi mi peki?” dedi Marcel endişeyle. “Evet,” diye yanıtladı köken vampir. “Ona biraz kanımdan içirdim ve anında toparlandı. Baygındı, evine götürüp annesine teslim ettim. Ama beni endişelendiren bu değil,” dedi Elijah. Besbelli bir şey kafasını fena kurcalıyordu.

 “Sorun şu ki Klaus cadının kanında mine olmadığını söyledi ve bayıldı. Kanı içtikten hemen sonra,” dedi yaşlı vampir endişeyle.

 “Ne demek istiyorsun?” diye sordu Marcel. “Şunu demek istiyorum, bu çocuğun kanı zehirli. Ayrıca mine olmadan da etkilenmiyor.” “Ama nasıl?” diye sordu Davina. Daha tanışmamışlardı bile ama kuzeni onu inanılmaz derecede şaşırtıyordu.

 “Doğuştan gelen bir şey olduğu kesin. Babasının bir insan olduğunu duydum ama artık hiç öyle olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca çocuk doğaüstü derecede hızlı ve güçlüydü. Yani, normal bir cadıyla uğraşmıyoruz Marcel. Daha bizim dünyamızdan haberi bile yok ama fazlasıyla güçlü. Buraya Klaus’u eski haline getirmesi için Davina’dan yardım istemeye gelmiştim. Bir orijinali kurutacak kadar güçlü, zehirli bir kanı içmenin adamlarına pek faydası olmayacağını belirtmeliyim.”

 “Zaten çocuklara dokunulması yasak. Eğer adamlarımdan biri kurallarımı çiğnerse ceza alır. Bu çocuğa dokunanları da cezalandırma zahmetine girmem, o kadar.”

 “Buna sevindim. Şimdi, Klaus’u iyileştirmek adına ne yapılabilir?” kapı çaldı, ardından açıldı. İçeriye genç bir erkek girdi. Vampir değil, diye düşündü Davina.

 “Selam Percy,” dedi Marcel gülümseyerek. “Bu Elijah Mikaelson, Klaus’un ağabeyi. Seni dün gece kurtarıp evine getirdi.”

 “Şey, merhaba.” Kuzeni kökene bakıp gergince gülümsedi. “Ve bu da Davina, senin kuzenin. Ona senden bahsetmiştim.”

 Percy Jackson öne çıktı ve elini uzattı. “Eee selam. Ben Percy.” “Selam.” Davina elini sıktı ve kuzenini yakından inceleme fırsatını buldu.

Percy Jackson ve OrijinallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin